Türkiye’de birinci Kovid-19 olayının görüldüğü 11 Mart’tan beri Kovid-19 servislerinde ağır mesai yapan sıhhat çalışanları, herkesi maske, toplumsal aralık ve hijyen kurallarına uymaya çağırıyor.
Pandemi hastanesi olarak hizmet veren Nevşehir Devlet Hastanesinde vazifeli sıhhat çalışanı, sıkıntı günlerin bir an evvel geride kalmasını umut ediyor.
Kovid-19 ağır bakım hemşiresi Zehra Ceran, AA muhabirine, 23 yıllık hemşire olduğunu, marttan bu yana meslek yaşantısının en güç ve ağır devrini geçirdiğini söyledi.
Bir taraftan kendileri ve yakınlarını virüsten korumak için çalıştıklarını, öteki taraftan da hastaların iyileşmesi için tedavi hizmetlerinin yanında moral vermeye çaba gösterdiklerini belirten Ceran, “Kovid-19 süreci o kadar sıkıntı ki anlatılmaz, yaşanır ve en yakından biz yaşadık. Meslek hayatımda birinci sefer bu türlü kuvvetli süreçle karşılaştım. Ruhsal, maddi, manevi her türlü etapta insanı yıpratan bir süreç.” dedi.
Virüse maruz kalanların yakınları tarafından çaresizce kendilerine emanet edildiğini anlatan Ceran, Kovid-19’un genç, yaşlı ayrımı yapmadığına dikkati çekti.
Kendisinin de bu virüsle tanıştığını lakin hafif atlattığını aktaran Ceran, bu çeşit örneklerin, hastalığı hafife alma durumu oluşturmaması gerektiğini, virüsün anlık ve süratli tesirlerle hastalığın seyrini bir anda çok olumsuz bir tabloya dönüştürebildiğini lisana getirdi.
Hastalıktan korunmak için maske, toplumsal ara ve hijyene dikkat edilmesini tavsiye eden Ceran, şunları söyledi:
“İnsanların Kovid-19 servisine geldiğinde en büyük telaşları hava açlığı ve mevt korkusu. Genç bir hastamız vardı, ağır bakıma alacağımızı duyunca ‘eyvah öleceğim’ diye panikledi. Empati yapmaya çalışıp ağır bakım sürecinin tedavi süreci olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İnsanlara hem tedavi hem ruhsal taraftan dayanak veriyoruz. Süreç boyunca en büyük destekçileri biziz, birlikte güldük, birlikte sevindik, kayıplarında ağladık. Burası CPR yani yine canlandırma odası. Allah kimseyi buraya düşürmesin. Buraya gelindiğinde her şeyin sonuna gelmiş olmak manasına geliyor. Dışarı çıktığımızda yakınlarıyla göz göze gelmek çok güç. Çaresizliği hissediyorsunuz. Kimse hastalığı hafife almasın ve rehavet göstermeden daima önlemlere uysun.”
“Burada birçok acıya da şahit olduk”
Hemşire olarak 11 yıldır vazife yapan Semiha Sevim de ameliyathanede çalışırken süreç nedeniyle Kovid-19 servisinde çalışmaya başladığını, meslek hayatının en güç günlerini bu serviste yaşadığını anlattı.
Kovid-19 testinin müspet çıktığını öğrendiğinde tekrar sıhhatine kavuşamayacağı istikametinde endişeler yaşadığını vurgulayan Sevim, misyon yaptığı serviste birçok kişinin son nefesine şahit olmanın hüznünü yaşadığını kaydetti.
İnsanların, hasta olan yakınlarını hastaneye çaresizce bırakıp gitmelerinden ruhsal olarak çok etkilendiğini tabir eden Sevim, “Beni en çok etkileyen, insanların anne babalarını Kovid-19 olmaları nedeniyle bırakıp gitmek zorunda olmaları. Bize emanet ettiler. Nefes hayat demek, biz onların en son nefesine şahit olduk. Toplumda, bu ortamı ve yaşadıklarımızı görmedikleri için hafif bir grip üzere düşünenler var. Bugün yatışını yaptığımız bir hastayı sonraki gün kaybedebiliyoruz. Toplum kurallara uyma konusunda hassas olmalı.” biçiminde konuştu.
Aycan Bayrak ise 13 yıldır sürdürdüğü hemşirelik mesleğinde, mart ayından beri en güç günleri yaşadığını söyledi.
Sıhhat vazifelilerinin bu süreçte insan üstü performansla çalıştığına dikkati çeken Bayrak, sıhhat çalışanlarına yönelik şiddetin kendilerini çok üzdüğünü lisana getirdi.
Bu süreçte ruhsal ve bedenen çok yorulduklarını, mesaiden sonra meskende de çocuklarına öğretmenlik yapmak zorunda kaldığını kaydeden Bayrak, “Yoğun nöbetlerin akabinde çocuklarımıza veli ve öğretmen olmamız, üzerimizdeki yükü artırdı. Sıhhat çalışanları olarak elimizden geleni yaptığımızı düşünüyor ve sıhhat çalışanlarına yönelik şiddetin sona ermesini istiyoruz. Bu süreç hepimizi çok yıpratmaya başladı. Umarım kısa müddette bugünleri geride bırakırız.” sözlerini kullandı.
Memurlar
