Bilim Heyeti üyesi Prof. Dr. Kara, Türkiye’nin corona virüste 1’inci dalganın artçılarını büyük sayılarla yaşadığını, sayıların çok yüksek olduğunu ve tedbirlere çok sıkı uyulması gerektiğini belirtti.
Kara, “Sonbahar için bu sayılar daha da yükselebilir mi? Beşerler şayet daha yakın hale gelirlerse daha kapalı ortamlarda bulunurlarsa havalandırmanın az olduğu ortamlara geçerlerse olay sayısı yükselebilir. Önümüzdeki sonbahara ve kışa gerçek gidişin bu türlü tesiri olabilir. Bir tesiri de aslında bizim olağanda beklediğimiz, sonbahar ve kış aylarında gördüğümüz soğuk algınlığı üzere teneffüs yolu enfeksiyonları da hem bu virüsün sirkülasyonunu kolaylaştırabilir hem virüsün tesirini ağırlaştırabilir. O bakımdan önümüzdeki periyodun riski yüksek. Biz tedbirlerimize uyarak bu sayıyı azaltabilirsek bu periyoda daha rahat gireriz. Fakat yüksek sayılarla girersek o vakit bu sayılar katlanarak da artabilir. Dikkatli olmamız lazım. Bilhassa bugünlerde uzaklık ve maske kurallarına çok sıkı uymamız gerekiyor” diye konuştu.
“YÜKSEK AHENKLE HADISE SAYILARI AZALABİLİR”
Prof. Dr. Kara, toplumun yüzde 90 oranında maske ve uzaklığa uyması halinde, virüsteki azalmanın 8-16 hafta içinde çok bariz olacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Büyükler konutta kalarak, çocuklar meskende kalarak, Türkiye yaklaşık 8 haftalık dönem içinde çok önemli bir başarıyı elde etti. Sonra ‘Virüs bitti, her şey gitti’ üzere düşünmemiz, şahsî olarak kurallara uymadaki gevşememiz sayılarda tekrar yükselmeye neden oldu. Ahengimiz yüzde 90 değil de yüzde 70 olursa bu müddet yaklaşık olarak 30 haftalara kadar uzayabiliyor. Kıymetli olan şu; ben kurallara ne kadar uyacağım, toplum olarak biz kurallara ne kadar uyabiliyoruz? ‘Biz sokakta kurallara genel manada uyuyoruz’ biçiminde görünüyor lakin düğünler, kutlamalar üzere özel anlara geldiğimizde maske ve araya dikkat etmez hale geliyoruz. Onlar da şu anda odak teşkil ediyor. Onun için bu noktalarda hem uzaklığa hem maskeye önemli biçimde uymamız lazım. Bizim bunu sağlayabildiğimiz anda virüsteki azalma çok süratli olacaktır. Ahengin olmadığı anda bu başarıyı elde etmek çok mümkün değil. Maske ve aralığa çok yüksek oranda ahengi sağlarsak o vakit olaylarımızda süratli bir azalmayı sağlayabiliriz.”
“HERKES BAĞIŞIKLIK KAZANMIYOR”
Prof. Dr. Kara, Hong Kong’da bir gencin 4 ayı aşkın mühlet ortayla tekrar koronavirüse yakalanmasına değinerek, koronavirüsü geçiren herkesin bağışıklık kazanmadığına dikkat çekti. Kara, hastalığı geçiren herkesin savunma sisteminin tam olarak virüsü öğrenip, ondan sonra bu virüse tam olarak karşılık verebilir hale gelmediğini belirterek, “Böyle olunca o bireyler virüsle 2’nci kez karşılaştıklarında virüsü alıp tekrar hastalık bulgularını ortaya çıkartabiliyor. İkinci mümkünlük da bizim koronavirüse karşı verdiğimiz karşılık kısa müddetli. Bilhassa hastalığı hafif geçirenlerde antikor karşılıklarının daha düşük olduğunu ve bunun daha kolay kaybolabildiğini biliyoruz. Tahminen bu 4 aylık mühlet içinde kaybolduğu manasına da gelebilir. Bugün kelam konusu olmayan; lakin teorik olarak olabileceklerden bir tanesi de şu; virüs yapısal değişiklik göstermiştir, bizim birinci karşılaştığımız virüsten farklı bir virüs haline gelmiştir ve o vakit da bizim savunma sistemimiz diğer bir virüsü görüyormuş üzere birinci sefer karşılaşıyormuş üzere hareket edebilir. Fakat bu türlü bir değişim bugüne kadar olmadı” diye konuştu.
“HASTALIĞI GEÇİRENLER TEKRAR HASTALANABİLİR”
Prof. Dr. Kara, bu hastanın birinci enfeksiyonunu Vuhan’dan çıkan virüsle geçirdiğini, ikincisini ise küçük mutasyonlara uğrayan ve temmuz ayından itibaren Avrupa’da görülmeye başlayan SARS Cov2 Avrupa tipiyle geçirdiğini kaydetti. Kara, “Demek ki bu hastalığı geçirenler tekrar hastalanabilirler. Bu hastalığı geçirmiş olmak demek, ‘Ben bundan sonra bu virüsten korunuyorum, etrafa saçmam’ manasına gelmiyor. ‘Hala etrafınız için risk yaratabilirsiniz’i gösteriyor. Hastalığı geçirmiş de olsak iyileşmiş de olsak tekrar bizim maske ve aralığa dikkat etmemizin gerekliliğini gösteriyor. Bu hastalanan kişi ve sonrasında Belçika’dan ve misal formda Avrupa’dan gelen ikinci kez enfeksiyona yönelik gelen bilgiler var. Bunların tamamının hastalığı hafif geçirdiği görüldü. Bu da bizim açımızdan iyi bir nokta. Virüsü alabiliyor; lakin o kadar ağır geçirilmiyor üzere görünüyor. Tahminen de vakit ilerledikçe birinci hastalığı geçirdikten sonraki mühlet 4 ay değil 6-8 ay üzere daha uzun bir mühlet olursa bu sefer 2’nci kere virüsü aldığında tıpkı şiddetle geçirebilir mi, onu şimdi bilmiyoruz” dedi.
Memurlar
