Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, “İster Irak’ın ister Suriye’nin kuzeyinde nerede terörist, terör ini varsa, bu inlere girildi, bu inler teröristlerin başlarına yıkıldı, yıkılmaya devam ediyor. Mehmetçik, ‘girilemez’ denilen yerlere girdi, girmeye devam ediyor.” dedi.
Akar, Polatlı’daki General Nahit Şenoğul Atış ve Tatbikat Bölgesi’nde gerçekleştirilen Ateş Serbest-2020 faaliyetindeki konuşmasında, maksatların en az atışta tam isabetle vurulmasının değerine değindi. “Attığımızı vurmamız lazım” diyen Akar, bunun için eğitimin değerine işaret etti. Bu sayede vatana ve millete yararlı olunacağını belirten Akar, “Biz olağan ki barış, diyalog diyor, bütün sorunlarımızın siyasi formda çözülmesini istiyoruz. Diplomasiden yanayız, görüşmekten, konuşmaktan yanayız fakat tüm bunlara karşın bizim Türk Silahlı Kuvvetleri olarak olmamız gereken şey, atalarımızın ortaya koyduğu üzere, ‘Hazır ol cenge istersen sulh-ü salah’, cenge hazır olacağız.” diye konuştu.
Hassas bir devirden geçildiğine, bölgede değerli gelişmelerin yaşandığına, yalnızca nicelik değil nitelik olarak da tehdit ve tehlikelerin arttığına dikkati çeken Akar, “Çeşitli formlardaki gelişmeleri takip ediyor, bunlara karşı devlet olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak proaktif aldığımız önlemlerle ülkemize, milletimize yapmamız gereken güvenlik ve savunma hizmetini yapmaya çalışıyoruz.” dedi.
– “Bu terör belasından ülkemizi kurtaracağız”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin milletlerarası ortamda özne olduğunu vurgulayan Akar, “Karada, denizde, havada 83 milyon halkımızın, 780 bin kilometrekarelik vatanımızın, mavi vatanımızın, semalarımızın egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliği, bu bizim sorumluluğumuz. Bunu sağlamak için elimizden gelen ne varsa yaptık, yapmaya çalışıyoruz. Şu anda dahi karada, denizde, havada Silahlı Kuvvetler mensupları ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içinde güçlü arazi ve hava kurallarında kendisine verilen vazifeleri yerine getiriyor.” sözünü kullandı.
Başta FETÖ olmak üzere PKK/YPG, DEAŞ ve gibisi terör örgütleri ile her türlü tehdit ve tehlikeye karşı uğraş ettiklerini lisana getiren Akar, “İster Irak’ın ister Suriye’nin kuzeyinde nerede terörist, terör ini varsa, bu inlere girildi, bu inler teröristlerin başlarına yıkıldı, yıkılmaya devam ediyor. Mehmetçik, ‘girilemez’ denilen yerlere girdi, girmeye devam ediyor. En son teröristi de etkisiz hale getirerek 40 yılı aşkın müddettir milletimizin başına musallattan olan bu terör belasından inşallah ülkemizi kurtaracağız.” diye konuştu.
– “Bir hücum, tahrik üzere takdim edilmeye çalışılıyor”
Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen “terör koridoru”nu yapılan operasyonlarla parçaladıklarını anımsatan Akar, “Bu bitti mi? Gayret bitmez. Yeni teşebbüsler olabilir mi? Olabilir. Bunun için de her vakit olduğu üzere hep aktif, caydırıcı ruhu ile Silahlı Kuvvetlerimizin müteyakkız olması gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.
İdlib’de sağlanan barış ve huzur ortamı sayesinde daha evvel konutunu ve toprağını terk etmek zorunda kalan Suriyelilerden 411 bininin istekli ve inançlı halde konutlarına döndüğünü tabir eden Akar, Ege ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ait ise şunları söyledi:
“Tüm samimiyetimizle diyalog, görüşme, konuşma, iyi komşuluk münasebetleri, memleketler arası hukuk, muahedeler ve bu çerçevede problemlerimizi konuşup halledelim diyoruz. Kendi kendimize, iki komşu olarak oturup bunları çözelim diyoruz. Lakin bir anda vaka milletlerarası kuruluşlara aktarılıyor, basın üzerinden birtakım hücumlar oluyor, tahrikler, provokasyonlar oluyor, bunların hiçbiri görünmüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büsbütün bilimsel ve teknik yaptıkları araştırmalar, çalışmalar bir akın, tahrik üzere takdim edilmeye çalışılıyor.”
– “Beyhude bir gayret”
Türkiye’ye 1950 metre, Yunanistan’a ise 580 kilometre arada olan 10 kilometrekarelik Meis Adası’nın 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanının olamayacağını, bunun kabul edilemeyeceğini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:
“Hayır dediğimiz vakit biz gerginlik, tansiyon yaratıyor, tahrikte bulunuyoruz üzere koro halinde karşımızda bunu söylüyorlar. Biz haklıyız, güçlüyüz. Biz ne kadar diyalogdan, siyasi tahlilden yanaysak başka taraftan da hakkımızı çiğnetmeyeceğimizi, bir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi de tekrar tekrar lisana getiriyoruz. Bunun anlaşılması lazım. Münasebetiyle biz komşularımızı, başka kurum ve kuruluşları diyaloğa davet ediyoruz. Gelin görüşelim, konuşalım, tartışalım, kurallar çerçevesinde bu hususları çözelim. Bizim dileğimiz budur. Bunun dışında akla, mantığa, hukuka uymayan, bilhassa üçüncü tarafların, hadlerini ve uzunluklarını aşarak birtakım kurallar koymaya çalışması yahut o kuralların tarafımızdan kabul edilmesini beklemeleri beyhude bir çabadır. Bu bahiste kararlı, azimli olduğumuzu, hak alaka ve menfaatlerimizi korumakta da muktedir olduğumuzu, bu mevzuda her şeyi göze alacağımızı herkesin bilmesi lazım. Bizim dileğimiz, umudumuz, temennimiz bir an evvel uygar bir formda karşılıklı diyalog çerçevesinde hususların bilhassa asker, sivil uzmanlar tarafından konuşulup, görüşülüp bir karara bağlanması ve bölgede barışın, huzurun istikrarın sağlanması, iki komşu ülke olarak rahat, huzur, itimat içinde hayatın sağlanması.”
Kıbrıs’ta garantör olan Türkiye’nin sorumluluklarını bugüne kadar yerine getirdiğini, bundan sonra da birebir hassasiyetle yerine getirmeye devam edeceğini aktaran Akar, “Kıbrıs problemi, bizim ulusal davamızdır. Siz, bir taraftan deniz yetki alanlarını kendinize nazaran dizayn etmeye çalışacaksınız, öbür taraftan Kıbrıs Türkü’nü yok sayacaksınız ve tahlil isteyeceksiniz. Bu çözümsüzlüğün ta kendisidir. Şayet siyasi tahlil, uygun bir ortamın sağlanması isteniyorsa Kıbrıslı kardeşlerimizin varlığını kabul edeceksiniz, deniz yetki alanları konusunda kendi bildiklerinizi değil aklıselimi takip etmek suretiyle doğruyu bulacaksınız.” diye konuştu.
– “Azerbaycan’ın haklı davası…”
Ermenistan’ın Azerbaycan’daki sivil maksatlara yönelik akınları sonrasında Azerbaycan’ın öz topraklarını işgalden kurtarmaya yönelik başlattığı harekata da değinen Akar, şunları kaydetti:
“30 senede ne yapıldı? Koskocaman bir hiç. Ne vakit ki Azerbaycanlı kardeşlerimiz Ermenistan’ın taarruzlarını artırmasının akabinde öz topraklarını almak için faaliyetlere başlayınca 30 yıldan beri susanlar, barıştan, ateşkesten, görüşmelerden, müzakereden bahsetmeye başladılar. Bu hiç samimi değil, bu kimseyi tatmin etmiyor. Bu işin çok kolay bir yolu var, Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk edecek, bölgeye getirdiği paralı askerleri çıkaracak, teröristleri bölgeden gönderecek ve sıkıntıyı bitirecek. Bu kadar kolay. Biz de Azerbaycan’ın haklı davasını sonuna kadar desteklediğimizi en üst seviyede Cumhurbaşkanımızdan başlayarak her düzeyde söyledik, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu tabir ettik, etmeye devam edeceğiz.”
“Silahlı Kuvvetlerimizin her zamankinden daha aktif ve caydırıcı olmaya mecburiyeti var, bu bir seçim değil mecburilik.” diyen Akar, bu mevzuda tüm işçinin sorumluluğu olduğunu belirtti.
Koronavirüs ile gayret kapsamında alınan tedbirlere de değinen Akar, önlemleri katı, sıkı ve odunsuz halde uygulamaya devam edeceklerini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, alınan önlemler sayesinde dünyada en az yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hadisesi görülen orduların ortasında yer almayı sürdürdüğünü tabir eden Akar, olay sayılarının işçi mevcudu oranına bakıldığında en az olumlu hastaların olduğu ordular ortasında yer alan TSK’nın bu başarısıyla birçok kıymetli orduyu geride bıraktığını da söyledi.
Kelamlarının sonunda şehit ve gazileri minnetle yad eden Akar, “Peygamber ocağı olarak da bilinen ve bu milletin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, aklın ve bilimin ışığında, anayasa ve yasalar çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda ‘Ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı’ içinde her türlü zorluğa göğüs gererek milletinin buyruğunda, misyonunun başındadır.” tabirlerini kullandı.
Memurlar
