Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla uğraş ederken yakalandıkları hastalığı atlatıp vazifelerine dönen Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Dilek Destegül ve Kardiyoloji Asistanı Dr. Ayşe Sümeyye Bektaş, yaşadıkları güçlü süreci anlattı.
Kovid-19’a yakalanan bireyleri hayata bağlayabilmek için Adana Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde fedakarca çalışan hekimler Destegül ve Bektaş, yakalandıkları hastalığı atlatıp tekrar misyonlarına döndü. İki tabip, virüse karşı kazandıkları zaferin akabinde Adana Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kovid-19 teşhisli hastalara nefes olabilmek için çalışıyor.
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Dilek Destegül (38), AA muhabirine, eylül ayında hastalık belirtisi göstermesinin akabinde yaptırdığı testinin müspet çıktığını söyledi.
Hastalığın, kendisinde halsizlik ve ateş belirtilerine neden olduğunu anlatan Destegül, meskeninde karantinada kaldığını söz etti.
Destegül, yaklaşık 10 gün boyunca halsizliğinin sürdüğünü, bu periyotta en büyük badiresinin ise 11 ve 8 yaşındaki iki çocuğuyla ortasına aralık koymak olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Eşim de tabip. Eşim ve iki çocuğumun sonucu negatif çıktı. Eşim hekim olduğu için çalışmak durumunda kaldı. O süreçte konuta rastgele birisi gelip bana yardımcı olamadı. Ben çocuklarıma bakmak durumunda kaldım. Kendimi maske takarak, onlarla başka odalarda yatarak izole etmeye çalıştım. O işin ruhsal boyutu nitekim zordu. En büyük ezayı orada yaşadık, ne yapacağımız şaşırdık ancak çok şükür bu süreci kazasız belasız atlattık. Sıhhat çalışanlarının en büyük telaşı, hastalığı yakınlarına bulaştırmak. Kendimizden de natürel ki korkuyoruz ancak en büyük dert ‘Anne babamıza, eşimize, çocuğumuza bizden ötürü Kovid-19 bulaşır mı?’ en büyük korkuyu burada yaşıyoruz. Üç hafta boyunca çocuklarımla birbirimize sarılmadık, dokunmadık.”
Çocuklarının bu süreçte çok zorlandığını belirten Destegül, “Onlar benim için ağladılar, korktular, endişelendiler. Ben daha çok onların telaşlarını gidermeye çalıştım lakin birbirimize aralık koymak, onların bana dokunamaması çok zordu hatta karantina süreci bitip testim negatif geldiğinde çığlıklar atarak çok sevindiler, birbirimize sarıldık ve o gece bir arada yattık. En sıkıntı kısmı onlardan uzak durmaktı.” diye konuştu.
Destegül, hastalığa tekrar yakalanma derdi taşıdığını ve önlemlere uymaya itina gösterdiğini tabir ederek, “Her nöbetimde 3-4 hasta entübe ediyorum ve bu hastalığın kesinlikle bana uğrayacağını kestirim ediyordum, yalnızca bu kadar erken beklemiyordum.” dedi.
– “Kötü bir süreçti”
Kardiyoloji Asistanı Dr. Ayşe Sümeyye Bektaş da serviste müdahale ettiği bir hastanın olumlu çıkması üzerine kendisinin de Kovid-19’a yakalandığını lisana getirdi.
Meskeninde karantinaya girdiğini belirten Bektaş, şunları kaydetti:
“Üst teneffüs yolu enfeksiyonu bulguları, nezle üzere burun akıntısı, öksürük ve halsizliğim ile tat ve koku kaybım oldu. İki hafta semptomlarım sürdü. Koku kaybım üç hafta sürdü. Sonrasında yavaş yavaş toparlanmaya başladı ve hala tam olarak düzelmedi. Üç ay geçmesine karşın maalesef eskisi üzere tat ve koku alamıyorum. Berbat bir süreçti, tek başımaydım. İnşallah tekrar gelmez. Ağır bakımdaki hastalar nefes alamıyor ve kaybettiğimiz hastalar birkaç gün öncesinde bunu seziyorlar. Hakikaten makus bir durum, oksijen seviyeleri çok düşük seyrediyor. Az çok başlarına ne geleceğini biliyorlar. ‘Ben öleceğim galiba’ diyorlar ve nitekim birkaç gün sonra hastayı maalesef kaybediyoruz.”
Sürecin giderek daha da zorlaştığını vurgulayan Bektaş, herkesten önlemlere uymasını istedi.
Memurlar
