Hürriyet’ten Musa Kesler’in haberine nazaran; Tirebolu Adliyesi’nde 7 yıldır vazife yapan mübaşir Mustafa Koca, engelli takımında misyonlu R.B. ismine kredi çekti. Vadesi gelmesine karşın borcu ödemeyen Mustafa Koca, R.B.’nin kredi kartını da geri vermedi. R.B. adliyede misyonlu Cumhuriyet Savcısı Yunus Emre Ersoy’a durumu anlattı. R.B.’nin şikayeti üzerine Ersoy soruşturma başlattı.
Polisler tabire çağırmak için o sırada izinde olan mübaşir Mustafa Koca’nın konutuna gitti. Duruma çok sonlanan Koca silahını alarak adliyeye geldi. Savcı Ersoy’a ateş etti. Kurşun evvel savcının bileğindeki saati parçaladı. Savcı o anı ‘Bileğimden kanlar fışkırınca vurulduğumu anladım’ diye anlattı.
O sırada sesleri duyan yazı işleri müdürü odaya girince saldırgan panikledi, Ersoy da bileği kanlar içinde kaçmaya başladı. Adliyeden çıktığında Mustafa Koca da peşindeydi. Bu sırada ön kapıda nöbet bekleyen adliye polisi silah seslerinin geldiği kata koştu. Fakat savcı ve mübaşir öbür taraftaki protokol çıkışına gidince karşılaşmadılar.
ARABASI DURDURUP BİNDİ
Adliyeden çıkan yaralı savcı yoldan geçen bir aracı durdurdu.
“Ben savcıyım, beni öldürecekler” diyerek araca bindi ve hastaneye götürüldü. Caddede onu arayan Mustafa Koca ise polisler tarafından yakalandı. ‘Psikolojik sıkıntılarım var’ diyen Koca tutuklandı. Soruşturma hala devam ediyor.
‘SİLAHI BAŞIMA DOĞRULTTU’
Savcı Ersoy ‘mağdur-müşteki’ sıfatıyla verdiği sözünde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Öğleden sonra odamda otururken kapım çalınmadan açıldı, içeriye Mustafa Koca girdi. Neden kapıyı çalmadığını sordum. ‘Çaldım, çaldım merak etme’ dedi. Silahı başıma doğrulttu. ‘Geç lan karşıma, öldüreceğim seni’ diyerek küfretti. Ben de ‘Mustafa ne yapıyorsun!’ diyerek kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Üzerime gerçek geldi, silahın kabzasıyla yüzüme ve başıma vurmaya başladı. Kendimi korumak için ellerimi başıma götürdüm. Bana vurmaya devam ediyordu. Tekrar makam koltuğuma oturdu. Bana ‘Karşıma geç!’ diye bağırıyordu. Ateş edeceğini düşündüğüm için ellerim başımın üzerindeydi, başımı müdafaaya çalıştım. Bana bir el ateş etti.”
“BİLEĞİMDEN KANLAR FIŞKIRINCA.”
Bileğimden kanlar fışkırınca vurulduğumu anladım. O esnada müdire H. hanım bağırarak içeri girdi ve çığlık atmaya başladı. Ardımdan ateş edebileceğini düşündüğüm için kaçamamıştım. Müdire H.’nin kapıyı açmasını fırsat bilerek bileğimden kanlar akar halde odamdan süratle çıktım ve koşarak merdivenlere yöneldim. İki kat aşağı indim. Adliyenin çıkış kapısına geldim. Kaçarken ardıma baktığımda Mustafa’nın beni takip ettiğini gördüm. Daha çok korkarak adliyenin yanındaki mescide yanlışsız koşmaya başladım.”
“BEV SAVCIYIM, BENİ ÖLDÜRECEKLER”
“Camiye girmeyi düşündüm. Lakin beni orada sıkıştırıp öldürebilir diye orta yoldan benzinliğe gerçek koşmaya başladım. O sırada bir araç geliyordu. Önüne atlayıp durdurdum. ‘Ben savcıyım, yaralandım, beni öldürecekler, lütfen beni hastaneye götürün’ dedim. Beni otomobile aldılar. Gerideki bayan bileğime tampon yaptı, hastaneye götürdüler. Şayet kaçamamış olsaydım, beni mutlaka öldürmüş olacaktı”
Memurlar
