Akma, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebetiyle yayımladığı iletisinde, her yıl omuz omuza, davullarla, türkülerle ve büyük bir coşkuyla kutlanan 1 Mayıs mitinglerini herkesin özlediğini belirtti.
Kovid-19 salgınının, süregelen işsizliğin tüm dünyada devasa boyutlara ulaşmasına ve ortalama fiyatların düşmesine neden olduğunu kaydeden Akma, kendi nam ve hesabına çalışan pek çok işletmenin kapandığına işaret etti.
Akma, garantisiz istihdam, yarı vakitli çalışma, meskenden çalışma üzere esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşmaya devam ettiğini bildirerek, bu şartlar altında, sıkıntı olan sendikal örgütlenmenin neredeyse imkansız hale geldiğini tabir etti.
Sendikasız iş yerlerinin büsbütün müdafaasız ve her türlü taarruza açık olduğunu, salgın devrinde ise büsbütün yoksulluğa mahkum edildiğini belirten Akma, şunları kaydetti:
“Bu yıl 1 Mayıs’ta, konfederasyonumuz Türk-İş’in çatısı altında, güçlü toplumsal devletin ne kadar hayati olduğunu anlatacağız. Toplumsal devletin imkanlarından mahrum ülkelerin, gelişmiş olsalar dahi salgın karşısında nasıl diz çöktüklerini lisana getireceğiz. Gelirde ve vergide adalet isteyeceğiz. Tüm işçiler için sağlıklı ve inançlı iş yerleri isteyeceğiz. Devam eden toplu iş kontratlarımızda haklı taleplerimizin yerine getirilmesini isteyeceğiz.
Alın terimizin pahasını yüksek hakemin belirlediği düşük artırımlarla ölçmek isteyenlere, çalışanın azmi ve kararlılığı karşısında duramayacaklarını, er ya da geç kaybetmeye mahkum olduklarını hatırlatacağız. Patronlar şunu hiçbir vakit unutmamalıdır, alın terinin karşılığını alan personel daha memnun, verimli ve daha üretken bir biçimde çalışacaktır. KİT’lerde taşeron işçiliğinin büsbütün sona ermesi gerektiğini ve süreksiz çalışanların takıma alınması gerektiğini bir defa daha lisana getireceğiz.”
Memurlar
