CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının bilhassa iş gücü ve istihdam piyasası üzerinde yıkıcı tesirler doğurduğunu belirtti.
Öztrak, Kasım 2020 periyodu işsizlik sayılarına ait yazılı açıklamasında, Kovid-19 salgını 2020’de, iş gücü ve istihdam üzerinde yıkıcı tesirler yaratsa da bu tesirlerin TÜİK’in sayılarına yansımadığını belirtti.
Geçen yılın tamamında çalışma çağındaki nüfusun 1 milyon 108 bin kişi artmasına rağmen, birebir devirde 1 milyon 678 bin kişinin iş gücü piyasasından çekildiğini aktaran Öztrak, tekrar 2020’de 1 milyon 272 bin kişinin işini kaybettiğini bildirdi.
Bunun, Türkiye tarihinde tek bir yılda kaydedilen en yüksek istihdam kaybı olduğunu aktaran Öztrak, “Buna rağmen, TÜİK’in sayılarına nazaran 2020’nin tamamında işsiz yurttaşlarımızın sayısı 406 bin kişi gerilemiş ve işsiz sayısı 4 milyon 63 bin kişi olmuştur. Meğer 2020’nin tamamında iş aramadığı halde çalışmaya hazır olan yurttaşlarımızın sayısı 4 milyon 209 bine sıçramıştır. 2020’de çalışmaya hazır lakin iş aramaktan vazgeçen yurttaşlarımızın sayısı, Türkiye tarihinde birinci defa işsiz sayımızın üzerine çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.
İşsizliğin Türkiye’nin en değerli beka sıkıntısı haline geldiğini vurgulayan Faik Öztrak, şunları kaydetti:
“Özellikle genç nüfustaki işsizlik dert vericidir. Kasım ayında, 15-29 yaş ortasında 5 milyon 529 bin gencimiz, ne bir işte, ne de eğitimdedir. Mesken genci olarak annesinin babasının eline bakmaktadır. Saray hükümeti, ülkemizin en kıymetli stratejik üstünlüğünü değerlendirememekte ve heba etmektedir. Salgın bilhassa iş gücü ve istihdam piyasası üzerinde yıkıcı tesirler doğurmuştur. Önümüzdeki günlerin en kıymetli gündemi işsiz yurttaşlarımızın nasıl iş sahibi yapılacağı olacaktır.
Tekrar kapsayıcı bir toplumsal dayanak sisteminin yokluğu bu güç günlerde daha çok hissedilmiştir. Bilhassa kayıt dışı çalışan, günlük emeğiyle hayata tutunan yüz binlerce insanımız salgın periyodunda büyük kahırlar yaşamıştır. Önümüzdeki periyotta kapsayıcı bir toplumsal takviye sistemini inşa etmek Türkiye’nin bir öbür kıymetli önceliği haline gelmiştir. Fakat tüm bunlar için Türkiye’de yeni konseylere, yeni kurumlara ve yeni takımlara gereksinim vardır.”
Memurlar
