İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP’li İzmir ve İstanbul büyükşehir belediye liderleri hakkındaki savlarla ilgili konuştu. İzmir’deki afetler üzere tüm afetlerde kriz idaresinin gerekli olduğunu ve birtakım tedbirlerin alınabileceğini söyleyen Soylu, Ekrem İmamoğlu soruşturmasına da kendisinin müsaade verdiğini açıkladı.
Süleyman Soylu, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programında kendisiyle ilgili argümanlara yanıt verdi. Programa telefonla katılarak karşılık hakkını kullanan Soylu, televizyon spikerlerinin AFAD eğitimine alacaklarını söyledi.
İşte Soylu’nun açıklamaları;
“Ben durup dururken bir belediye liderinin konuşmasını yahut bir muhtarın konuşmasını niçin durdurayım? Hedefim ne olabilir? Hele ki bu irtibat çağında.
Televizyon spikerlerine AFAD eğitimi
Sıkıntı şu kriz bağlantısını daima bir arada yapmak zorundayız. Televizyonlarda, yakınlarda spikerlerinizi AFAD eğitimine almak zorundayım. Zira benim ona gereksinimim var ve buna ilişkin bir programlama yapılıyor. Neden? Onun birinci dakikalarda ne söylediği benim için kıymetli. Buna ilişkin kitapçıklar hazırlanıyor zira biz AFAD bölgesiyiz. Afetlerle karşı karşıyayız ve kalacağız da. Bundan rastgele bir kaçışımız yok.
Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma
İkincisi de benim onayımla yürürlüğe girmiştir. Ekrem İmamoğlu’nun, Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri’nin bu mevzudaki değerlendirmesi. Bugün sabah GÜZEL Parti Genel Lideri Sayın Akşener bir televizyon programında söylemiş. Ben dinlemedim lakin arkadaşlar ilettiler. İşte “Ya Kanal ya İstanbul” konusunda bölücülük, işte kendisine ilişkin telaffuzlarından ötürü bir soruşturma açıldı. Artık siyasal stratejistler, siyasal yorumcular farklı düşünebilirler. Bu siyaset alanında olabilir ancak biz devlet yönetim ediyoruz ve kurallarla yönetim ediyoruz.
Kanal İstanbul devlet projesi mi?
Hükümet bir projeye adım attığı andan itibaren o bir devlet yatırımına dönüşür. Şu anda bir devlet yatırımıdır. Yani yalnızca hükümet değil devlet yatırımıdır.
Yani karar verici düzenek kararını verir ondan sonra da sorun devlet yatırımına döner. Artık burada karar verilmiş.
Elbette ki bir belediye lideri kendi bulunduğu alanla ilgili şayet bu projeyi beğenmiyorsa, hükümet ve kamu yatırıysa bununla ilgili yatırımlarını hatta tenkitlerini ortaya koyabilir.
“Belediye buna kaynak ayıramaz”
Belediyenin kendi imkanlarını kullanarak tahminen çizgi çekilmesi gereken alan burası. Belediyenin kendi imkanlarını kullanarak bu mevzuda buna kaynak ayıramaz. Bu benim kuralım değil. Şayet bu bahiste keşke yapılmasa diyen varsa TBMM orada. Biz demokratik bir ülkede yaşıyoruz. TBMM’de pek çok kanun çıkıyor. Bilhassa siyasi partilerin uzlaşmasıyla çıkan kanunlar var. Bunu değiştirirler ve bizim üzere bu hususta uygulayıcılarında ellerini kolaylaştırırlar. Diye bilirler ki “Hayır kardeşim biz kamu kaynaklarını belediye kaynaklarını bir projenin yürümemesi için kullanabiliriz”. Ben de o vakit şunu söylüyorum Türkiye’nin haline bakarız. Yani kamu kaynakları siyasetin ana konusu haline gelir ki bu tehdittir ve tehlikedir. Yani kanun koyucu bunu bu açıdan koymuştur.
Soylu: Bunlar incitici
Orada şahsıma da incitici cümleler sarf edildi. İşgüzar benim! Sayın Cumhurbaşkanımıza yalakalık yapanda benim. Yani tanım edilen…
Ben sözümü açık söyleyen bir beşerim. İşgüzar da benim, Sayın Cumhurbaşkanına yerini koruyabilmek ve kollayabilmek için yakalık da yapan benim. Bunların incitici olduğunu şahsım ismine düşünüyorum ve hakikat olmadığını düşünüyorum.”
Memurlar
