Yeşilay Umumî Yönetici Vekili Dr. Mehmet Dinç, çocuklar için tehlike içermesiyle gündeme gelen “Mavi Bebek” oyunu konusunda AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu çeşit zararlı yazılımlara “oyun” denildiğinde sorunun ciddiyetinin azımsandığını tabir ederek, “Ben buna aşamalı cinayet planı diyorum zira kişilerin canına kast etmeye kadar giden önemli riskleri beraberinde getiriyor.” görüşünü lisana getirdi.
İnternet ortamında iyi niyetli kişilerin yanı sıra beğenilmeyen niyetli ve kişilere zarar vermek isteyen beşerler da bulunduğunu kaydeden Dinç, “Bazen büsbütün berbat niyetlerle bazen şan şöhret elde etmek, bazen para kazanmak üzere motivasyonları oluyor. En riskli kümedeki, en savunmasız kişileri maksat alıyorlar. Bunlar da yüklü olarak çocuklar ve ergenler oluyor.” diye konuştu.
Dinç, çocukluk ve ergenlik periyodunda gençlerin keşfetmek, anlamak ve denemek istediğini belirterek, şu haberleri paylaştı:
“Bilgi az olduğu için ‘Bana bir şey olmaz’, ‘Annem, babam anlamıyor’, ‘Yeni bir dünyada farklı bir süreçte yaşıyor’ fikri çok fazla. Akran tesirinin beşerler üzerindeki tesiri çok fazla. Bunlar bir araya geldiğinde yeni bir şeyleri denemeye yönelik önemli bir istek ortaya çıkıyor. Bu dilek neticesinde beşerler zararı gözlerinde minimize ediyor, merakı maksimize ediyor ve bu çeşit şeylere dahil oluyor. Bu aşamalı cinayet planları -diğerlerinde de birebir şey kelam konusuydu- organize edilirken kişilerin en zayıf noktalarını, yalnız oldukları vakitleri seçiyor, bu formda oynama talimatı veriyor. Zayıf oldukları devirleri, mahsusen geceleri, uyku gereksiniminin en fazla olduğu, vücudunun en zayıf olduğu vakitleri seçiyorlar. İnsanoğlunun karar verme yetisi geceleri düşer, münasebetiyle sahih bir halde değerlendiremez durumu. ‘Geceleyin oynayacaksın’, ‘Şu saatte oynayacaksın’, ‘Kimseye anlatmayacaksın’ halinde telkinde bulunuyorlar. Çocukları ve gençleri adım adım riskli, sorunlu, sorunlu durumlara sokuyorlar ve çocuk bir noktaya geldiğinde geri döneceğine inanamaz hale geliyor. Bu formda kendisine yahut diğerine zarar verebilecekleri noktalara kadar çocuklarımızı ve gençlerimizi götürebiliyorlar.”
Çocuklar ve gençler açısından dünya çapında büyük bir risk ve şiddetli durumun içerisinde bulunulduğuna işaret eden Dinç, farkındalık faaliyetlerinin artırılmasının, ana babaların hassasiyetinin en üst seviyeye çıkarılmasının ve çocuklarla gençlerle çalışan kişilerin bu bahisteki haberinin artırılmasının değerine dikkati çekti.
“Çocuğun mahsusen ergenlik periyodunda akranlarıyla buluşmaya muhtaçlığı var”
Mehmet Dinç, bu cins oyunları oynayan çocuk ve gençlerin kimilerinin, aileleriyle ilgilerinde mesele yaşayanlar olduğunu fakat ana babayla mesele yaşamasa da ilgi azsa ve ana baba çocuğunun dünyasından haberdar değilse önemli problemlerin laf konusu olabildiğini aktardı.
Ana babalarla çocukların her geçen gün munfasıl dünyalarda yaşamaya başladığını belirten Dinç, şunları söyledi:
“Anne babaların gündemleri, haberleri, ilgileri, dikkatleri çok farklı, çocukların gündemleri, haberleri, ilgileri, dikkatleri çok farklı. Hayatı paylaşmakla alakalı önemli sorunlar laf konusu. Dikkat edilmesi gereken bahislerden birincisi, ana baba ve çocuğun tıpkı dünyalarda, birbirlerinden haberdar olarak yaşamaları. Ana babalar, toplumsal medya ve haber bültenleri üzerinden Türkiye’de ve dünyada yeni olan her şeyden haberdar. Öbür taraftan baktığımızda memleketteki, dünyadaki her şeyden haberdar ana baba, çocuğunun dünyasındaki dertten, badireden, sorundan, kazadan habersiz. Bu, çok sorunlu bir durum. Münasebetiyle birinci başta çocuğumuzun dünyasına girmemiz, onun dünyasından haberdar olmamız, gündemini ve gündemimizi paylaşmamız çok değerli.”
Dinç, ergenlik devrinde yalnızca ana babanın çocuğun hayatında var olmasının yetmeyebileceğine değinerek, şu teklifleri sıraladı:
“Çocuk, öteki kişilerle bir araya gelmek isteyebilir. Çocuğun sosyalleşebileceği tabanların hazırlanması çok kıymetli. Gençlerimizin ve çocuklarımızın kent hayatında akranlarıyla buluşma yerleri ve imkanları azalmış durumda. Bu imkanları, akranlarıyla sağlıklı, akıllıca yerlerde buluşma imkanlarını ne kadar çoğaltırsak o kadar çocuklarımızın zararlı, sorunlu durumlardan uzak kalmasına yardımcı oluruz. Çocuğun bilhassa ergenlik periyodunda akranlarıyla buluşmaya gereksinimi var. Ergenlik devrindeki en temel ruhsal gereksinimlerden bir tanesi görünme ve aynalanma gereksinimini çocuk gerçek hayatta karşılayamıyor. Zira bağda olduğu, haberdar olduğu, nizamlı olarak görüştüğü insan sayısı çok az. Bu muhtaçlığı nasıl karşılayacak? Toplumsal medyadan, internet üzerinden karşılamaya çalışıyor ve haberi, tecrübesi az olduğu, devirden ötürü zayıflığı çok olduğu için velev istemez zararlı kişilerle zararlı sitelerle zararlı pratiklerle karşılaşıyor. Çocukları internet yahut toplumsal medyadan uzaklaştırmaktan, yasaklamaktan, hal reaksiyon koymaktan ziyade gerçek hayatta zenginleştirmeye dönük teşvik etmek, imkan sağlamak, desteklemek çok kıymetli. Burası esasen yeteri kadar güçlü, geniş, renkli olsa, başka taraf zarar veremeyecek.”
“Yaygın olduğu için olağan gözüküyor, velev ortak kültür haline geliyor”
Yeşilay Umumi Yönetici Vekili Dr. Mehmet Dinç, başlangıç aşamasında oyunun çok kullanıldığına değinerek, şunları söyledi:
“Online oyunlar sorunlu davranışların giriş kapısı oluyor. Temiz gözüküyor, yaygın olduğu için olağan gözüküyor, velev ortak kültür haline geliyor. Bilhassa erkek çocuklar arkadaşlarıyla toplumsallaşabilmek için ortak gündem olarak oyunları konuşuyor. Oyunların ortak kültür olması, çok farklı cephelerden teşvik edilmesi, cazip hale getirilmesi, çocukların oradan başlayıp farklı mekanlara kaymalarına sebep oluyor. Memleketler arası oyun ağlarının çocukların zarar görmesiyle ilgili yönlendirilmesinde tesirli olduğunu görüyoruz. Birileri oyun sitelerine dahil oluyor, çocukları gençleri gaye alıyor, bir bölgelere çekiyorlar. Çocuklar, siber zorbalıklara, istismara maruz kalabiliyor, dolandırılabiliyor.”
Yeşilay’ın dijital teknolojiler ve internet konusunda Türkiye’de ve dünyada olumlu ve sahih bir kültürün, akıllıca ve yararlı tasarrufun yaygınlaşması için uğraş ettiğini belirten Dinç, “Oyunların çok dikkatli biçimde tüketilmesi, ana babanın muhakkak haberi ve denetiminde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Memurlar
