– Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİNDER) Lideri Prof. Dr. Derya Uludüz, bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlara nazaran her 100 yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastasından 3’ünde inme görüldüğünü belirterek, “Salgın hastalık periyodunda tedbirlerimizi sıkılaştırılmalıyız ve şahsî olarak korunmayı ciddiye almalıyız.” dedi.
Prof. Dr. Uludüz, Dünya İnme Günü hasebiyle AA muhabirine yaptığı açıklamada, inmenin, bulgularıyla basitçe tanınabilen ve çok süratli tedavi gerektiren bir hastalık olduğunu söyledi.
İnmenin sık görülen, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğu konusunda toplumda şuur uyandırmak gayesiyle 29 Ekim’in “Dünya İnme Günü” olarak kabul edildiğini lisana getiren Uludüz, “İnmeye yönelik birinci maksadımız, bu hastalıktan korunmak, sonrasında ise erken tıbbi müracaat ile ilgili farkındalığı arttırmaktır. İnme, nörolojik hastalıklar içinde en fazla sekel bırakan ve bu nedenle ürktüğümüz bir hastalık.” diye konuştu.
Uludüz, dünyada yılda 17 milyon kişinin inme geçirdiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünyada inme geçiren 17 milyon beşerden, 6 milyonu hayatını kaybediyor. Türkiye’de 2014’te yılda 30 bin civarında inme hastamız varken, 2016’da 40 bine ulaştığını biliyoruz. Sıhhat Bakanlığı vatandaşlarımızın inme konusunda bilinçlenmesi için çok değerli çalışmalar yapıyor. İnme tedavisinde geldiğimiz nokta, hastalarımıza erken müdahale ile yıllarına hayat katmaktır. Zira inmede, yüksek tansiyon ve kolesterol, kalp, şeker hastalığı, sigara içme, fizikî olarak faal olmama ve şişmanlık üzere denetim edilebilir risk faktörleri mevcuttur. Bu hastalıkları diyet, fizikî aktivite ve kan sulandırıcı üzere uygun ilaç tedavileri ile denetim ederek inmelerin yüzde 90’ını önleyebiliriz.”
– “Her 100 Kovid-19 hastasından 3’ünde inme görülüyor”
Tüm dünyada milyonlarca kişiyi tesiri altına alan Kovid-19’un, teneffüs yollarının yanı sıra inmeye de yol açtığını gösteren ispatların ortaya çıkarıldığına dikkati çeken Uludüz, tehlikenin şimdi geçmediğini, 65 yaş üstü ve kronik hastalığa sahip şahısların, gençlere nazaran daha büyük risk altında olduğunu hatırlattı.
Prof. Dr. Uludüz, Kovid-19’un inme riskini arttırdığına vurgu yaparak, şu tekliflerde bulundu:
“Bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlara nazaran her 100 korona hastasından 3’ünde inme görülüyor. Kışın kapıya dayandığı şu günlerde salgın hastalık tehlikesiyle ömür halimiz o kadar değişti ki en kıymetli inme risk faktörü olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, fazla kilo, sigara ve hareketsizlik durumlarını denetim etmek çok güç hale geldi. Salgın hastalık devrinde tedbirlerimizi sıkılaştırılmalıyız ve ferdî olarak korunmayı ciddiye almalıyız.”
– “İlk sekiz saatte hastaneye başvurmak çok önemli”
Toplumda, inmenin sıklıkla 65 yaş üstünde görüldüğü üzere bir yanlış algının olduğunu söz eden BEYİNDER Lider Yardımcısı Doç. Dr. Dilcan Kotan da “Artık gençlerde de inmeye sıkça rastlıyoruz. Salgında nörologlar olarak, kronik hastalığı olanlarda daha fazla olmak üzere genç yaş dahil, tüm yaş kümelerinde inmeyi sıkça gördük. İngiltere’de yapılan 2 bin hadisenin incelendiği bir araştırmaya nazaran koronavirüsün gençlerde olağandan çok daha yüksek oranda inmeye yol açtığı ortaya kondu.” dedi.
Kotan, salgın hastalık devrinde ileri yaş ve kronik hastalığı olan bireylere yine sokağa çıkma yasağı gelse bile, fizikî aktiviteyi artıracak aktivite ve ortamların sağlanması istikametinde sıhhat stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bireylerin tansiyon, şeker seviyelerine dikkat etmesi, kalp hastalıklarının aktif tedavisi, kilo alımını engellemeye yönelik çabaları gerekmektedir. Aksi durumda hastalık suratı artabilir. Ülkemizde, hasta ölümlerinin önüne geçmek için titiz ve çabalı çalışmalar devam etmekte, Türkiye başarısıyla bu hususta tüm dünyaya örnek gösterilmektedir. Mevcut iyi tabloya ve mevt suratının az olmasına Sıhhat Bakanlığımızın rehberlerinde yer alan kan sulandırıcı tedavi uygulamasının önemli katkısı olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıyeten dikkat çekmek istediğim öteki kıymetli bir mevzu da inme başladıktan itibaren birinci sekiz saatte hastaneye, uzmanlara yahut inme merkezine süratlice müracaat yapmak, inmeye bağlı felcin geri döndürülebilmesi açısından hayli değerlidir.”
Memurlar
