Fetullahçı Terör Örgütü’nün kapatılan medya kuruluşu Today’a Vakit eski Genel Yayın Direktörü firari Sevgi Akarçeşme örgütle ilgili çeşitli itiraflarda bulundu. Hala kaçak olan Akarçeşme toplumsal medyadan paylaşılan açıklamasında Ergenekon ve Balyoz davalarında uydurma kanıt üretildiğini öğrendiğinde hayal kırılklığına uğradığını belirtti. Ayrıyeten soruların çalınması konusuna inanmazken, yurt dışıdna dinledikleri sonrasında soru çalma konusununda kimin karar verdiğini merak ettiğini ve bilgisi olmadığını ileri sürdü.
“SAHTE KANIT BENİ BÜYÜK HAYALKIRIKLIĞINA UĞRATTI”
Sevgi Akarçeşme Youtube’da paylaştığı görüntüden şunları belirtti: “Beni daha çok rahatsız eden en değerli husus aslında. Bu Ergenekon ve Balyoz davaları sırasında ‘Bunlar ruhsal harp taktikleri’ diye düşündüğüm işte ‘Bu kanıtları, geçersiz kanıtları cemaat üretti’ telaffuzuydu. O devirler nitekim bunlara inanmıyordum. Lakin son birkaç ayda aslında Avrupa’nın bir kentinde bir iki ülkesindeki birkaç güvendiğim arkadaşımdan duyduğum tanıklıklar var. Daha doğrusu onların duyduklarını duydum. Bu da birtakım uydurma kanıt yerleştirme hadiselerinin gerçek olduğuna dair sözlerdi. Doğrusu bunlar beni çok büyük hayalkırıklığına uğrattı. ‘Kimdir, nedir?’ diye sorarsanız bilmiyorum. Aslında sorsaydım da o beşerler da söylemezdi kim olduklarını. Lakin dediğim üzere çok güvendiğim insanlardan bunları duyduğum için derin bir hayal kırıklığına uğradım. ‘Bunları o vakit bilmiyor muydun, Vakit’te yazarken iyiydi’ üzere yorumlar da geliyor. Evet bilmiyordum. Aslında bilseydim o denli bir hal almazdım. 17/25 sonrasında bütün hayatımı riske atarak hayatımı sıfırlama değerine bu türlü riskleri almazdım, inanmadığım bir şey için!”
“SORULARIN ÇALINDIĞINA İNANMAMIŞTIM”
Firari FETÖ’cü Sevgi Akarçeşme konuşmasına şunları söyleyerek devam etti: “Diğer mevzu da soru çalma vs. Tekrar çoğunluğun hakkıyla girdiğini bir yerlere çalıştığına şahidim, biliyorum. Kendimde dahil birçok insanın ne kadar öğrencilik hayatları boyunca yurt dışında bu iftiraların yersiz olduğunu biliyorum ancak benim Belçika’dayken tanıştığım bir hukukçu bu davalardan birisinin haklılık hissesi olduğunu yanlışsız olduğunu söylemişti. O vakitte başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş üzere olmuştu. Ben bu savların hiçbirine inanmazken bir tane bile savın gerçek olması bütün herkesi zan altında bırakıyor. Bir manada kocaman kazan bir süt kaynatmışsınız, içine bir damla idrar düşmüş vs. Büsbütün hepsi mundar olmuş oluyor. Aslında hepsi bozulmuş oluyor. Bu örnek de ona benziyor. Hasebiyle bu süreçlerde cemaatin hiyerarşik yapısı da gözönüne alındığında ‘Bu süreçlere sanki kim cevaz verdi?’, ‘Kim emele giden yolda her yol mübahtır?’ kararını verdi. Hangi hususlarda oldu, bu mevzularda hiçbir açıklama yapılmaması Hocaefendi’nin de bu mevzuda bir manada sessizliğini muhafazası, beni üzüyor aslında. ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ niyeti aslında cemaatin sevenlerinde ve gönül verenlere ziyan veriyor.”
Damla Kaya
Memurlar
