– Eğitim uzmanı Prof. Dr. Levent Eraslan, uzaktan eğitimin, geleceğin eğitsel modeli olduğunu, lakin öğretmenlerin, öğrencilerin ve ailelerin bu sisteme ahenk sağlaması gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Eraslan, uzaktan eğitim süreci konsunda öğretmen, öğrenci ve velilerin nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda AA muhabirine bilgi verdi.
Uzaktan eğitim sürecinin, yalnızca Türkiye’de değil dünyanın her yerinde tahsil gören öğrencilerin hayatlarını etkileyen bir süreç olduğunu belirten Eraslan, mart ayında başlayan sürecin birinci evre olduğunu hatırlattı. Eraslan, tatil sonrası başlayacak ikinci devir ile birinci olarak öğretmenlerin sınıf içersinde ders anlatmaktan, uzaktan eğitim ortamına geçişte, ruhsal ve teknolojik hazırlıklarının kıymetli olduğunu vurguladı.
Uzaktan eğitim sisteminin geleceğin eğitsel modeli olduğuna işaret eden Eraslan, öğretmenlere, öğrencilere, anne ve babalara kıymetli vazifeler düştüğünü söz etti.
Ailelerin, bu süreçte konut ortamını bir öğrenme etrafına dönüştürmekle yükümlü olduğunu işaret eden Prof. Dr. Eraslan, meskenden öğrenme sürecinde ailelerin çocuğa karşı “planlama, irtibat ve sabır” hususlarında hassasiyet göstermesi gerektiğini kaydetti. Eraslan, çocukların ise bu süreçte en kıymetli obje ve özne durumunda olduğunu belirtti.
Eraslan, şöyle devam etti:
“Bir meskende televizyon çok sık eğlenme aracı olarak kullanılıyorsa öğrenme aracına dönüşmesi çok zordur. Bir tablet tıpkı maksatla kullanılıyorsa yeniden öğrenme aracına dönüşmesi çok güç olabilir. Bu yüzden çocuğunun motive olması, belirtilen ders saatinde ekran karşısına dikkatle geçmesinin tamamı çocuğunun motivasyonu ile ilgilidir. Bu yüzden anne ve babaların istikrarlı bir strateji belirlemesi gerekmektedir.”
Anne ve babalara uzaktan eğitimin kalitesinin ölçülmesi ve değerlendirilmesinde de kıymetli misyonlar düştüğünü belirten Prof. Dr. Eraslan, “Uzaktan eğitimin standartını aile belirler. Şayet aile bu süreçte uzaktan eğitimi yalnızca ekran karşısında çocuğunun oturması olarak algılarsa kalıcı, tesirli, manalı öğrenme gerçekleşmez. Bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle meskende bu sürecin tekrarlanması ve pekiştirilmesi gerekmektedir.” tabirlerini kullandı.
Anne ve babanın pedagojik hünerlerinin çok değerli olduğunu işaret eden Eraslan, “Türkiye’de birinci kez meskenden öğretim sürecine girildi. Ben, bu işi 40 yıldır yapan bir üniversiteden geliyorum. Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcılığım periyodunda bu süreci yönetenlerden biriydim. Bu bir öz disiplin süreci. Yani çocuk bilecek ki artık öğrenme süreci orta yüzlerle yani ekranla ve oradaki programlar ile olacak.” dedi.
Bu sürece daha erken dahil olan ülkelerin sistemlerine uzaktan eğitimi kolaylıkla adapte ettiğinin altını çizen Eraslan, “Uzaktan eğitim, bir hazırlık sürecidir, erken kalkan yol alır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Yerli ve ulusal sistemler tercih edilmeli”
Uzaktan eğitim süreci ile yabancı menşeli kimi görüntü konferans sistemlerin kullanıldığını hatırlatan Eraslan, bu tip sistemlerin inançlı olmadığını, kimi güvenlik açıkları olduğunu, yerli ve ulusal sistemlerin tercih edilmesinin değerli olduğunu vurguladı.
Eraslan, bu mevzuda devletin ilgili ünitelerinin yaptığı çalışmaların sürdüğünü, sürece yetiştirilerek dahil edilmesinin de yararlı olacağını kaydetti.
– “Ders tekrarı çok önemli”
Öğrencilere de uzaktan eğitim konusunda tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Eraslan, tüm dünyanın bu sisteme geçiş yaptığını ve ruhsal olarak öğrencilerin bu süreci kabullenmesi gerektiğini belirtti:
Eraslan şunları kaydetti:
“Eğer manalı öğrenme istiyorlarsa bunun tek kaynağı, uzaktan eğitim. Motivasyon ve planlama. Ders saatlerini sistemdeki saatlere uygun olarak planlamaları, kendilerine bir öğrenme ortamı oluşturmaları, bu ortamı bozucak harici etkenleri ortadan kaldırmalarını öneriyoruz. Ve kesinlikle tekrar yapmalarını öneriyoruz. Bu çok değerli, uzaktan eğitimin sihirli sözü budur, tekrar. Planlı, sistematik ve tekrara dayalı bir öğrenme sürecine girerlerse bu iş çok yararlı olur.”
Memurlar
