TBMM Umumî Konseyinde, Yargı Islahatı Strateji Dokümanı kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi’nin 2. kısmında mahal alan 23, 24, 25, 26, 27’nci hususları de kabul edildi.
Buna nazaran, duruşma, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına resen yahut taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilecek. Vesair tarafın 2. fıkrada yazılan kurallara münâsib olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacak. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna nazaran eksiksiz ve yoluna münâsib olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması kural olacak. Belirtilen koşullara münasip olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için gayrı tarafın tıpkı kurallara münasebetli olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara alışılmamış olmaması yahut vesair tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet yahut vesair kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekecek.
– Bilirkişi raporuna itiraz
“Bilirkişi raporuna itiraz”ı düzenleyen hususta yapılan değişikliğe nazaran, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine bildirisi tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını yahut yeni bilirkişi atanmasını duruşmadan talep edebilecek.
Bilirkişi raporuna karşı talebin bu müddet içinde hazırlanmasının çok güçlükle yahut imkansız olması ya da kişisel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi halinde yeniden bu vade içinde duruşmaya başvuran tarafa, mühletin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir sefere mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek mühlet verilebilecek.
Keşfin kapsamı duruşma tarafından belirlenecek. Sonunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahliline yönelik incelemelerin yapılması, uyuşmazlığın tahliline rastgele bir tesiri olmayan gereksiz incelemelerin yapılmaması ve bu mahiyetteki haberlerin belgeye girmemesi sağlanacak. Hakim keşif tutanağına keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemlerini de yazacak. Düzenleme, keşfi yapan hakimin yahut daha sonra belgeyi ele alacak hakim ya da yargıçların bilirkişi raporunu denetlemesini kolaylaştıracak.
Taraflardan her biri, sonuncu kararın bildiriminden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine yahut tabiatıyla karara geçirilmesi gerekli olmasına karşın hakkında külliyen yahut kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilecek. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilecek.
– Görüşmelerden
HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir’in avukatlık cübbesiyle kürsüye çıkması üzerine kimi milletvekilleri reaksiyon gösterdi.
Aydemir ise “Bakın, bu cübbe hiçbir iktidara, hiçbir güce, hiçbir hükümrana, hiçbir hükümdara, hiçbir padişaha tabi olmayan, güce karşı daima uğraş etmiş olan avukatların cübbesi bu.” tabirlerini kullandı.
Bunun üzerine mekanından laf alan AK Parti Küme Başkanvekili Cahit Özkan, “Eğer, bu memlekette baroları kendi art bahçeniz olarak görüyorsanız bunlardan sakınacaksınız.” diye konuştu.
İstanbul Barosu’nun bir kararına işaret eden Özkan, “Bu karar şu anda kürsüden bağıra bağıra savunulan bir baronun idare heyetinden çıktı. Ne diyor, okuyayım, dikkatle dinleyin zira bunları savunurken tarih nezdinde de mahkum olacaksınız, bunun farkında olun.” sözlerini kullandı.
Şerdil Dara Odabaşı’nın kendisiyle ilgili bir davada avukatın “kendisi de avukat olan Kadıköy Belediye Başkanı” dediği için İstanbul Baro Idaresi’nin ilgili avukat hakkında soruşturma başlattığını anlatan Özkan, “Milli iradenin tecelligahında inanılmaz hakaretler yapacak, biz bunlara ‘eyvallah’ diyeceğiz lakin İstanbul Barosu bu ahlaksızlığa, bu hukuksuzluğa maatteessüf hukuku peşkeş çekecek. Biz bunu kabul etmiyoruz. Barolar, Anayasa’nın ve yasanın öngördüğü çerçevede demokratik bir anlayışla hizmet yapacak. Bunun hesabını İstanbul Barosundan ve onu savunan iradeden sonuna kadar soracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise Erdal Aydemir’in 10 yıl Baro Başkanlığı yapmış bir vekil olduğunu belirterek, “Ve cübbesiyle kürsüye çıktığında var olan reaksiyonları aslında o cübbeyedir işte, o iliklenmeyen cübbeyedir. Unutmasınlar, o cübbeler iliklenmeyecek asla, asla ve asla.” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Özgür Şahsi de Kadıköy Belediye Yöneticisi Odabaşı ile ilgili argümanlara şöyle karşılık verdi:
“Bir firma katılaşmamış bir alacağı için 170 milyon TL parayı belediyeden istiyor. Bu parayı isterken ki dilekçesinin başına da ‘Kadıköy Belediye Başkanlığına, kendisi de hukukçu olan Belediye Yöneticisi Şerdil Dara Odabaşı’ diye yazıyor. Avukatlık etiğinde, mesleksel etikte nasıl yarışma yasağı, reklam yasağı varsa bir avukatın mesleğiyle ilgili savunma vazifesini yapmak dışında onun seçimle geldiği bir hizmette avukatlığını ima ederek, ‘Belediye benim paramı ödesin, bak bir de avukat olacaksın, meslektaşım olacaksın’ iması direkt meslek etiğine hilâf olduğu için ve ondan sonra yapılacak her türlü iş ve süreci yönetim açısından da sakat gösterebileceği için kendi meslek örgütünün haysiyet divanına, onur heyetine ‘Bu yapılan iş yanlışsız bir iş değil, uyarın.’ diye söylüyor.”
AK Parti Küme Başkanvekili Özkan, bunun üzerine “Demokrasiden, özgürlükten, tahammülden, farklı görüşlere hürmetten bahsediyoruz. Herkes kendi fikrini hür, özgür halde tabir etsin. Her problem yargıya götürülmesin, her mevzu şikayet konusu olmasın. Biraz tahammül edelim deniyor ve devir zaman çıkıp bu kürsüden Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘Yahu niye Cumhurbaşkanına hakaret kabahati var, niye bu türlü şikayetler yapılıyor?’ diye şikayetlerde bulunacaksın, yakınacaksın, sonra da çıkıp gülüp geçilecek bir dilekçeyi disiplin soruşturmasına husus edeceksin; problem bu.” karşılığını verdi.
– Bahçeli’nin açıklamaları üzerine tartışma
HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Anayasa Duruşması kararları dahil “beğenilmeyen” kararlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Umumi Lideri Devlet Bahçeli tarafından açık tenkitler yapıldığını tez ederek, “İşte budur yargıyı itibarsızlaştıran.” dedi.
Bunun üzerine bölgesinden kelam alan MHP Küme Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, “MHP ve sayın başkanımız yargı kararlarıyla alakalı birtakım değerlendirmeler yapabilir. Lakin problem yargı kararlarına uyulup uyulmaması, yargı kararlarının gereğinin yapılıp yapılmamasıdır.” tabirlerini kullandı.
Bir FETÖ operasyonu olduğu belirli olan MHP ile ilgili kongre kararı çıktığı devir Bahçeli’nin “Yargı kararının gereği yapılacaktır.” dediğini hatırlatan Bülbül, “Bunun bir operasyon olduğunu bildiğimiz halde. Bunlar 15 Temmuz sürecinde samanlıkta yakaladığı yargıçlar. Biz o durumda dahi yargı kararının gereğini mahallini getirme noktasında hassasiyet göstermiş bir partiyiz. Bu manada ‘MHP’nin yargıya hürmet duymadığı yahut yargı kararlarını kabul etmediği’ cihetindeki sözleri kabul etmiyoruz.” diye konuştu.
HDP Küme Başkanvekili Beştaş, MHP Umumî Yöneticisi Bahçeli’nin Mümtazer Türköne ile ilgili açıklamalarına işaret ederek, “Bence de Mümtazer Türköne de dahil içeride bulunan hasta bütün tutuklu ve hükümülüler bırakılmalıdır. Ancak ben isim vermiyorum, ayırmıyorum.” dedi.
MHP Küme Başkanvekili Bülbül, “Mümtazer Türköne’ye dair Umum Liderimizin beyanları açıktır. Umumi Yöneticimiz, Mümtazer Türköne belgesinin, iyi kıymetlendirilmesi gerektiğini, rastgele bir haksızlık yapılmaması gerektiğini söz etmiştir. Buradan yargıya müdahale tahlili çıkarmak çok zorlama ve kasıtlı bir yaklaşımdır.” cevabını verdi.
TBMM Lideri Nimetullah Erdoğmuş, teklifin 27. unsurunun kabul edilmesinin akabinde birleşime ara verdi.
Erdoğmuş, aradan sonra encümenin mekanında olmaması üzerine, birleşimi bugün saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.
Memurlar
