– Türk siyaset tarihinde “postmodern darbe” olarak yer alan 28 Şubat sürecinde başörtüleri nedeniyle vazifeden alınarak memuriyetten çıkarılan öğretmenler, haksız biçimde aldıkları cezaların affedilmesini değil yok kararında kabul edilerek türel kapsamda “iadeiitibar” verilmesini istiyor.
Milletin iradesi ve egemenliğine darbe vurulan 28 Şubat sürecinde, “inancının gereğini” yerine getirmek isteyen kamu vazifelilerinin hak ve özgürlükleri gasbedildi. Kılık kıyafet ya da fişlemeler nedeniyle hakkında disiplin soruşturması açılan binlerce öğretmenden birçoğu kınama ve maaş kesintisi cezalarıyla karşılaşırken kimileri memuriyetten çıkarıldı. Vazifeden el çektirilenlere 2006’da çıkarılan kanunla memuriyete dönüş yolu açıldı. Kimileri, eski vazifelerine dönme imkanı bulurken kimileri ise farklı kurumlarda yeni memur olarak vazifeye başladı. Vazifelerinden başka kaldıkları müddette maddi ve manevi problemlerle yüzleşmek zorunda kalan öğretmenler, mesleklerinden farklı geçirdikleri periyotta kaybolan haklarının geri verilmesini ve prestijlerinin iade edilmesini talep ediyor.
– Vazife yaptığı her okulda başörtüsü nedeniyle soruşturma geçirdi
Başörtülü oldukları için “kurumun sistemini bozdukları” gerekçesiyle vazifeden alınan Ünzile Yücel ve Hamiyet Öztürk, bu süreçte yaşadıkları ve taleplerine ait AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısmı’ndan 1990’da mezun olan Ünzile Yücel, biyolog olarak iş bulamadığı için formasyonla öğretmenliğe geçti fakat bu alanda açık yer bulunmadığından Aksaray’ın Boğazköy kasabasındaki bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak misyona başladı. Farklı okullarda misyon yaptıktan sonra Ankara’da Mamak İmam Hatip Lisesine biyoloji öğretmeni olarak atanan Yücel, kendi branşında öğretmenlik yapma fırsatı bulduğu periyotta başlayan 28 Şubat sürecinde artan baskıların akabinde 2001’de memuriyetten ihraç edildi.
Vazife yaptığı her okulda başörtüsü nedeniyle soruşturmalara maruz kalarak ihtar ve kınama cezaları alan Yücel, 2006’da çıkarılan kanunla memuriyete dönmesinin akabinde vazifeden farklı kaldığı süreçte kaybolan haklarının iadesi için çaba başlattı.
– “Herkesin toplumsal hayatını, psikolojisini, iktisadını, her şeyini bozdu”
Başörtüsü dışında hiçbir “suç” isnat edilmediğini belirten Yücel, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bu süreç hepimizi depresyona soktu, yordu, aile hayatımızı etkiledi. Genç bir kuşaktık. Yeni bebekleri olan, yeni atanan, yeni evlenen, eşlerine alışmaya çalışan. Herkesin toplumsal hayatını, psikolojisini, iktisadını her şeyini bozdu. Dayanabilenler, dayanamayanlar, zayıf olanlar, hastalık geçirenler teker teker, çöke çöke yalnız kalanlar. Ben de bundan nasibimi aldım. Soruşturma periyotlarında düşük yaptım. Misyondan alındıktan sonra yaşadığımız toplumsal ve ruhsal problemlerin bir sonucu olarak aile yaşantısı da çöktü ve boşandım.”
Boşandıktan sonra tekrar memuriyete dönene kadar, yaptığı pasta börekleri satarak geçimini sağladığını aktaran Yücel, farklı kurum ve misyonlarda çalıştıktan sonra 2014 yılında Ulusal Eğitim Bakanlığı takımına geri döndüğünü söyledi.
– “Biz affedilecek bir şey yapmadık”
Biyolog olarak çalışamadan, büyük heveslerle okuduğu mesleğini yapamadan öğretmenlikten ayrılmak zorunda kaldığını lisana getiren Yücel, şunları kaydetti:
“Biz, affedilecek bir şey yapmadık. Hatalı değildik. Ben başörtüsünü Allah’ın buyruğu olarak gördüğüm, buna inandığım için, inancımın gereğini yaparak devam ettim hayatıma lakin bunun bedeli bu türlü ağır olmamalıydı. Hatalı yerine konulmamalıydık. Affedilmiş olmanın, aftan yararlanarak dönmüş olmanın acısını hissediyoruz. Suçsuzduk. Haklıydık. Üzerimizde oynanan oyunlara maruz kaldık. Bu nedenle devlet, bize iadeiitibarda bulunmalı.”
– Vazifesinin 10. yılında memuriyetten ihraç edildi
Vazifesinin 10. yılında Sivas’taki bir ortaokulda teknoloji ve tasarım öğretmeni olarak misyon yapan Hamiyet Öztürk ise başörtüsü nedeniyle 2000 yılı ağustos ayında misyondan alınarak memuriyetten men edildiğini belirtti. Çıkarılan kanunla 2006’da memuriyete geri döndüğünü, farklı kurumlarda aldığı çeşitli misyonların akabinde yine başladığı öğretmenliğe hala devam ettiğini tabir eden Öztürk, yeni memur üzere başladıkları için evvelki haklarının kaybolduğunu söyledi.
Misyon yapamadığı müddette maddi ve manevi düşünceler yaşadığını bu nedenle geriye dönük hakları için de gayret verdiklerini anlatan Öztürk, şunları kaydetti:
“Biz, vazifeden el çektirmeyi gerektirecek bir şey yapmamıştık. Geri döndükten sonra da hiçbir hakkımız iade edilmediği için bu çabayı değerli görüyoruz. 28 Şubat mağdurlarına iadeiitibar verilmeli. Bu haklı bir gayrettir. Umarım hak yerini bulacaktır. Biz kimseden haksız bir şey istemiyoruz. Haklı uğraşımızın karşılığını istiyoruz.”
Memurlar
