Milliyet’ten BAHAR ATAKAN’ın haberine nazaran: Ankara – Malkoç, bayana şiddet, insan hakları, bayan hakları konusunda Türkiye’de kurum eksikliği olmadığını lakin kurumlar ortasında uyum eksikliği bulunduğunu söyledi. Koordiasyon eksikliğinin giderilmesinde sorumluluğun Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nda olduğunu belirten Malkoç, özetle şunları kaydetti:
Haberlerin tesiri
“Kadın haklarıyla, bayana karşı şiddetle, bayan cinayetleriyle ilgili kesinlikle Türkiye’de bir akademinin kurulması gerekir. Bunu, kamu kurumlarından biri üstlenebileceği üzere, Türkiye’de bu alandaki üniversitelerden birine de misyon verilebilir. Medyanın bayan haklarıyla, bayana şiddetle, bayan cinayetleriyle ilgili yaklaşımı. Medyanın lisanı çok makûs, haber veriş biçimi facia, adete bayana şiddeti teşvik edecek nitelikte oluyor. RTÜK’ün bu hususta çalışması var fakat bu çalışmalar çoklukla olaylar olduktan sonra olan çalışmalar. Ne yapıp yapıp, önleyici bir haber lisanını Türkiye inşa etmek zorunda. Yaptığımız tespitlerde bayana şiddet işleyenlerin çok büyük bir kısmı bu haberlerden etkilenerek yapmış bunu. Adeta okuduğu haberler kendine yol göstermiş, hatta bütün ayrıntılarını okuyor, nasıl olmuş merak ediyor. ‘Ben şöyle yaparsam nasıl az ceza alırım.’ Yani ne yapıp yapıp bu haber lisanını kesinlikle düzeltmemiz gerekir.
Boşanma davalarının taraflarına ruhsal takviye veriliyor ancak bu kâfi değil. Gerekirse düzenleme yapılıp bu mecburî hale gelmeli. Süreç aileleri gerilime sokuyor. Hepsinden değerlisi, çocukları mahvoluyor. Ne yapıp edip bu mevzuda boşanma davası açanlarla yahut evlilik içi şiddetten doğan davalarda ruhsal takviyesi kesinlikle artırmamız gerekiyor. Şiddet varsa olmaz fakat şiddet olmayan boşanma davalarında KDK olarak verdiğimiz tavsiye kararlarında, aile orta buluculuğunun kesinlikle ihdas edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Zira İngiltere’de, Almanya’da ve dünyanın birçok ülkesinde bunun örnekleri var.”
Memurlar
