Yalova’nın Altınova ilçesindeki tersanelerde vazife yapan bayan mühendis ve çalışanlar, estetik ve hoşluk ayrıntılarıyla dünyaya milyonlarca avroluk gemilerin üretiminde vazife alıyor.
Altınova’daki tersaneler bölgesinde en ağır iş kolu olarak bilinen gemi üretiminde misyon alan bayan çalışanlar, ihracatta Türkiye’nin en başarılı bölümlerinden birini ayakta tutmaya devam ediyor.
Bölgede 320 bin metrekarelik alanda, 5 bin 500 çalışanla üretim yapan Tersan Tersanesi‘nde misyonlu 185 bayan çalışan üretilen gemilere dokunuşlarıyla kalite katıyor.
Çelik katmanların tersaneye girdiği andan gemi olarak çıkmasına kadarki her basamağında misyon alan bayanlar, ortalarında balıkçı, canlı balık yakalama, feribot ve yolcu gemilerinden oluşan 20 farklı geminin üretiminde yer alıyor.
Norveç ve Rusya başta olmak üzere dünya pazarına gemilerin ihraç edildiği tersanede, bu yıl planlanan 8 gemi teslimatını yetiştirmek için kurdukları takımlarla aralıksız çalışan bayan mühendisler, tersanenin, 400 milyon avro olarak belirlediği ihracat amacına her geçen gün bir adım daha yaklaşmasına katkı sağlıyor.
“Gemi inşasında da bayanın imzasının olması bence çok güzel”
Tersanede ömür mahalli mühendisi olarak misyon yapan 33 yaşındaki bir çocuk annesi Sibel Kocaoğul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tersaneden evvel uzak yollarda gemilerin dördüncü ve üçüncü kaptanı olarak vazife yaptığını anlattı.
Kocaoğul, “Daha sonra tersanede işe başladım. Burada gemiyi sıfırdan seyre kadar yapıyor ve teslim ediyoruz. Çok hoş bir mesleğim var ve çok severek yapıyorum. Bayan olarak zorlanmıyorum. Zati yer yüzündeki bütün canlılar bayanın yapıtı olduğu için gemi inşasında da bayanın imzasının olması bence çok hoş. Burada geminin imalinden teslim edilmesine kadar bulunmak, çalışmak ve emek vermekten ötürü mutluyum. Güç bir meslek lakin bütün meslekler üzere hissettirdiği çok haklı bir gururu var. Biz bayanlar çok güçlüyüz. Her bölümde olduğu üzere gemi inşasında da çok hoş başarılara imza atıyoruz.” diye konuştu.
Tersanade LNG, hibrit ve batarya ile çalışan gemiler ürettiklerini de kelamları ekleyen Kocaoğul, tabiat dostu gemiler ürettikleri için de ayrıyeten çok memnun olduklarını tabir etti.
“İşimizi en hoş formda başararak insanlara en hoş karşılığı veriyoruz”
23 yaşındaki Beyza Kurt ise, tersanede donatım güvenlik navigasyon mühendisi olarak vazife yaptığını belirterek, insanların birinci başlarda önyargı ile yaklaştıkları bir meslekte çalıştıklarını söyledi.
Meslek sahibi her insanın yaşadığı memnunluktan daha fazlasını gemi inşasında tattıklarını aktaran Kurt, şöyle konuştu:
“Tersane dalı erkeklerin ağır olarak çalıştığı bir kesim olarak görülüyor. Beşerler da doğal olarak ‘kadınlar nasıl yapıyor’ üzere yaklaşımlar sergileyebiliyor. Bunlarla çok karşılaşıyoruz. Bizim için bunu başarmanın verdiği memnunluk kıymet biçilemez. Biz işimizi en hoş formda başararak insanlara en hoş yanıtı veriyoruz. Çok gurur verici bir durum aslında. Gemide bizim dokunduğumuz bir modül, bir makine aylar sonra dünyaya açılıyor ve siz orada bulunmasanız bile o gemide bir emeğiniz, bir imzanız var. Bu çok memnunluk ve gurur verici. Bayanların ayrıntı olarak erkeklerden daha dikkatli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum. Bizim işimizde de bu türlü durumlar oluyor. Bazen insanların göremediğini görebiliyor, müdahale edip düzeltebiliyoruz.”
“Her giden gemide verilen alın terinde bizim de olmamız gurur verici bir şey”
Çelik inşa teçhiz mühendisi olarak vazife yapan 27 yaşındaki Emine Merve Çakar da dalda kendileri için bayan erkek ayırımının kelam konusu olmadığını ve mesleği “erkek işi” diye tanımlamadığını belirtti.
Fizikî zorluklarına karşın işin üstesinden geldiklerine vurgu yapan Çakar, şunları söyledi:
“Tersane girişinde misyon kartımızı aygıta bastığımız andan itibaren cinsiyetimizin hiçbir ehemmiyeti kalmıyor. Bizim için işin bitmesi, gemilerin yapılması ve teslim edilmesi kıymetli. Ben aslında gemileri çocuk olarak görüyorum, hatta ‘kızım’ diye tabir edebilirim. En ufak küçücük bir modülden başlayıp kocaman yüzer hale getirmek aylarca verdiğimiz bir emekle oluyor. O yüzden bir çocuğun büyümesine benzetiyorum. Burası çok fazla kişinin ekmek kapısı ve burada bayan olarak bir şeyleri başarabilmek, gruplara iş verebilmek, işleri yürütebilmek gurur verici. Bayanların da bu kesimde her işi en işi biçimde yapabildiğini gösterdiğimizi düşünüyorum. Her giden gemide verilen alın terinde bizim de olmamız gurur verici.”
Gemi imalinde bayan gözünün ehemmiyetine de değinen Çakar, “Erkeklerin ‘bundaki ufak bir şey, bu detaya dikkat etmesek de olur’ dediği her şeyi daha dikkatli yaptığımız için iş daha sağlıklı ilerliyor. Bu da bizim farkımız oluyor. Pek çok işte de bayan görüşü alınıyor.” dedi.
Memurlar
