Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Şura Lideri, AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, “Birleşmiş Milletler olarak size şunu garanti edebilirim ki benim başkanlığım periyodunda hiçbir ülkedeki askeri darbe dayanak bulmayacak” dedi.
Bozkır, TBMM Genel Heyetinde milletvekillerine hitap etti.
TBMM’ye Birleşmiş Milletler Genel Heyet Lideri olarak hitap etme imkanı bulduğu için onur ve gurur duyduğunu belirten Bozkır, bu sıfatla birinci ziyaretini de Türkiye’ye yapmaktan ötürü farklı bir kıvanç duyduğunu söyledi.
Genel Konsey Başkanlığı misyonunu üstlenen birinci Türk vatandaşı olmaktan ötürü da ayrıyeten büyük bir memnunluk duyduğunu lisana getiren Bozkır, “Göreve başladığım andan itibaren Türk Bayrağımız makam odamda Birleşmiş Milletler bayrağıyla birlikte yer alıyor ve bütün toplantılarımda da bu iki bayrağın bir ortada olmasına özel değer atfediyorum.” diye konuştu.
Şu anda 68 Birleşmiş Milletler resmi platformu içinde fiziki olarak toplanan tek platformun Genel Heyet olduğunu bildiren Bozkır, seyahat kısıtlamaları nedeniyle Birleşmiş Milletler işçisi, Genel Sekreter yahut başka ünite liderlerinin seyahat yapmadıklarını aktardı.
BM Genel Heyeti Lideri olarak bir birincisi gerçekleştirmek istediğini söz eden Bozkır, “Buradan yarın Katar’a gidiyoruz, sonra Azerbaycan’a gideceğiz. Oradan Hatay’da hem Suriye’deki son derece zahmetli durum hakkında bir ileti verme imkanı bulacağız hem de konuk ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin durumu, insanı yardımlar, hudut kapılarının ne kadar sorunlu bir formda misyon ifa ettiği ve neden daha fazla hudut kapısı olması gerektiği iletisini hem ülkemiz ismine hem Birleşmiş Milletler ismine bütün dünyaya verebileceğiz.” tabirlerini kullandı.
– “Çok taraflılık ilkesi”
Misyonu devraldığında 4 öncelik saptadıklarını lisana getiren Bozkır, şunları kaydetti:
“İlk öncelik, Birleşmiş Milletlerin ve global faaliyetlerin kesinlikle çok taraflılık prensibi içinde yürümesi kaidesi var. Şayet bunu ortadan kaldırırsak o vakit tek taraflı kararlarla Birleşmiş Milletlerin yönlendirilmesi, dünya problemlerine tek ülke üzerinden tahlil bulunma uğraşı ortaya çıkıyor. Onun için çok taraflılık en kıymetli ögelerinden birisi ve bunu bugüne kadar gerçekleştirdik. Aslında Kovid salgınıyla da bir manada bu çok taraflılığın ne kadar elzem olduğunu ve tek taraflı kararlarla dünyanın bu büyük pandemi meselesiyle yüzleşemeyeceğini ve sıkıntılara tahlil bulunamayacağını anlamış olmak, pandeminin bize getirdiği olumlu bir taraf oldu.”
İkinci ögenin; dünyada muhtaç durumda olan ülkelerin meselelerinin kesinlikle Genel Konseyde lisana getirilmesi, Genel Şuraya inanç duyulması olduğunu söyleyen Bozkır, “Genel Konseyin bu az gelişmiş devletlerin, orta gelir seviyesindeki ülkelerin, bizim ‘mazlum ülkeler’ diye tabir ettiğimiz ülkelerin sesi olması değerli olduğu için buna da önceliklerim ortasında yer verdim. Ve bugüne kadar da sahiden bu ülkelere yönelik olarak BM Genel Konseyinin faaliyetlerini hem düzenledik hem de buna yer verdik.” dedi.
Bozkır, şöyle devam etti:
“Diğer bir konu, bayanların hayat standartlarının iyileştirilmesi, hayatın içinde tüm alanlarda daha eşit biçimde yer alması, güçlendirilmesi konusuna da önceliklerimiz ortasında yer verildi. Birleşmiş Milletler datalarına nazaran 2021 yılında 235 milyon kişi insani yardıma muhtaçlık duyacak ve bunlar ortasında en savunmasız durumdaki 160 milyonun insani gereksinimlerinin karşılanabilmesi için 35 milyar dolar kaynak gerekiyor. Yaklaşık 690 milyon insan yetersiz beslenme tehlikesiyle karşı karşıya ve 22 ülkede 72 milyon insanın gayret ettiği açlığın kökeninde de çatışma ve ihtilaflar yer alıyor. Önemli bir kıtlık tehlikesi kelam konusu ve bilhassa Yemen bu kıtlık tehlikesini en çok hisseden ülkelerden bir tanesi ve bütün bu gereksinimlerin karşılanması için 4 milyar dolara gereksinim duyuluyor. Ülkede 16 milyon insanın bu yılın birinci yarısında açlıkla yüz yüze geleceği varsayım ediliyor. Myanmar’da şiddetten kaçan 860 bin Rohingyalı Müslümanın Bangladeş’te sığındığı Cox’s Bazar dünyanın en büyük mülteci kampı haline gelmiş durumda. Bölgede iki hafta evvel meydana gelen yangında esasen sıkıntı şartlarda yaşayan bu kardeşlerimizin, 45 bin kişi daha, kampsız, yerleşecek yeri olmayan bir duruma gelmesine neden oldu.”
Bozkır, Bundan sonraki ziyaretini de Bangledeş’e yaparak Rohingyalı Müslümanların statülerini, durumlarını gözden geçirip oradan ileti vermeyi dilek ettiğini lisana getirerek, şöyle devam etti:
“Ayrıca, Myanmar’daki askeri darbenin Kovid salgını göz önüne alındığında Rohingya Müslümanlarının içinde bulunduğu durumu daha da kötüleştirmesinden telaş duyuyorum. Myanmar’daki askeri darbe gerek benim gerek BM Genel Sekreterinin ve Güvenlik Kurulunun kuvvetli iletileriyle telin edildi ve bununla ilgili olarak da BM Genel Şurasını topladım ve askeri darbenin kınanması, oradaki seçilmiş başbakan ve önderin hızla tutukluluklarının sona erdirilmesi davetlerinde bulunduk. Birleşmiş Milletler olarak size şunu garanti edebilirim ki benim başkanlığım devrinde hiçbir ülkedeki askeri darbe dayanak bulmayacaktır.”
– Suriye’yi gündemde tutmaya çalışıyorum
Günümüzün en büyük insani krizinin 10 yıldır Türkiye’nin yanı başında Suriye’de yaşandığını belirten Bozkır, bu mevzuyu da daima olarak Genel Şuranın gündeminde tutmaya çalıştığını anlattı.
Son birkaç ayda 3 sefer Suriye’yle ilgili toplantı yaptıklarını söz eden Bozkır, “Suriye’deki insani yardımlar, insan hakları ihlalleri, Suriye’nin durumu, insani yardımların geçişi konusunda çeşitli toplantılar yaptık. Hatay’a gidişimde bir manada bu çekilen sorunları bir defa daha dünya gündeminde tutmak ve de ülkemizin bu mültecilere gerçekleştirdiği yardımları ve bu çok sayıda insanın, düçar durumdaki insanın karşı karşıya kaldığı bütün meselelere karşı ne kadar kıymetli bir muvaffakiyet elde edildiğini ve ne kadar büyük fedakarlıklarla bu noktaya gelindiğini bir kez daha orada vurgulamak imkanını bulacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’deki 4,1 milyon nüfusun 2,8 milyonunun günlük acil insani yardıma muhtaç durumda olduğunu ve bunun için de kesinlikle hudut kapılarının 4 kapıya tekrar çıkarılması ve yalnızca Cilvegözü’ndeki insani yardımlarla yetinilmemesinin değerli olduğunu lisana getiren Volkan Bozkır, “Yoksa burada, kuzeybatı Suriye’de açlıktan ölen ve dünyanın acı duyacağı, utanç duyacağı tablolarla müsabakamız kelam konusu olabilecek.” dedi.
Üzerinde hassasiyetle durduğu başka bir insani bahsin Filistin mültecileri olduğunu belirten Bozkır, buna ait yardım ajansı UNRWA’nın desteklenmesinin çok kıymetli olduğunu, ajansın kaynaklarının giderek azaldığını söz etti.
Bozkır, “ABD en değerli kaynak sağlayan ülkelerden bir tanesi. Amerika Dışişleri Bakanıyla görüşmemizde de tekrar lisana getirdim; bu kaynağı ABD’nin eski oranlarında sağlaması lazım ki bu ülkelerde yaşayan bu 5,5 milyon Filistinli mülteci daha fazla problemli duruma düşmesin, sonradan üzüleceğimiz, utanç duyacağımız tablolarla karşılaşmayalım.” diye konuştu.
– “Dünyada 4,2 milyar insanın suyu yok”
Volkan Bozkır, Kovid-19 salgınının çok boyutlu tesirleri nedeniyle, dünyanın Büyük Buhran’dan sonra en derin global ekonomik daralmayla karşı karşıya olduğunu; 1870 yılından beri en büyük gelir kaybının yaşandığını; çok kıymetli bir Kovid sonrası tabloyla karşı karşıya kalınacağını vurguladı.
Bozkır, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sadece salgından kurtulmak değil, salgından sonraki periyotta ne yapacağımızı da şimdiden planlamamız ve hangi ülkelere öncelik vereceğimizi kararlaştırmamız lazım. Hasebiyle 115 milyondan fazla insanın çok fakirliğe ve açlığa sürüklenme tehlikesi var. Burada, çok değerli mevzulardan bir tanesi hijyen şartları. Ülkemizde görmediğimiz bir sorun yaşanıyor. Dünyada 4,2 milyar insanın suyu yok, bırakınız içme suyunu, suyu yok; hasebiyle suyu düşünmemiz lazım. Dünyada 800 milyon insanın elektriğinin olmamasını hatırlamamız lazım; elektriği olmayanın dijital ulaşımı olmayabilir. Amerika’da 40 milyon kişinin internet irtibatı yok, Afrika’da ne kadar güç kurallarda ve nitekim bunu gideremediğimiz takdirde eğitimden bahsedemeyiz, Kovid salgınıyla çabadan bahsedemeyiz ve dünyadaki, şu andaki mevcut statünün korunmasından da bahsedemeyiz. Onun için pandemi sonrası bakımından bütün bunlarla ilgili başka toplantılar yaparak gelecekte karşılaşacağımız ikinci, üçüncü, dördüncü meseleye hazırlıklı olmaya gayret sarf ediyoruz.”
Az gelişmiş ülkeler ve bayanın toplumsal hayattaki rolüyle ilgili direkt kendisine bağlı çalışacak müşavere konseyleri oluşturduklarını anlatan Bozkır, BM sisteminin yavaş işleyen sistemleri içinde, kendi sorumluluğunda kurulan bu iki müşavere kümesinin çok değerli çalışmalar yaptığını vurguladı.
Aşı konusunda dünyanın çok dertli bir tabloyla karşı karşıya olduğuna işaret eden Bozkır, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Dünya buna hazırlıksız yakalandı, çok kıymetli bir adım atılmış olsa dahi, aslında şu anda dünya nüfusunun yüzde 20’si, yüzde 70 aşıya sahipken geri kalan nüfus tahminen de hiç aşıyla karşılaşmamış bir pozisyonda. Onun için bu aşı konusunu daima lisana getirmemiz lazım. Ülkelerin yalnızca kendini düşünüp kendisini garantiye aldıktan sonra ‘Benden sonra öbür ülkeler ne yaparsa yapsın.’ psikolojisine girmesi kabul edilemez. Bunu, daima Birleşmiş Milletler gündeminde tutuyoruz ve bu aşının bütün dünyaya ulaşabilecek biçimde adil dağıtımı, hakkaniyete uygun dağıtımı için de çok kuvvetli iletiler veriyoruz.”
– Milletvekillerine teşekkür
Yıllarca milletvekilliği ve Dışişleri Komitesi Başkanlığı yapmış biri olarak, ulusal parlamentoların ve milletvekillerinin, memleketler arası alakalarda ne kadar kıymetli roller üstlenebildiğini iyi bildiğini lisana getiren Bozkır, “BM Genel Heyeti’nde alınan kararları, ulusal seviyede maddeleştiren, sürdürülebilir kalkınmadan etrafa, sıhhat alanından gençlik, çocuk, bayan hususlarına kadar global amaçların, her bir ülkede vatandaşların günlük hayatına yansıtılmasında, parlamentoların büyük bir rolü var.” dedi.
Bozkır, BM çalışmalarına, çok taraflılığa ve parlamenter diplomasiye verilen takviye ve katkılar için milletvekillerine teşekkür etti.
Memurlar
