Türkiye Barolar Birliği Yöneticisi Metin Feyzioğlu, KRT TV’nin Sisler Bulvarı programında Hürmet Öztürk’ün konuğu oldu. Feyzioğlu, baroların yürüyüşüne neden katılmadığını, encümende baro liderlerinin neden yan almadığını ve çoklu baro düzenlemesi süreciyle ilgili değerli açıklamalar yaptı.
Feyzioğlu, “80 baro ve TBB çoklu baroya onuz. Fakat delege sistemi, temsilde adalet üzere mevzularda hepimizin çok farklı mütalaaları var” dedi.
“TBB ve tüm barolar çoklu baroya karşı”
Programın ismine atıfta bulunarak, ‘Sisleri dağıtayım’ diyen Feyzioğlu, ‘çoklu baro’ düzenlemesiyle ilgili şunları söyledi: Süreç şudur; büyük harflerle söylüyorum, altını çiziyorum. TBB ve Türkiye’deki tüm barolarımız çoklu baroya amasız, fakatsız, istisnasız ondur. Net. Hasebiyle çoklu baronun gelmesini samimi olarak istemeyen kim varsa buradaki bloğu, buradaki tartışmasız birebir fikir etrafındaki kucaklaşmayı parçalamaya ve işi Metin Feyzioğlu üstünden şahsileştirmeye kalkmamalıdır. Metin sarfiyat diğeri gelir. Bizim derdimiz işin içine farklı bir şey katmayın, ‘ama, falan’ demeyin.
“Hiç yalnız bırakır mıyım”
Hürmet Öztürk’ün, ‘Ankara’da baro liderlerini yalnız mı bıraktınız?’ sorusuna Feyzioğlu, şu cevabı verdi: Hiç bırakır mıyım. Ben orada Instagram’dan fotoğraf versem kaç like alacağımı bilmiyor muyum. Onun yanına bunu çözmeye çalışıyorum ve çözdüm gittim. O işi biz çözdük. Orada silahsız, akinsız, şiddetsiz yürüyüş yapmak haktır. Bir yasal demokratik görüş açıklama, fikir açıklama prosedürüdür. Yürüyüş yapmayarak bu türlü kıymetli bir hususta ben ‘müzakere edeceğim’ demek de bir haktır. Siz yürüyüş yaparak bir hakkın peşinde koşabilirsiniz. Ben de açıklama yaparak, gidip konuşarak derim.
Velev siz bana kızamazsınız ‘neden yürümüyor?’ diye.
Ben dönerim bu tarafa derim ki; ‘Bakın biz yürümüyoruz ancak dışarıdaki arkadaşlarımla aramızda en ufak bir fikir farkı yok. Onlar bu işe çok öfkeli. Ben de onların yürüyüşüne katılmayarak lakin tıpkı mülahazayı size düz cümleler halinde anlatmaya çalışıyorum.
“Bana vurmak istediğiniz balyoz baroları çatırdatıyor”
İnfial var diyebilirim. Ancak infialin maksadını siz yürümeyene yönelttiğiniz devir, yürümeyen de onlara yönelttiği vakit ne oluyor, dışardan bakan diyor ki ‘Yahu bunları bölmeye kanuna manuna gerek yok. Aslında parçalanmışlar. Biz bunları bir de kanunla bölelim’ Şayet bir savaş yürütüyorsanız öbür savaşları, yani baro seçimi savaşlarını erteleyeceksiniz. Elinizi bir balyoz aldınız, bana vuruyorsunuz. Kaldırdınız balyozu vuruyorsunuz. Balyozu başıma indireceksiniz ancak balyoz o kadar büyük bir çekiç ki. Onu kaldırdığınızda barolar binası sütununa da vuruyor. O balyozu bana indirmeden barolar binasını çatırdatıyorsunuz.
“Baro liderleri kızmakta haklı”
Ankara’da temsili 150 metrelik yürüyüşleri engellenen, daha sonra yürümelerine müsaade verilen baro liderleriyle ilgili Feyzioğlu, “Oradi bir kadro baro liderlerinin kızması bana haklıdır. Orada benim büyüğüm bir baro lideri ‘niye geç kaldın, niçin geç çözdün?’ diye bağırdı. Geç çözdüm zira önleyen ben değilim planlayan ben değilim. Telefonuma Ankara barosu üyesi olduğum için SMS geldi, gayrı bir sebeple değil. Telefonuma SMS geldi. Ben birlik lideriyim. Birlik lideri olarak bir SMS’le bilgileniyorum son anda” dedi.
Engellenen yürüyüş
Baro liderlerinin yürüyüşünü engelleyen Ankara Valiliği’ne yönelik tenkitlerde bulunan Feyzioğlu, şunları söyledi: SMS çekildiği halde Ankara Barosu’ndan bir kitlesel iştirak olmamış. 20-30 baro yöneticimiz, sonradan 60’a çıktı. Son nokta makul, mantıklı, kimseye zararı olmayan, haklı münasebetlerle 150 metre yürüyecekler. Kardeşim bunu ne için inatlaşma sıkıntısı yapıyorsun. Baktın, gördün. Ne Eskişehir yolu trafiğe takılıyor ne en ufak bir can sorunu var. O vakit de ki ‘Tamam sen tertip komitesi kurmamışsın lakin ben bunun problemsiz yürümesi için gereğini yapıyorum’
Taslakta hangi hususlar var?
Hürmet Öztürk’ün, ” Siz ‘Böyle bir taslak yok’ diyordunuz lakin Türkiye’nin dört bir yanından barolar bu türlü bir taslak olduğunu düşünüp geliyor. Görüşüyorsunuz, niçin son dakikaya kadar ‘yok’ dediniz?” sorusuna Feyzioğlu, kelam konusu taslağın 2014 yılına ilişkin olduğunu ve ‘yok’ denilen taslağın bu olduğunu belirtti.
Bu taslak için, “Her unsurunda alternatifli düzenlemeler olan bir taslaktı. Katıldığımız vardı, katılmadığımız vardı” diyen Feyzioğlu, “Bu taslağın içinde anlaşılan kıdemin üzerindeki avukatların asli ticaret duruşmasına girememesi, ağır cezalara girememesi ve istinafa, temyize 10 yıl kıdemden sonra girilmesi üzere düzenlemelerin yanı sıra, Anadolu’da vilayetlerde büroların şube açmasına müsaade veren cümleler vardı. Bu taslağı gezdirmeye başladılar 2 buçuk 3 ay kadar evvel. O taslakta çoklu baro yok” dedi.
“Cumhurbaşkanı açıklayınca değer kazandı”
Çoklu baroyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘arkadaşlarımız çalışıyor’ diye duyurmasıyla dikkat kesildiklerini vurgulayan Feyzioğlu, “Bu taslak yok lakin sayın Cumhurbaşkanı bu türlü bir açıklama yapınca bu artık kıymet kazandı, ‘bunu yok sayamayız’ dedik. Öbür taslakta yok zira. Biz acilen 19 Mayıs’ta bir baro liderleri içtiması düzenledik. 1 Haziran’da tekrar bir içtima yaptık. Kimi kararlar aldık ‘bir şeyler yapmamız lazım’ diye” tabirlerini kullandı.
Feyzioğlu, “1 Haziran’da bu işi takip edelim dendi. Geri çekilmezse ‘müzakere olmayacak’ dediler. ‘Geri çekilsin’i anlatman lazım. Bir münasebet söylemeniz lazım. İstanbul Barosu idare şurası bir karar aldı, o kararda ‘Biz Ankara’daki hiçbir görüşmeye katılmıyoruz’ dedi” diye sürdürdü.
“Cumhurbaşkanına gidelim”
Geçen hafta, komiteden evvel ‘Cumhurbaşkanına gidelim’ dediğini ve bunun nedenini ‘Hiçbir şey istemeyiz diye değil, iş zahir bir aşamaya geldi’ diye açıklayan Feyzioğlu, şunlar söyledi:
“Biz bu kanunu ‘istemezük’ demiyoruz”
Fakat delege sistemi, temsilde adalet, bu bahislerde hepimizin çok farklı tasavvurları var. Örneğin Kayseri Barosu liderinin İç Anadolu kesim içtimasında kendi teklifidir, ‘3 bin avukata bir delege verilsin iş çözülsün’ demiştir. Aşağı yukarı o teklif geldi. Biz bu kanunu ‘istemezük’ demiyoruz. Bu kanunun şu kısmı bir felakettir; Etnikçi baro getirir. Mezhepçi baro getirir. Baro mensubu olan avukata nazaran karar verildiği telaşı, algısı getirir. Disiplinde rehavet, eğitimde kalite düşüklüğü getirir. Çağlayan’da baro odasının kimin tarafından kullanılacağı yarın iddia edemeyeceğiniz kadar büyük ihtilaf konusu olacak.
“Ya daima birlikte gireriz ya hiç”
Baro yöneticilerinin Adalet Komitesi’nde bölge almamasıyla ilgili de konuşan Feyzioğlu, şunları kaydetti:
Baro yöneticileri bize dediler ki, “Baro yöneticileri arasından seçilecek bir heyet TBB temsilcisi olarak görüşmelere katılsın siz katılmayın” Bu türlü bir şey kabul edebilir miyiz biz. Bizden bir kişiyi istiyorlar yalnızca. Sonra baro liderleri ‘biz dışarıda fiil yapıyoruz’. dedi ve bu fiil bize SMS’le bildiriliyor. Orada acilen encümenle temasa geçtim. Mustafa Şentop ve Bülent Turan’la görüştüm. ‘3 baro liderimiz gelsin, size ilaveten ve kendi görüşlerini anlatsınlar’ dedik. Buna karşılık barolardan ‘Ya biz daima birlikte gireriz ya hiç’ diye yanıtı aldık.
“AK Parti’de bakış açısı tek modül değildi”
AK Parti’de ‘çoklu baroya’ bakış açısının başlangıçta ‘tek parça’ olmadığını söyleyen Feyzioğlu, “İsteyenler, istemeyenler vardı. Cumhurbaşkanına gidişini daha o aşamada yakaladık biz aslında. Cumhurbaşkanından gelmeden evvel, istediğimiz bir kadro değişiklikleri yaparak götürebilirdik” diye konuştu.
İstifa sorusu
“Ankara Barosu’ndan istifa edip kurulacak yeni baroda hizmet alacak mısınız?” sorusuna Feyzioğlu, “Ne münasabet. Benim kendi barom var niçin ayrılayım ki. Tahminen onlar ayrılır bunları bilemem. Ben çoklu baronun yanlış olduğunu söylüyorum” karşılığını verdi.
“Cumhurbaşkanı’yla görüşülseydi…”
Baro yöneticileri Cumhurbaşkanı’yla görüşseydi çoklu baro düzenlemesiyle ilgili bir umut olabileceğini söz eden Feyzioğlu, “Cumhurbaşkanına gitselerdi vaktiyle umut vardı. Encümen öncesinde küme yöneticileriyle görüşselerdi umut vardı. Encümene 3 temsilci ‘attığınız taş ürküttüğün kurbağaya değmiyor, hepimizin başını yarıyor’ deseydi, teknik olarak çıkabilecek binbir zorluğu anlatsalardı dışarıda protesto edeceklerine. Hürmet duyuyorum, biz anlattık içeride” halinde konuştu.
Memurlar
