Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Fransa yapılanmasında yer alan sanık Ümmühan Tımar hakkında 15 yıla kadar mahpus cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, örgütün yurt dışındaki eğitim-öğretim görünümlü faaliyetlerinin “o ulkelerin guvenlik ve istihbari bilgilerini temin ederek is birligi yaptıgı ulke ve devletlere aktarmak” maksadı taşıdığı vurgulandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Kabahatler Ofisince hazırlanan ve İstanbul ağır ceza mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün yurt dışı yapılanmasına ait tespitlere yer verilerek, hususa ait değerlendirmelerde bulunuldu.
İddianamede, FETO’nün Guney Amerika (Brezilya, Arjantin ), Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarındaki kimi ulkelerde bulunan okul, sirket ve kurum-kurulusları vasıtası ile orgutsel faaliyetler yürüttüğü anlatıldı.
Cumhuriyet Bassavcılıgınca FETO’nün tum yurt dısı okul yapılanması ve muzahir dernekleriyle ilgili olarak sorusturma buyruğunun verildiği anımsatılan iddianamede, örgutun yer edinmek istedigi farklı ulkelere uygun stratejiler benimseyerek oncelikle dısa acıldıgı birinci yer olan Orta Asya’dan baslayıp kazandıgı milletlerarası tecrübe kapsamında faaliyetlerini öteki kıtalara da yaydığı aktarıldı. İddianamede, örgütün dunyanın yaklasık 160 ulkesinde okul, etut merkezi, kultur merkezi, lisan kursu ile cesitli dernek ve sirketler kurarak bu ulkeleri orgut mensupları icin cazibe merkezleri haline getirerek faaliyetlerini surdürdüğüne değinildi.
İddianamede, 1990’lı yıllardan itibaren yurt dısına acılan orgutun “ser rehber” (örgut ismine butun ulkeleri gezerek, tespitlerde bulunan sorumlu sahıs) tarafından denetlenen ortalarında universitelerin de oldugu yaklasık 400 okulunun bulundugu belirtilen iddianamede, bilhassa yurt dısındaki okullara kayıt yaptıran ogrencilerden birinci etapta fiyat alınmadığı anlatıldı. İddianamede, örgutun okulları ekseriyetle yoksul ulkelerde yahut bolgelerde actığı, buradaki insanların bu okulların kendi teknolojilerinden daha yuksek düzeyde ve kalitede egitim verdigini fark etmesiyle talebin artmaya basladığı, bunun üzerine orgutün ogrenciler konusunda daha secici davranmaya basladığı ve okulların fiyatlı hale getirildiği kaydedildi.
Ayrıyeten örgütün yurt dısında “international school” isimli okullar açtığı, bu okulların acılabilmesi icin Ingiltere’nin müsaadesinin gerektiği, patentinin de Ingiltere’ye ilişkin olduğu anlatılan iddianamede, resmi lisanın Ingilizce oldugu bu okullarda, Turkcenin secmeli ders olarak okutulduğu, orgutün bu okullar vasıtasıyla bulundukları ulkelerin saygın ve faal bireylerinin cocuklarını okuluna kabul edip popularitesini artırmaya calıştığı belirtildi.
– “Hristiyan ve Yahudi orgutlerlerle diyalog”
İddianamede, şu değerlendirmeye yer verildi:
“FETO’nun yurt dısındaki telaffuz ve stratejisi öteki dini Turk kümelerle farklılık gostermektedir. Orgut ozel ya da kamu okullarında Avrupalı destekcilerinin güzeline gitmeyecek ve kırgınlık yaratacak hassas hususlarda sessiz kalmıs, cok sayıda Turk ve öteki ulke kokenli Islami küme ve orgutleri gormezden gelmis, Musluman orgutlerden cok niyet ve ideolojisine uygun buldugu Hristiyan ve Yahudi orgutlerlerle diyalog kurmustur. Mahallî secilmisler ve sivil toplum kuruluslarının sorumluları ile iyi münasebetler kurabilmek icin ağır gayret sarf etmişlerdir. Örgut tarafından organize edilen programlara davet ettikleri isimlerden de anlasılacagı uzere orgutün iktidardakilerle, secilmislerle ve toplum uzerinde tesirli entelektuellerle ilgilendiği anlaşılmıştır.”
Her ne kadar orgut tarafından yurt dısında egitim-ogretim faaliyeti yurutuldugu algısı ulusal ve memleketler arası kamuoyuna verilmeye calısılsa da asıl maksadın; egitim-ogretim faaliyeti gorunumu altında o ulkelerin guvenlik ve istihbari bilgilerini temin ederek is birligi yaptıgı ulke ve devletlere aktarmak oldugu anlasılmaktadır.”
– “Sahte iyilik hareketi algısı oluşturulmaya çalışılmış”
FETO’nün yurt dısında kelamda egitim-ogretim kurumları vasıtası ile olusturdugu bu istismarcı algı ile faaliyette bulundugu birden fazla ulke idarelerinden takviye gordüğü, bu alanda rahatlıkla lobi olusturduğu vurgulanan iddianamede, şu tespitlere yer verildi:
“Ozellikle ekonomik acıdan gelismemis olan Balkan ulkeleri, Afrika ulkeleri, Turki Cumhuriyetler ve başka ulkelerde orgutun asıl emeli; o ulkelerin idaresinde faal olan is adamları ile askeri, idari ve mulki yonetici pozisyonundaki devlet yetkililerinin cocuklarına okullarda kelamda egitim vererek kendi orgutsel ve ideolojik goruslerinin empoze edilmesidir. Ulke idarelerinde ileride kelam sahibi olacak cocuklar ve gencler bu okullarda yetistirilip devlet idarelerine sokularak orgutun koydugu gayeler dogrultusunda ulke idareleri ve siyasetinin denetim edilmesi amaclanmıstır.
Bu kapsamda bu faaliyetleri gerek ulusal seviyede gerekse memleketler arası alanda günahsız gostermek gayesiyle ‘Turkce lisan olimpiyatları’, kurban/zekat ve öteki bagıs ve seyahat tertipleri yapılarak düzmece iyilik hareketi algısı olusturulmaya calısılmıs, bunda da basarılı olunmustur. Baslangıcta yurt dısında egitim – ogretim faaliyetleri ile o ulkelerin kamuoyunda olumlu algı olusturan, faaliyet yuruten orgutun ulkelerin ekonomik ve burokratik alanlarında ulastıgı guc sayesinde ulkemiz aleyhine lobicilik faaliyetlerini acıkça yurutmeye baslamıs, o ulke yönetimlerini ulkemiz aleyhinde hal almalarını saglamaya calısmıstır.”
– FETÖ’nün ABD’deki pozisyonu
Orgut elebaşısı Fetullah Gülen’in 1999’da, terör örgütü PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan’ın, ABD tarafından Türkiye’ye iadesinden kısa bir müddet sonra ABD’ye gittiği ve burada öteki hicbir Batı ulkesinde rastlanamayacak kadar buyuk imkan ve imkanlara kavustuğu anlatılan iddianamede, Gülen’in, ABD istihbarat teskilatı CIA mensuplarının referansı ile ABD mahkemesince Green Card müracaatının kabul edildiği ve ABD’de oturma hakkını elde ettiği hatırlatıldı. İddianamede, örgüt elebaşısı Gülen’in ABD’ye sarfiyat gitmez CIA’in dayanağı ile süratli bir bicimde dinlerarası diyalog, müsamaha ve üniversal barıs temaları uzerine şurası bir strateji izlemeye basladığı, ABD genelinde Turkish Amerikan Alliances isimli bir federasyonun bunyesinde yaklasık 165-170 sirket ve kurulusun ortaya cıkmasını sağladığı kaydedildi.
Orgutun ABD’de 135 kadar Charter okulu olduğu, bu okullarda yaklasık 45 bin ogrenci bulunduğu, farklı eyaletlerde 165 sivil toplum kurulusunun faaliyet gosterdiği anlatılan iddianamede, örgutun yurt dısında bulunan egitim kurumlarıyla ilgili Gulen’in konuşmalarına yer verildi.
– Sanığın aktif pişmanlıktan yararlanmaması istendi
İddianamede, sanık Ümmühan Tımar’ın Fransa’da örgüte ilişkin farklı farklı konutlarda kaldığı ve örgütün Fransa yapılanmasında etkin faaliyet yürüttüğü anlatıldı.
Sanık Tımar’ın 2015’te örgütün haberleşme ağı ByLock’u kişi listesinde ekli bulunan terör örgütü mensubu S.Y.’nin isteği üzerine telefonuna indirerek kendisinin kurduğu aktarılan iddianamede, sanığın, 2016’da Türkiye’ye dönmeden evvel ByLock uygulamasını sildiği kaydedildi.
İddianamede, Tımar’ın 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra 2017 yılında evlenerek Fransa’ya yerleştiği ve aktif pişmanlık kararlarından yararlanmak istediğini söyleyerek birtakım örgüt mensuplarını fotoğraflarından teşhis ettiği belirtildi.
Sanık Tımar’ın kendisini terör örgütünün talimatı ile yurt dışına gönderen örgüt mensubunun açık kimlik bilgilerini vermekten kaçındığı, ByLock tutanağı ile kollukça tespit edilen örgüt mensupları dışında öbür örgüt mensupları hakkında rastgele bir bilgi vermediği kaydedilen iddianamede, ByLock’un kişinin kendisinin indirerek kuracağı bir program olmamasına karşın Tımar’ın ByLock’u kendisinin indirip kurduğunu söyleyerek palavra beyanda bulunduğu, örgütsel tutum geliştirerek ByLock uygulamasını telefonuna kuran örgüt mensuplarının kimlik bilgilerini açıklamaktan kaçındığı vurgulandı.
Bu nedenlerle sanığın faal pismanlık kararlarından yararlanmaması gerektigi belirtilen iddianamede, sanık Ümmühan Tımar’ın “silahlı terör örgütüne üye olmak” kabahatinden 7,5 yıldan 15 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması istendi.
Memurlar
