Trabzon’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinin akabinde sıhhatine kavuşan hemşire Ömer Faruk Yılmaz, akraba ziyaretlerini sürdürdükleri için hastalığın 5 bireye bulaştığını bildirdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Çocuk Acil Servisinde misyonlu 24 yaşındaki hemşire Ömer Faruk Yılmaz, AA muhabirine, yaklaşık iki hafta evvel konutta bulunduğu sırada halsizlik hissettiğini, bu duruma gece saatlerinde eklem ağrısı, ateş ve öksürük şikayetlerinin de eklendiğini anlattı.
Evvel üşüttüğünü düşündüğünü lakin annesinin de eklem ağrıları olduğunu söyleyince Kovid-19’dan şüphelendiğini belirten Yılmaz, tıpkı gün yaptırdıkları testlerin olumlu çıktığını söz etti.
Yılmaz, olaydan yaklaşık bir hafta evvel köye giden babası hariç, annesi ve iki erkek kardeşi ile meskende izolasyona girdiklerini aktardı.
Annesi ve kendisinin filyasyon gruplarının verdiği ilaçları kullandıklarına değinen Yılmaz, kardeşlerinde de kısa müddet içinde hastalık belirtilerinin geliştiğini fakat durumlarının çok kötüleşmediğini vurguladı.
Yılmaz, birebir apartmanda yaşayan iki dayısı ve aile fertleriyle daima görüştüklerini, bu nedenle kendi meskenleri de dahil üç meskende temaslı 14 kişinin izolasyona tabi tutulduğunu belirtti.
İzolasyonun ikinci günü yengesinde, sonrasında da dayısı ve kuzeninde hastalık belirtileri geliştiğine işaret eden Yılmaz, üçünün de testinin müspet çıktığını söyledi.
Yılmaz, 5’i müspet toplam 14 aile ferdinin izolasyon sürecinin tamamlandığını, işine dönebilmenin memnunluğunu yaşadığını kaydetti.
Tıpkı apartmanda dedesi ve teyzesinin de yaşadığını bildiren Yılmaz, 5 dairedeki akrabaların daima bir ortada bulunduğunu tabir etti.
Yılmaz, hem akraba hem de komşu oldukları için birlikte çok vakit geçirdiklerini belirterek, virüsün yayılmasında bu faktörün çok değerli olduğunu söyledi.
İşi nedeniyle aileye virüsü taşıma riski en yüksek kişi olarak görüldüğünü anlatan Yılmaz, bu nedenle konuttaki vaktinin birçoklarını odasında geçirmeye çalıştığını, yeniden de bir formda aile fertleriyle temas ettiğini kaydetti.
Yılmaz, annesinin, dedesi, anneannesi ve teyzesi ile birkaç gün temasta bulunmadığı için onlarda hastalığa ait rastgele bir belirti ortaya çıkmadığına işaret etti.
Sağlıkçı olarak, virüsün nelere neden olabileceğini bildiği için tüm ailesi için tasaya kapıldığını aktaran Yılmaz, “Bu psikoloji biraz beni etkiledi zira annemin daima ağrıları vardı, öbür akrabalarıma da virüs geçtiği için biraz korktum ‘Bir şey olacak mı, teneffüs zahmeti gelişecek mi?’ diye. Filyasyon takımlarının söylediklerine uyduk lakin biraz iş işten geçtikten sonra, herkese bulaştıktan sonra uymaya başladık.” dedi.
– “Biz ucuz kurtardık bu hastalıktan fakat diğerleri bu türlü olmayabilir”
Yılmaz, ailesinden kimseye bir şey olmamasının sevincini yaşadığını söz ederek, “Özellikle de büyüklerimizle o periyotta etkileşimde bulunmamamıza sevindik. Dedem ve anneannem yaşlı, kronik hastalıkları olan bireyler. Ben mesleğim gereği ekseriyetle işte olduğum için konutta bulunmamıştım, annem de olumlu çıkmadan bir kaç gün gitmemişti, iyi ki de o denli oldu.” diye konuştu.
Yaşananların ruhsal olarak kendisini olumsuz etkilediğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Stresli 14 gün geçirdik. Allah’a şükür hiçbirimizde teneffüs düşüncesi gelişmedi. Teneffüs problemi yaşamadık, ‘Akciğere inmedi’ demekle akciğerler kurtulmuyor. Büyük ihtimalle akciğerlerin kapasitesi azalıyor zira evvelden yaptığımız işi yaparken daha erken yorulmaya başladık, tabip arkadaşlarımız da bunu söylüyor esasen. Kovid’den sonra bir, iki ay boyunca kimse eski kapasitesiyle iş yapamıyor. Biraz dikkatli olmak lazım, efor sarf ederken bile etkiliyor Kovid bedeni. ‘Ben gencim, teneffüs ıstırabı geçirmem’ demekle kalmıyor, ileri ki birkaç aylık hayatınızı da etkiliyor Kovid.”
Yılmaz, herkese maske, uzaklık ve el paklığı başta olmak üzere tüm hijyen kurallarına uymaları davetinde bulunarak, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Hiçbir vakit toplu alanlarda maskeyi çıkartmasınlar. Bulundukları ortamlarda eşyalara, bir yerlere dokunmamaya çalışsınlar. Ellerini yüz, ağız ve gözlerine getirmesinler, el hijyeni çok değerli zira hiç Kovid’li ile temas etmeyenler bile hasta olabiliyor. Sıhhat Bakanımız Fahrettin Koca’nın da dediği üzere aile içi ziyaretler azaltılmalı, bu bahiste kısıtlamaya gidilmesi lazım. Biz ucuz kurtardık bu hastalıktan ancak öbürleri bu türlü olmayabilir. Tahminen aile fertlerinden biri ölebilirdi ya da ağır bakıma kaldırılabilirdi. Zati en büyük kaygım birinin teneffüs ıstırabı çekip hastaneye kaldırılmasıydı. Bunun riskini kimse almasın, konut ziyaretlerine gitmesinler. Aile ziyaretleri biraz tehlikeli. Toplumsal bir aileyiz, 20 yıldır bu ilgiler içindeyiz, birbirimize gidip geldiğimiz için ‘birimize olursa hepimize olsun’ mantığı güdüyorduk biraz, işte o denli olmuyormuş.”
– “Biz gittik bu türlü oldu, kimse gitmesin”
Anne Fatma Yılmaz (47) ise hastalık boyunca önemli eklem ağrısı çektiğini, ayrıyeten uykusuzluk sorunu yaşadığını söyledi.
Ağız kuruluğunun yanı sıra yediği her şeyin tadının acı ya da çok tuzlu geldiğini belirten Yılmaz, “Kötüydü, çok zorluklar çektim. Belim çok ağrıdı, daima ağrı kesici aldım, verilen ilaçları sistemli kullandım.” dedi.
Yılmaz, izolasyonda yemeklerini annesi ve kız kardeşinin pişirip getirdiğini, kendisinin Ömer Faruk ile öteki iki oğlunun da birlikte yediğini tabir etti.
Herkesin kurallara uyması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Herkesin bu ağrıları çekmemek için dikkat etmesi, kendisini muhafazası lazım. Sıhhat gibisi yok, belimde hala ağrı var. Denileni yapacaktık, gidip gelmeyecektik. Kimse dinlemedi ‘bir şey olmaz’ diye. O ona, o ona çay içmeye gittik, oldu bu türlü. İhtarları dikkate alsınlar, gidip gelmesinler. Biz gittik bu türlü oldu, kimse gitmesin.” diye konuştu.
Memurlar
