Aralık ayı içinde uygulanmaya başlanacak olan Çin aşısına yönelik oluşturulmaya çalışılan soru işaretlerine karşılık ‘Bilim Konseyi’nden geldi. Koranavirüs Bilim Şurası üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, temin edilecek aşının aktifliğinin bilgilerle ortaya konduğunu, önemli yan tesiri olmayan inançlı bir aşı olduğunu söyledi. Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Öztürk, Kovid-19’a ait gidişatı anlattı.
Prof. Öztürk, Kovid-19’un enfeksiyon hastalıkları tarihinde dünyayı en geniş biçimde etkileyen hastalıklardan biri olduğunu söz etti. Salgının başlangıcında birinci bir milyon olguya üç ay içinde erişildiğini hatırlatan Prof. Öztürk, artık son bir milyon olguya 1.5-2 gün içinde ulaşılmasının durumun vahametini ortaya koyduğunu lisana getirdi.
2021’in başlarında kullanıma girmesi beklenen aşılarınpandemiyi önlemede olumlu katkı sağlayacağını söyleyen Prof. Öztürk, “Kovid-19 pandemisi 4-5 ay daha bu şiddetle devam edecek” öngörüsünde bulundu. Salgının 2021’de devam edeceği görüşünün ağır bastığını belirten Prof. Öztürk, “Hatta 2022’nin birinci aylarında da tesirini sürdürebileceği düşünülmektedir. Bunu dikkate alarak, teşhis, tedbire, korunma ve tedavi hizmetlerini bütünleşik halde yönetmeyi gerektiren salgınla ilgili uğraşa, dataya dayalı ortak akılla alınan kararlarla devam etmek zorundayız” dedi.
AŞI YALNIZCA AĞIR HASTA OLMAMIZI ÖNLEYECEK
Prof. Öztürk, bu ay içinde Türkiye’de uygulanmaya başlanacak Çin aşısı konusuna da değindi. Prof. Öztürk, “Temin edilecek inaktif aşının aktifliği, faz çalışmaları ve acil muhtaçlık nedeniyle geniş kullanım esnasındaki bilgilerle ortaya konmuş, önemli yan tesiri olmayan, inançlı bir aşıdır. İlgili aşı devlet tarafından fiyatsız olarak temin edilecektir” diye konuştu.
Yerli aşı çalışmaları için “Devam eden ulusal aşı çalışmalarından (on beş aşı adayı) birinin klinik öncesi çalışmalarının bitirilip faz-1 çalışma devrine geçilmiş olması ve bu kapsamda öbür aşıların varlığı yakın-orta gelecek için salgınla uğraşta ümit vadetmektedir” diyen Öztürk, şunları söyledi:
“Aşılarla sağlanan bağışıklığın ne kadar devam edeceği, daha sonraki devirlerde aşılamanın ne vakit tekrar edilmesi üzere hususlar şimdi belirlenmemiştir. Ayrıyeten aşı olacakların, hastalığı geçirmiş olanların yaptığı üzere temel müdafaa tedbirlerine devam etmesi gerektiğini de belirtmek gerekir. Aşı gelse de biz kurallara uymaya devam edeceğiz. Aşı bizi maskeden, fizikî aralıktan kurtarmayacaktır. Bizim ağır hasta olmamamızı önleyecek. Yoksa mikrobu alıp yaymamızı önlemeyecek.”
Mecburî değil fakat yaptırmalıyız
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Türkiye’de zarurî aşı uygulaması olmadı, bu aşıda da mecburî olmayacak. Hepimiz Sıhhat Bakanlığı’nın getirttiği aşıyı elimizden geldiği kadar yüksek oranda yaptırmalıyız” dedi.
Uygulanabilecek 3 aşı olduğunu hatırlatan Ceyhan, “Türkiye’nin mevcut taşıma ve depolama sistemine uygun olan tek aşı Çin’in ürettiği aşı. Çin aşının aktifliğini Aralık ayında açıklayacak. Yüzde kaç oranında koruduğuna ait şimdi bir data yok” diye konuştu. Ceyhan, “Herkes aşılanana dek bu tedbirler devam edecek. Aşı yaptırdım, maskeyi çıkarayım üzere bir niyet olmamalı. Bunun olması için yüzde 100 tesirli bir aşı lazım, bu şimdi bulunamadı. Toplum aşıyla bağışık hale gelene denk aşılananlar da dahil tedbirler devam edecek” dedi.
Yasemin Asan
Memurlar
