Eskişehir Kent Hastanesi uzmanlarından Doç. Dr. Vural Fidan ile Bilecik Devlet Hastanesi Pandemi Polikliniği ve Ağır Bakım Ünitesi’nde misyon yapan sıhhat çalışanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile çabada yaşadıklarını anlattı.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Fidan, AA muhabirine, Kovid-19 sürecinin toplumun bütün kesitleri üzere sıhhat çalışanlarını da direkt etkilediğini söyledi.
Sıhhat çalışanlarının hem etrafını hem de sevdiklerini etkilememek için azami dikkat gösterdiğini vurgulayan Fidan, hastanede giydikleri kıyafetlerle konuta gitmemek, tüm beden paklığı yapmak üzere işleri her gün gercekleştirdiklerini söz etti.
Pandemi servisinde görevliyken tulum, maske, bone gözlük yahut siperlik, eldiven ve galoş kullandıklarını anlatan Fidan, şöyle konuştu:
“Bu ekipman ve giysilerle günde asgarî 8 saat, azamî 24 saat geçiriyoruz. Bu giysilerin hava almaması sebebiyle önemli terleme yaşıyoruz. Bu da başka bir rahatsızlık ortaya çıkarabiliyor. Bu ekipmanlar ve giysiler nedeniyle pandemi servisinde vazifeli tabiplerin beslenme süreçleri bile etkilenebiliyor. Ulusal servet olan ekipmanların hem israf edilmemesi hem de riskin minimize edilmesi açısından su içme hatta lavabo muhtaçlıklarını geciktirmek durumunda kalıyoruz.”
– “Bu anıyı hatırladıkça içim burkuluyor”
Doç. Dr. Fidan, Kovid-19 salgını sürecinde serviste yaşadığı ve unutamadığı anılarının olduğuna değinerek, şunları söyledi:
“Benden yaşça küçük bir tabip arkadaşım, uzun müddet Kovid servisinde tedavi gördü. Bu süreçte kötüleştiği bir anda benden özel bir şey rica etti. Gözyaşları içinde, 5 yaşında bir kızının bulunduğunu, hastalık nedeniyle kendisine bir şey olursa çocuğuna amcalık yapmamı istedi. Ben de kendisine hastalığı yeneceğine inandığımı ola ki rastgele bir problemli süreçte eşini kardeşim, kızını yeğenim olarak kabul edeceğimi, onlara her türlü takviyesi vereceğimi ve sahip çıkacağımı ilettim. Bu anıyı hatırladıkça içim burkuluyor. Çok şükür tabip arkadaşım kurtuldu, sıhhatle işine devam ediyor.”
Hastanede Kovid-19 tedavisi gören yaşlı bir hastanın rahatsızlığı sürecinde torununun dünyaya geldiğini belirten Fidan, “Amca, bana torununu hiç göremediğini, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybederse gözlerinin açık gideceğini iletti. Çabucak amcanın oğlunu arayıp, cep telefonundan imajlı görüşmelerini sağlayarak torununu gösterdik. Torunun yüzünü görüp, sesini duymasını sağladım. Çok şükür amcamızı da sağlıklı halde meskenine gönderdik.” diye konuştu.
– “Elinizden ne geliyorsa onu yapın”
Bilecik Devlet Hastanesi Pandemi Polikliniği ve Ağır Bakım Ünitesi’nde misyon yapan sıhhat çalışanları, Kovid-19 ile gayrette yaşadıklarını paylaştı.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Selma Aktaş, hastanede tüm birimdekilerin her Kovid-19 hastası için hem çaba hem de dua ettiğini lisana getirdi.
Pandemi polikliniğinde tüm hekimlerin canla başla çalıştığını anlatan Aktaş, şöyle devam etti:
“Pandemi alanından her çıktığımızda, dikkat etmemize karşın çocuklarımıza sarılmaya korkuyoruz. ‘Acaba Kovid-19’u taşıyor muyum, onlara da bulaştırır mıyım?’ diye korkuyoruz. Boğazımız ağrısa, halsiz olsak, ‘O gün bugün mü?’ diyoruz. Kaybettiğimiz hastalar için en az yakınları kadar üzülüyoruz, içimiz acıyor. O yüzden, lütfen önlemli davranalım. Elimizden ne geliyorsa yapalım. Bu hastalığın ne yaşı var ne de latifesi.”
“Yorulduk lakin çabayı asla bırakmıyoruz.” diyen Aktaş, “Bazen maske ve ara kurallarının ihlal edildiğini görüyoruz, hiçbir şey yokmuş üzere davranılıyor. Kalabalık ortamlar gördüğümüzde çok üzülüyoruz. Sanki boşa mı kürek çekiyoruz? Biz bir takımız, yalnızca sağlıkçılarla bu iş yürümez, insanların önlem almaları çok kıymetli. Bizlerin onları önemsediği kadar kendilerini önemseseler, bu bile kâfi.” sözlerini kullandı.
Aktaş, çabanın ulusal çapta sürmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Ağır şikayetleri olmayan bir hastamızı 1 aylık tedavi sonrasında kaybettik. Çok çabuk ilerledi hastalık, verilen tüm tedaviye karşın düzelmedi. Bu hastalık çok yaygın zatürreye sebep oldu. Tüm hastane hastayı tanıyordu, daima birlikte iyileşmesi için dua ediyorduk. Hastanede onun için gözyaşı dökmeyen yoktur. 11 yaşındaki oğlu gelip bana ‘Babam iyileşecek mi?’ diye sormuştu. Bu bizi çok üzüyor. Lütfen ‘Bana bir şey olmaz.’ demeyin. Kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için elinizden ne geliyorsa onu yapın. Biz sağlıkçılar tükenmeden, eski normalimize dönmek istiyoruz.”
– “Önce kendimize dikkat edeceğiz”
Anestezi Uzmanı ve Ağır Bakımlar Sorumlu Tabibi Serkan Yücepur ise ağır bakım ünitelerinde insanların zorluklar çektiğini anlattı.
Kovid-19’un kimi risk kümeleri ve yaşlarda ağır seyrettiğini tabir eden Yücepur, “Özellikle teneffüs yetmezliği olan hastaları ağır bakıma alıyoruz, bu teneffüs açlığı, hastalar için dayanılmaz bir süreç. Maalesef bu uzun bir süreç ve her vakit ağır bakımdan sağlıklı çıkma bahtları olmuyor. Durumu başından beri umursamayan beşerler, ağır bakıma düştüklerinde işin önemli boyutlara varabileceğini anlıyor.” diye konuştu.
Herkesi maske-mesafe ve paklık konusunda hassasiyete davet eden Yücepur, “Bu hastalık size bulaştığında ailenizdeki tüm fertlere de bulaşıyor. Onun için evvel kendimize dikkat edeceğiz. ‘Bana bir şey olmaz.’ demeyeceğiz. Size bir şey olmaz tahminen lakin meskendeki annenize, eşine ve çocuğuna bulaştırıp onların hayati risklerle ağır bakımda tedavi olmasına ya da ölmesine sebep olabilirsiniz, bu iş o kadar önemli.” dedi.
– “Kimsenin anne-babasını burada görmek istemiyorum”
Anestezi Uzmanı Gonca Gül Hayran, yaşlı-genç, erkek-kadın ayrımı yapmaksızın önlemli olunması gerektiğini vurguladı.
Hayran, 60 yaşlarında Kovid-19’a yakalanan bir bayan hastanın kendilerini çok etkilediğini şu sözlerle anlattı:
“Bir anne, bir babaanne idi. Hiçbir ek hastalığı yoktu ve bize teneffüs ıstırabıyla geldi. Onunla çok önemli çabalar verdik. Umudumuzu kaybettiğimiz anlar çok oldu. Birbirimize takviye vererek tekrar bir efor içine girdik, sonu çok iyi oldu. Düzgün olduğu haberlerini alıyoruz, yürümeye uğraş gösterdiğini öğreniyoruz. Hayatına kaldığı yerden devam ettiğini duyuyoruz, bu da bizi çok keyifli ediyor. Ne yazık ki kaybettiğimiz hasta da çok oldu, onları da unutmuyoruz.”
İzolasyon sürecinde insanların çok daha dikkatle kuralları yerine getirmesi gerektiğini belirten Hayran, “Kimsenin anne-babasını burada görmek istemiyorum, kendi anne ve babamı asla. Dikkat ettiğimiz sürece bunun önüne geçebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
Memurlar
