Konya’nın Beyşehir ilçesinde, 1299’da Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yapılan, ahşap direkleri, tavanı ve kapılarındaki süslemeleriyle dikkati çeken tarihi Eşrefoğlu Camisi, içinde zamanın durduğu hissini vererek, ziyaretçilerini adeta tarihte yolculuğa çıkarıyor.
Anadolu Selçuklu uç beyliği Eşrefoğulları Beyliği’nin kurucusu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından yaptırılan cami, Selçuklu geleneklerine bağlı “ulu cami” tarzında tasarlanan, ahşap direkli ve düz toprak damlı camilerin en gelişmiş ve büyük örnekleri arasında yer alıyor.
Ön cephe duvarı kesme taş, geri kalan kısımları moloz taşlarla örülerek yapılan caminin, girişindeki taç kapının süslemeleri de Sivas’taki Gökmedrese ve Çifte Minareli Medrese’nin kapılarındaki süslemelerle benzerlikler taşıyor.
Öte yandan yapının 48 ahşap direğin üzerine oturtulmuş ahşap tavanı, kündekari sanatıyla yapılmış pencere, minber ve bey mahfili, ziyaretçilerini 700 yıllık yolculuğa çıkarıyor.
Cami, tarihsel ve mimari özellikleri nedeniyle 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alındı.
Prens Charles da camiye hayran kalmıştı
Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, AA muhabirine, çivi kullanmadan ahşap işlemesiyle yapılan caminin, çini süslemeciliği açısından da döneminin doruk noktası niteliği taşıdığına işaret etti.
Turkuazın en güzel renklerini cami çinilerinde görmenin mümkün olduğunu dile getiren Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçinde kullanılan ağaçlar ‘Toros Sediri’ dediğimiz ağaçlar, katran havuzlarına yatırılıp özel mukavemet elde edildikten sonra içerde sütun olarak kullanılmış. Taşları travertendir, yakınlardaki Bayat köyünden getirilerek yapılmış. Caminin ortasında yer alan karlık, yapının yaz ve kış aylarında iç nemini korumak için yapılmıştır. Ancak 1940’lı yıllarda yapılan restorasyonda, tavan ve çatı karakteri bozularak kapatılmış ve cami bu fonksiyonunu kaybetmiş.”
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in oğlu, Galler Prensi Charles’ın da 1992 yılında camiyi ziyaret ettiğini ve hayran kaldığını aktaran Bayındır, “Prens Charles, bize, Selçukluların doruk noktasına getirdiği bu şaheseri korumamızı ve torunlarının da bir gün gelerek burayı ziyaret etmelerini umduğunu söyledi.” ifadesini kullandı.
Bayındır, Antalya’yı Konya’ya bağlayacak ve halen yapımı süren yeni kara yolunun tamamlanmasıyla ilçede turizmin daha da gelişmesini umduklarını anlattı.
İlçe sakinlerinden İskender Altay ise camiye gelen yabancı turist sayısının eskiye göre azaldığını, bölgeye yapılacak yeni butik otel yatırımlarıyla tarih ve doğa turizminin tekrar ayağa kalkmasını beklediklerini kaydetti.
Caminin yakınında dükkanı bulunan esnaf Hayri Ceylan ise “Camimiz çok güzel, özellikle yaz aylarında yerli turistler çevre illerden çok geliyor ancak yabancı turist sayısı azaldı. Umarız gelecek yıllarda artar.” diye konuştu.
Memurlar