Altun, toplumsal medya hesabından yaptığı İngilizce paylaşımda, “Biz 1915 olaylarına ait gerçekleri konuşmaya her vakit hazırız. Ne vakit nerede derseniz, dün de hazırdık, bugün de hazırız, yarın da hazır olacağız.” sözünü kullandı.
İletisinde, “1915 olaylarının gerisindeki gerçekler gizlenemez. Bu gerçekler yalnızca bilim, tarih, hukuk, diyalog ve konuşarak gün yüzüne çıkabilir.” açıklamasında bulunan Altun, bir de görüntü paylaştı.
“1915’in Gerisindeki Gerçekler” başlıklı görüntüde, Ermeni diasporasının, her yıl 24 Nisan’da 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni argümanlarının tanınması için dünya genelinde siyasetçilere baskı uyguladığı belirtilerek geçmişte birtakım hükümetlerin de bu hususta siyasi kararlar aldığı anımsatıldı.
1915 olaylarını anlamak isteyen birinin tarihi incelemesi ve kurgu ile gerçeği ayırt etmesi gerektiği aktarılan görüntüde, “Ermeniler Osmanlı topraklarında yüzyıllar boyunca vatandaş olarak yaşadılar. Osmanlı toplumu içerisinde kıymetli roller üstlendiler ve imparatorluk içinde yüksek makamlara geldiler. Osmanlı İmparatorluğu’na katkıları ve bağlılıkları sonucunda Millet-i Sadıka unvanını aldılar.” tabirlerine yer verildi.
19. yüzyılın sonlarına yanlışsız birçok yıkıcı savaş sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma noktasına geldiği anımsatılan görüntüde, Osmanlı’nın toprak kaybettikçe yabancı güçlerin Osmanlı toplumu ortasında nifak tohumları ekmeye başladığı, birçok Osmanlı Ermenisi’nin ise Osmanlı topraklarından kesim verileceği kelamları ile aldatılarak kendi hükümetlerine karşı ayaklanma içine itildiğine dikkati çekildi.
Görüntüde, Daşnak ve Hınçak üzere Ermeni çetelerin işgalci Rus birlikleriyle iş birliği yaparak Doğu Anadolu’da arkasında yüz binlerce meyyit ve yerinden edilmiş insan bırakan bir yıkım harekatı başlattığı anlatılarak “Silahlı bir isyan ile karşılaşan Osmanlı ordusu ulusal güvenliğini korumak emeliyle tehcir siyaseti uyguladı. Tehcir o devirde iç tehditleri savurmak için sıklıkla kullanılan bir formüldü. Birçok Ermeni, silahlı isyan, tehcir, toplumsal çatışmalar ve savaş şartları nedeniyle hayatını kaybetti.” açıklamasına yer verildi.
– “Ankara, Osmanlı’nın kendi vatandaşlarını kasti yahut sistematik bir halde yok etmeye teşebbüs ettiği argümanları reddetmektedir”
Tıpkı vakitte 1912-1922 yılları ortasında 2,5 milyondan fazla Osmanlı Müslümanı’nın da öldüğü hatırlatılan görüntüde, “Ankara 1915 olaylarından kaynaklı vefatları bir trajedi olarak kabul etmekle birlikte, Osmanlıların kendi Ermeni vatandaşlarını kasti yahut sistematik bir formda yok etmeye teşebbüs ettiği savlarını kararlı bir halde reddetmektedir.” vurgusu yapıldı.
Görüntüde, Türkiye’nin memleketler arası bilim adamları ve tarihçilere araştırmaya açık olan Osmanlı arşivlerini incelemeleri için davette bulunduğu hatırlatılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz arşivleri sonuna kadar açtık. Ey Ermeniler, varsa arşiviniz siz de açın. Tüm dünya, üçüncü ülkeler, varsa arşivlerinizi açın. Getirin bütün arşiv incelemelerinde yetkili olanları çalıştıralım. Ortaya çıkan tablolardan sonra, politikler olarak biz konuşalım.” tabirlerine yer verildi.
-“Tarih, gerçeği arayan tarihçiler tarafından yazılmalıdır”
“Tarih, gerçeği arayan tarihçiler tarafından yazılmalıdır. Lobi kümelerinin faaliyetlerinden etkilenen siyasetçiler tarafından değil.” iletisi verilen görüntüde, Türkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan’ın “Halkımızın acısının ve ecdadımızın kutsal anısının birtakım ülkelerce gündelik politik hedeflere alet edildiğini görmek bizi üzmektedir. 10 yıllardır bu mevzunun, parlamentoların gündemine taşınmasının yarattığı gerginlikler, iki halkın yakınlaşmasına hizmet etmemektedir.” açıklamasına dikkati çekildi.
Görüntüde Türkiye’nin gerçek dışı olan tezlerin Ermeni vatandaşlarıyla olan güçlü bağlantılarına tesir etmesine müsaade vermeyeceğinin altı çizilerek Türkiye’nin Ermeni toplumuna yaptığı yatırımlara, onların haklarını ve dini özgürlüklerini müdafaaya devam edeceği kaydedildi.
Memurlar
