Koronavirüsün Türkiye’de ortaya çıkmasıyla birlikte hastanelerde kurulan Covid-19 ağır bakım servislerindeki sıhhat grupları, 9 aydır gece gündüz çalışıyor. Ağır bakım servislerinde vazife yapanların kendileri de hastalanıyor, tedavilerinin akabinde çabayı birebir kısımda sürdürmeye devam ediyorlar. Hatta tedavisini yaptıkları korona hastalarının yeme, içme, paklık üzere temel bakımlarını da üstleniyorlar. Antalya’daki 46 pandemi hastanesinden biri olan Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2 olan ağır bakım sayısı, olay sayısındaki artışla birlikte 6’ya çıkarıldı. Bu yoğum bakım servislerinden birinde 20 kişilik takımdaki çalışanların çoğunluğu ise aylardır ailelerinden uzakta ömrünü sürdürüyor. 9 aydır birebir ağır bakımda çalışan grupta koronavirüse yakalanan, emeklilik için yaşı gelen, akciğer ameliyatı olanlar da dahil hastane idaresinden gelen ‘yer değişikliği’ teklifini geri çevirdi.
BİRBİRLERİNİ SIRTLARINA YAZDIKLARI İSİMLERİNDEN TANIYORLAR
Serviste bulaş riskine karşı kendilerini korumak için tulum, maske ve siperliklerini takan sıhhat çalışanları, birbirlerini tanıyabilmek için tulumlarının sırt kısmına isimlerini yazıyor. Hava geçirmeyen tulumlarla saatlerce çalıştıktan sonra terleyen çalışanların, taktıkları gözlük ve siperlik nedeniyle de yüzlerinde iz oluşuyor.
‘9 AYDA BİR SEFER AİLEMİ ZİYARET EDEBİLDİM’
Pandemi hastanelerindeki takımda yer alan Doç. Dr. Nilgün Kavrut Öztürk, “Bulaş riski nedeniyle konutuna gidemeyen arkadaşlarımız var. Pandemi herkesin hayatını alt üst etti, lakin biz, bunu daha derinden hissettik. Sürecin başında bu hastalığın, tedavisinin meçhullüğü, kendimizi nasıl koruyacağımız kaygısı ağır basarken ilerleyen süreçte bunlara alıştık. Lakin ‘ailelerimizi nasıl koruyabileceğimiz?’ kaygıları bizi rahatsız etti. Anne ve babamı 9 ay boyunca sırf bir kez ziyaret edebildim. Takımımızın bir kısmı pandeminin başında konutlarına gitmeden öteki yerlerde konakladı, hala ailelerinden farklı kalan arkadaşlarımız var” dedi.
‘KORONAVİRÜSE YAKALANAN ARKADAŞLARIMIZ OLDU’
Kendilerini bir aile üzere hissettiklerini belirten ağır bakım sorumlusu hemşire Zuhal Aydın, “Bulaş riski yüksek bir hastalık olduğu için burada çalışan tüm çalışanımızla birlikte iş birliği içindeyiz. Mart ayından itibaren çalışan birtakım arkadaşlarımız koronavirüse yakalandı. Hastalığın bulaş riskinin ne kadar yüksek olduğunu, burada yatan hastalarımızda gördüğümüz için önlemleri konutumuzda de birebir halde uygulamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘EKİPİ DAĞITMAK İSTEMEDİK’
Takımda misyon yerini değiştirmek isteyen arkadaşları olmadığını söyleyen Aydın, “Hastane idaremiz ‘tükenmişlik, yorgunluk, risk olabilir’ diyerek hepimize yer değişikliği hakkı tanıdı. Lakin grup olarak dağılmak istemedik. Zira mevzu hakkında artık deneyimimiz var. 9 aydır birinci günkü öz datayla, çalışmaya devam ediyoruz ” diyor.
’20 GÜN HASTALIKLA BOĞUŞTUM, 21’İNCİ GÜN VAZİFEYE GELDİM’
25 yıldır ağır bakım servis hemşiresi olarak vazife yapan ve 9 aydır da pandemi ağır bakımda çalışan Zehra Çakmak, “Hastalarımızı iyileştirebilmek için burada savaş verdik. Bu sırada kendim de koronavirüse yakalandım. 20 gün çok makûs bir tedavi ve karantina süreci geçirdim. Hastalığı atlatmamın akabinde idarecilerimiz ‘Yerini değiştirmek istersen, farklı bir yerde çalışabilirsin’ dedi. Her şeye karşın 21’inci günde tekrar ağır bakıma grubumun ortasında döndüm’ dedi.
‘HASTALARIN BİZE GEREKSİNİMİ VAN’
Vatandaşlara koronavirüsle çabada alınması gereken tedbirler hakkında ihtarda bulunan hemşire Zehra Çakmak, “Hastalarımızın bize gereksinimini olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden ağır çalışıyoruz, yoruluyoruz, konutumuzu ve ailemizi unutuyoruz. Hastalarımız iyi olduğu vakitler da memnun oluyoruz. Biz sıkıntı kaideler altında gayret ederken halkamızın da maske, aralık ile paklık kurallarına uymalarını bekliyoruz” dedi.
Memurlar
