Adana’da, Acil Servis hemşiresi 3 mesai arkadaşı, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) atlatıp misyonlarına dönmenin memnunluğunu ve gururunu yaşıyor.
Yüreğir Devlet Hastanesi Acil Servis hemşirelerinden Mert Can Aydın, Hasan Sarıgöz ve Burcu Alyanak, tedavi sürecini ve yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
22 yaşındaki Mert Can Aydın, Kovid-19’u, iki gün hastane tedavisi ve 13 günlük konutta izolasyon süreciyle atlatıp misyonuna döndü.
Meslek hayatının şimdi beşinci ayında acı bir deneyim yaşayan Aydın, hem Kovid-19’u yenmenin hem de hastalara şifa dağıtmaya devam etmenin memnunluğunu yaşıyor.
Aydın, salgının Türkiye’deki başlangıç periyodunda, bir arkadaşının testinin olumlu çıkması üzerine belirti göstermemesine karşın kendisinin de test yaptırdığını söyledi.
Kendi testinin de müspet çıktığını belirten Aydın, şöyle konuştu:
“Test olumlu çıkınca iki gün hastanede yattım. Belirti olmayınca meskende izole ettiler. 13 gün de meskende yattım. Konutta annem ve babam yaşlı, kronik rahatsızlıkları var. Odalarımızı ayırdım, kapı kollarını daima deterjanlı suyla siliyordum. Daima maske takıyordum. 13 gün boyunca onlarla hiç temasım olmadı. Bazen babam sitem ediyordu, niçin yanımıza gelmiyorsun, diye. Genel olarak daima odamda duruyordum. Asıl endişem onlardı. Kimsenin huzursuz olmasını istemiyorum ancak herkes tedbirini almalı. Toplumsal uzaklığa, maske kullanımına ehemmiyet vermeli. Herkes ailesini düşünmeli. Gençler ailesine, anne, babasına bulaştırabilir.”
Hastalığını kendisine “ders” olarak gördüğünü söz eden Aydın, “Belki dikkatsizliğimden bulaştı ancak acı bir deneyim oldu. Sıhhat personeliyiz, bu mevzuda daha da dikkat etmem gerekir.” dedi.
– Plazma bağışıyla iki doktora umut oldu
Birebir serviste vazife yapan hemşire Hasan Sarıgöz de halsizlik ve öksürük şikayetleri üzerine yaptırdığı testin olumlu çıktığını lisana getirdi.
Hastalık öncesinde hamile eşini memleketine gönderdiğini anlatan Sarıgöz, “Hiç aklıma gelmezdi müspet çıkacağım. Olağan her zamanki üzere bir grip hissediyordum. Ben negatif çıkar diye düşünüyordum, gönül rahatlığıyla meskenime gittim. Hatta iki gün sonra da eşim gelecekti. Test sonucumun müspet olduğunu öğrenince eşimi aradım orada kalmalarını söyledim.” sözlerini kullandı.
Sarıgöz, birinci 4 gün serviste yattığını, öksürük ve öteki belirtiler artmayınca konutta izolasyona alındığını, 14 gün sonunda yaptırdığı testlerinin negatif çıkmasıyla misyonuna döndüğünü kaydetti.
Viral enfeksiyonlarda hamilelerin daha büyük risk altında olduğunu, hastalık sürecinde gebe eşi ve doğmamış çocuğunu düşündüğünü belirten Sarıgöz, şöyle konuştu:
“İlk duyduğumda ruhsal olarak çok berbattım. Birinci iki gün hastanede uyku bile uyuyamadım. Ruhsal olarak üzerimde bir yük vardı. Bir bilinmezlik vardı hastalıkta. Derin fikir vardı. Nasıl ilerleyecek, nasıl tedavi olacak pek bilemiyordum. Ailemle de esasen daha evvelce ayrılmıştım. Onları da özlemiştim. Ailemi bir daha göremeyeceğimi düşünmek beni derinden etkilemişti. Eşimin burada olmaması büyük bir avantaj oldu. Kendisini koruyoruz. Ailemle eskisi üzere temasta bulunmuyorum. İnşallah bu süreci atlatacağız.”
Sarıgöz, hastalığı atlatınca Türk Kızılay’ın kendisine ulaştığını ve plazma bağışında bulunduğunu aktararak, şunları söyledi:
“Sokağa çıkma kısıtlaması varken beni aradılar. İki hekim için acil plazma gerek, dediler. Konuttan aldılar, gidip bağışladık. Plazma bağışlayarak iki hekim arkadaşa umut olduk. Kızılay’dan bana geri dönüş oldu. İki arkadaştan biri İstanbul, oburu Adana’daymış. Plazma sonrası ikisinden de olumlu cevap alınmış.”
– “Normalleşme sürecini insanların çok yanlış anladığını düşünüyorum”
Acil Servis sorumlu hemşiresi Burcu Alyanak ise vazifesi gereği hastalarla çok fazla münasebeti olmadığı için Kovid-19’un kendisine bulaşacağına çok ihtimal vermediğini lakin testinin müspet çıktığını anlattı.
Testi müspet çıkınca moralinin bozulduğunu belirten Alyanak, “Sağlık işçisi olduğumuz için kendimden evvel ailemi sakinleştirmem gerektiğini düşündüm. Onlara müspet olmaya çalıştım, moralimi toparladım, gerilim yapmadım. Arkadaşlarımı, iş etrafımı, ailemi, eşimi herkesi iyi olduğuma dair olumlu tarafta ikna etmeye çalıştım.” dedi.
Alyanak, hastalık sürecinde “yeni normal”in vatandaşlarca yanlış anlaşıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Normalleşme sürecini insanların çok yanlış anladığını düşünüyorum. Olağanlaşma demek, ‘her şey hür, her yere girilip çıkılabilir, toplu alanlarda bulunulabilir’ demek değil. Olağanlaşma, ‘normal hayat devam edecek lakin biz önlemleri alarak bu olağan hayata devam edeceğiz’ demek. Tekrar maske takmak, el hijyeni, toplumsal aralık katiyetle gerekiyor.”
Memurlar
