Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı kasveti var. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle sür’atle aşılarımızı aldırmaya başladık ve birinci etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek ve hızla de aşılamayı başlattık. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden dahi yürek burkan sahnelerin görüldüğü bir süreci ülke olarak biz en az dert ile geride bırakmayı başardık dedi”
Devlet müdafaasında yetişmiş 193 gencin, 2 bin 140 engellinin, 370 şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarının çeşitli kamu kuruluşlarına atamalarının yapıldığı merasimde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim geleneğimizde devlet, başka pek çok vasfının yanı sıra kimsesizlerin de kimsesidir. Vefat yahut çeşitli sebeplerle ailelerine kaybedene evlatlarımıza sahip çıkmak, onlara analık babalık yapmak boynumuzun borcudur” diye konuştu.
“Sadece son 2,5 yılda 7 bine yakın evladımızı kamuya yerleştirdik”
Hükümete geldiklerinde, devlet müdafaasındaki çocukların, yüzlerce kişinin bir ortada kaldığı yurtlarda balık istifi biçiminde barındırıldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef topluma ahenk sağlayabilecekleri iklimden mahrum çocuklarımız, bu ortamda ne gerçek dürüst eğitim alabiliyor, ne de meslek sahibi olabiliyorlardı. STK’larla işbirliği yaparak devlet müdafaasındaki çocuklarımızın yetiştirilme modelini baştan sona değiştirdik. Çocuklarımızı çok büyük yurtlarda koğuş nizamında barındırmak yerine mesken tertibine geçtik. Bu konutları de daha fazla mahalle içlerinde açarak, çocuklarımızın öteki ailelerin çocukları ile birebir okula gitmesini, tıpkı sokakta oynamasını, tıpkı atmosferi teneffüs etmesini sağlamaya çalıştık. Bugüne kadar 11 bin çocuk konutu sitesi, bin 193 çocuk konutu, 65 çocuk takviye merkezi oluşturduk. Buralarda vazife yapacak çalışanımızı özel eğitime tabi tuttuk. Halihazırda 13 bin 524 çocuğumuzun bakımını aile ortamına en yakın biçimde hazırladığımız bu konutlarda sürdürüyoruz. Daha kıymetlisi, ailelere takviye vermek suretiyle çocuklarımızı mümkün olduğu kadar kendi anneleri babaları yahut yakınları ile yaşamasını sağladık. Geçtiğimiz 18 yılda bu çerçevede verdiğimiz dayanaklarla 652 bine yakın çocuğumuzun ailelerinin yanında hayatını sürdürmesini temin ettik. Yalnızca son 8 yılda yüzde 86’sı direkt annelere olmak üzere bu maksatla verdiğimiz dayanak ölçüsü 6,9 milyar liradır” formunda konuştu.
Son periyotta ihtimam gösterdikleri ve geliştirmeye çalıştıkları bir öteki uygulamanın da gözetici aile sistemi olduğunu tabir eden Erdoğan ,”Şuanda 7 bin 864 çocuğumuz hassas bir formda tespit edilen ve sıkı halde denetlenen esirgeyici ailelerinin yanında hayatlarına devam ediyor. Üstelik bunların 795’i de özel ihtiyacı olan çocuklardır. Kimsesiz çocukları evlat edinen ailelere de ayrıyeten şükranlarımı sunuyorum. Devlet muhafazasındaki çocukların kamuda istihdamı 1988’den beri sürüyor. Biz 2014 yılında bu çocuklarımızın kamudaki istihdamını merkezi yerleştirmeye dönüştürerek işlerini kolaylaştırdık. Ayrıyeten, istihdamın eğitim seviyelerine nazaran kendi branşlarında olmasını da temin ettik. Hükümete geldiğimizde kamu işe yerleştirilen devlet müdafaasındaki çocuk sayımız 21 bin 300 idi, bu gün bu sayı 55 bini aşmıştır. Yalnızca son 2,5 yılda 7 bine yakın evladımızı kamuya yerleştirdik. Hayata geçirdiğimiz teşvik uygulaması ile 4 bin 600’e yakın gencimizin özel kesimde istihdamını sağladık. Kimsesiz çocuklarımız için kamudan yaptığımız her kuruş harcamayı bu devletin başının gözünün sadakası olarak görüyoruz. İnşallah, aile yanında takviye ve kollayıcı aile üzere uygulamaları daha da yaygınlaştırarak hem hiçbir evladımızın sahipsiz kalmamasını hem de toplumdan kopmamasını temin etmekte kararlıyız” sözlerini kullandı.
“Kamudaki engelli kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 82 düzeyine kadar çıkarttık”
Bir toplumun vicdanını ölçmenin en kestirme yolunun engellilere olan davranışlarına bakmak olduğunu, engellilerine sahip çıkan bir toplumun yıkılmaz bir bünyeye sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, “Ülkemizde yıllarca bu bahiste gerçek siyasetler geliştirilemediği için vicdanları sızlatan manzaralar yaşanmıştır. Engelli kardeşlerimiz toplumdan izole bir formda konutlarının dört duvarı ortasında yaşamaya mahkum edilmiştir. Hükümete geldikten sonra üzerinde en çok durduğumuz ve yakın takibini yaptığımız konulardan biri de engellilerimizin topluma kazandırılması faaliyetleridir. Bu emelle 2005 yılında Engeliler Kanunu çıkarttık, çabucak akabinde BM Engelli Hakları Kontratını imzalayan ülkeler ortasına girdik. Günlük hayatını idame ettirmek için öteki bir kişinin dayanağına gereksinim duyan engellilerimize bakım hizmeti sunmaya yahut bakımlarına dayanak olmaya başladık. Bugün 536 bine yakın engellimize ailelerinin yanında bakım dayanağı sağlıyoruz. Ayrıyeten, resmi ve özel 541 merkezde 29 bine yakın engelliye yatılı bakım hizmeti veriyoruz. Engellilerimizin muhtaçlık duydukları tüm sıhhat hizmetleri, genel sıhhat hizmetleri kapsamında karşılanıyor. Geçmişte her kurum için farklı başka alınması sebebiyle önemli problem kaynağı sebebi olan engelli raporlarının elektronik ortamda tüm kurumlar tarafından görülebilmesini temin ettik. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın toplumsal hayata katılmaları bakımından değerli olan erişilebilirlik konusunda çok önemli düzenlemeler yaptık. Bugün de bir kısmına şahitlik ettiğimiz istihdam sıkıntısında de ihtilal niteliğinde atımlar attık. Kamu kurumlarındaki memur takımlarının engellilere tahsisli olan yüzde 3’ünün aktif biçimde kullanılabilmesi için merkezi yerleştirmeye dayalı bir sistem kurduk. Birebir formda kamu emekçi takımları için merkezi yerleştirme yoluna geçtik. Böylelikle 2002 yılında sadece 5 bin 777 olan engelli memur sayımızı 58 bin 319’a yükselttik. Böylelikle kamudaki engelli kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 82 düzeyine kadar çıkarttık. Ayrıyeten, tayinden yer değiştirmeye, işyerindeki misyon dağılımından mesai sistemine kadar her hususta engellilerimize müspet ayrımcılık yapıyoruz. Tüm bu uğraşlarımız sayesinde engellilerimizin her alanda etkin biçimde hayatın içinde yer aldıklarını şahit oluyoruz. İnşallah önümüzdeki periyotta de engellilerimize hizmet vermeye, yanlarında olmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“Kamuda istihdam edilen kişi sayısı 6 bin 315’ti, bugün ise birebir kapsamda istihdam edilenlerin sayısı 45 bine yaklaştı”
“Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı derdi var”
Türkiye’nin sahip olduğu hizmet altyapısının gücü ve toplumsal devlet vasfının genişliğinin kriz periyotlarında çok daha iyi ortaya çıktığını tabir eden Erdoğan, konuşmasının sonunda şu sözleri kullandı:
“Salgın periyodunda yalnızca sıhhat altyapımızın ve genel sıhhat sigortamızın gücünü görmekle kalmadık, birebir vakitte toplumsal dayanak sistemimizin kapsayıcılığını da test ettik. Neredeyse bir yıla yaklaşan salgın periyodunda yüreklerimizi yakacak ne sıhhat krizi ne de toplumsal çöküntü imajlarına şahit olduk. Tam bilakis 46 milyar lirayı geçen toplumsal muhafaza kalkanı ödemelerimiz ve geniş bir alanda verdiğimiz takviyelerle ülkemizin ayakta kalmasını sağladık. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı kasveti var. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle sür’atle aşılarımızı aldırmaya başladık ve birinci etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek ve sür’atle de aşılamayı başlattık. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden dahi yürek burkan sahnelerin görüldüğü bir süreci ülke olarak biz en az dert ile geride bırakmayı başardık. Bu yılın bütçesinde toplumsal dayanak harcamaları için ayırdığımız sayı 81 milyar lirayı geçiyor. Her bölümden vatandaşımızın muhtaçlık duyduğu her an yanında olmayı sürdüreceğiz. Atamasını yapacağımız 3 bin 603 gencimize, engellimize, şehit yakınımıza, gazimize ve gazi yakınımıza takımlarının güzel olmasını diliyorum. Misyon yerlerinizde her birinize muvaffakiyetler diliyorum.”
Erdoğan, programın sonunda devlet müdafaasında yetişmiş gençlerin, engellilerin ve şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarının çeşitli kamu kuruluşlarına atamalarını gerçekleştirdi.
Memurlar
