Üsküdar Üniversitesi Tıbbi Patoloji Anabilim Kolu Lideri ve Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Lideri Prof. Dr. İbrahim Öztek, “Bugün dünyayı istila eden, giderek artan ve insanların endişeli düşü haline gelen bu virütik hastalığı önlemede tek yol artık aşılanma olacaktır. Onun için insanların bundan bu türlü aşılanma konusunda hassaslık göstermesi insanlığın sağlığınadır” dedi.
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Lideri Prof. Dr. İbrahim Öztek, pandemiden 60 milyon insan etkilendiğini ve 2 milyona yakın insanın hayatını kaybettiğini belirterek, dünyadaki en büyük salgının 1346-1353 yılları ortasında İtalya’da meydana gelen, Avrupa nüfusunun üçte birini, dünyada ise 100 milyon insanın vefatına yol açan mikrobik veba salgını olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Öztek, “Virüsler; ağız, burun ve göz yolu ile ve damlacık içinde insan bedenine girerek hastalık yapan, beşerden beşere bulaşan hastalık etkenleridir. Bu hastalıktan korunmanın birkaç yolu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; maske, gözlük, hijyen ve toplu yerlerden mümkün olduğunca uzak durmak. İkincisi immün sistem dediğimiz bağışıklık sistemini güçlendirmek. Bunu da esas C vitamininden güçlü besinlerle sağlamak. Üçüncüsü ise aşılanmak. Artık sıra aşılanmaya gelmiştir” dedi.
“Aşı yapıldığında beşerde o hastalığa ilişkin ufak tefek belirtilerin ortaya çıkması doğaldır”
“Bir hastalığa karşı aşılama kelam konusu olduğunda; halk ortasında birinci akla gelen; sanki bu aşı ile insan jenerasyonuna yönelik bir ziyan verilecek mi, bu birinci aşıyı sanki beşerler üzerinde deneme maksadı ile mi yapıyorlar? Bunun yan tesirleri ne olacak üzere ve gibisi sorulardır” diyen Öztek, şunları kaydetti:
“Aşının ana emeli yaygın olan hastalığa ilişkin hastalık yapma tesirinden arındırılmış, hastalık oluşturacak toksinleri ortadan kaldırılmış biyolojik eserlerin beşere iğne ile verilerek, bu hastalık etkenleri ile savaşacak kan hücrelerini daha güçlü ve savaşı kazanacak hale getirmektir. Yani savaş için savaş eğitimi görmüş araçlarla/antikorlarla bağışıklık sistemini güçlendirerek virüs yahut mikroplarla çaba yolunu açmaktır. Bugün Çin, Amerika ve Almanya üzere tıpta ileri ülkelerde çabucak hemen tıpkı günlerde korona virüs hastalığına karşı aşı geliştirildiğini görmekteyiz. Almanya’da Aşıyı bulan hekimlerin Türk olması da bizim içim övünç kaynağıdır. Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Hasret Türeci’yi, tebrik etmek milletçe borcumuzdur. Dünya insanlığına büyük hizmette bulunmuşlardır.
Aşının birebir anda üretilip insanlık hizmetine sunulmasının sebebine gelince; bahis üzerinde çalışan bilim adamları kongre, sempozyum ve ortak çalışmalar nedeni ile sık sık bir ortaya gelmekte ve bilgi alış verişinde bulunmaktadırlar. Böylelikle beklenen sonuca da tıpkı günlerde ulaşmış olmaktadırlar. Aşı yapıldığında beşerde o hastalığa ilişkin ufak tefek belirtilerin ortaya çıkması doğaldır. Evvelce verem aşısı olan çocukların bir kısmında aşı yerine yakın koltukaltı bezelerinde aşının dozuna bağlı olarak lenf bezi tüberkülozu/veremi görülürdü. Lakin bu durum kolay tedavilerle atlatılırdı.”
“Bu yakınmalar kısa müddette ortadan kalkar”
Korona virüs aşısı sonrası kimi insanlarda ateşlenme, hafif bir nefes darlığı, eklem ağrıları üzere yakınmalar ve alerjik tepkilerin görülebileceğini belirten Prof. Dr. Öztek, “Bu yakınmalar kısa müddette ortadan kalkar. Kural olarak, hayvan deneyleri ile bu tesirler aslında tekraren denetimden geçirilmiştir. Bugün dünyayı istila eden, giderek artan ve insanların kaygılı düşü haline gelen bu virütik hastalığı önlemede tek yol artık aşılanma olacaktır. Onun için insanların bundan bu türlü aşılanma konusunda hassaslık göstermesi insanlığın sağlığınadır” dedi.
Memurlar
