Afet Kriminal İnceleme Temel Eğitim Kursu’nun açılışı nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü Toplumsal Hizmetler ve Sıhhat Daire Başkanlığı Şehit Demet Sezen Konferans Salonu’nda program düzenlendi.
Bakan Soylu, program öncesinde, afet vakalarında vazife alan koku köpeklerinin saha çalışmasına ait örnek hadise gösterimini izledi.
Gösterimde, eğitimli koku köpeği tarafından bulunan modüllerden ya da kaybolan şahıslardan alınan örneklerle kriminal inceleme aracının alandaki anlık kimlik tespiti sürecine şahit olan Soylu, hadise yeri inceleme araç ve ekipmanlarını konusunda yetkililerden bilgi aldı.
Açılışı yapılan eğitim programıyla hem alanda çalışan emniyet teşkilatının hem de üniversitelerin bilgisi ve deneyimini bir ortaya getirmeye çalıştıklarını söz eden Soylu, “Daha evvel mevcut olan bir üniteydi lakin kapsamını genişlettik, kapasitesini arttırdık ve Avrupa standartlarının üzerini hedefledik.” diye konuştu.
– “En sevdiğimiz sayı sıfır”
Güvenlik konusunda en sevdikleri bilginin “sıfır” olduğunu belirten Soylu, “Sıfır kaza, sıfır can kaybı, sıfır yaralanma, sıfır asayiş hadisesi, sıfır uyuşturucu ve sıfır terör hadisesi.. Bu güzel sıfırları sağlamak için bu eğitimler kaidedir ve kıymetlidir.” dedi.
Bunun yalnızca yazılı talimatla olamayacağını vurgulayan Soylu, herkesin çaba göstermesi gerektiğini söyledi.
Lübnan’daki patlamanın akabinde harekete geçen AFAD grubunun orada yaptığı çalışmalarla gurur duyduklarını anlatan Soylu, gösterilen uğraşların Türkiye’nin kapasite ve kabiliyetini bir sefer daha ortaya koyduğunu lisana getirdi.
17 Ağustos zelzelesinin yıl dönümü nedeniyle gelecek haftayı çeşitli aktiflik ve farkındalıklarla “depreme hazırlık haftası” olarak geçirmeyi planladıklarını bildiren Süleyman Soylu, kazandıkları her deneyim ışığında yeni önlemler aldıklarını söz etti.
– Türk polis teşkilatı
Polis teşkilatının kuruluşu ve tarihî geçmişi hakkında bilgi veren Soylu, şunları söyledi:
“Bizim ülkemiz, birinci adımları atmakta geciken bir ülke olmamıştır lakin birinci adımı attıktan sonra önümüze pürüzler çıkarıldığı çok olmuştur. Bunun, pek çok alanda olduğu üzere polislik eğitiminde de örneği vardır. Az evvel kısaca tanım etmeye çalıştığım polislik eğitim tarihimiz, darbe idareleriyle kritik noktalarda kesişmektedir.
Askeri darbe idareleri, polislik eğitimlerinin içeriğine, çağdaş polis eğitimi formatından çıkacak biçimde müdahale etmiş, sivil karakterini törpülemeye çalışmış, birinci kademe polis amirlerinin eğitiminde yatılı müddetlerini daima uzatmıştır. 1960 darbesi idaresi, çağdaş polis eğitiminin o devir taşıyıcı kurumu olan İstanbul Polis Okulunu kapatmış, Polis Enstitüsünün yüksek kısımlarını kapatmış, yalnızca komiser yardımcısı yetiştirecek hale getirmiş ve yatılı eğitim müddetini 3 yıla çıkarmıştır.1980 darbesi ise bu yatılı süreyi 4 yıla yükseltmiştir. 28 Şubat sürecinde ise 1907’den beri polis memuru yetiştiren polis okulları kapatılmış, 2 yıl yatılı eğitim veren polis meslek yüksekokulları kurulmuştur. 7 Şubat MİT krizi sonrasında şahsen Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla husus yine ele alınmış, 2015 yılındaki polis eğitim ıslahatı ile 1937 yılında sivil bir anlayışla kurulan Ankara Polis Enstitüsü modeline benzeri formda Polis Akademimiz yine yapılandırılmıştır.”
– “Çağı yakalamış durumdayız”
Türkiye’deki polis eğitimlerini dünyadaki örnekleriyle mukayese eden Soylu, “Polis eğitiminde genel manada çağı yakalamış durumdayız ve kendimizi de bu mevzuda devamlı geliştiriyoruz.” dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye bugün polislik manasında, cürmü ve hatalıyı takip etme manasında, teknolojik açıdan dünyanın gelişmiş ülkelerinden katiyetle geri değildir, hatta ileri olduğu pek çok saha vardır. Bilhassa kriminal inceleme noktasındaki kapasitemizle her vatandaşımızın rahatlıkla gurur duyabileceğini buradan söz etmek isterim. Güvenliğin pek çok alanında olduğu üzere kriminal araştırma alanında da gelişen teknoloji ve kurumsal deneyimimizi harmanlayarak çağdaş manada orijinal bir anlayışla hareket ediyoruz.”
– Kriminal polis laboratuvarlarının çalışmaları
Hata ve hatalı teknolojiyi hangi süratte ve kapsamda kullanıyorsa, kendilerinin de onlardan daha süratli ve geniş kapsamlı bir teknoloji kullandıklarının altını çizen Soylu, kıymetli kaynak ve insan yatırımları yaptıklarını belirtti.
Soylu, ülke genelindeki 10 kriminal polis laboratuvarında geçen yıl soruşturmacı ünitelerden gelen 292 bin 769 inceleme talebinin karşılandığını, bir merkez parmak izi laboratuvarıyla birlikte 8 laboratuvarın memleketler arası İSO standartlarına nazaran akredite edildiğini, kalan 3 adedinin de akreditasyon süreçlerinin sürdüğü bilgisini paylaştı.
“Zeytindalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekat bölgelerinde bomba imha uzmanlarımız tarafından tam 8 bin 281 bomba etkisiz hale getirilmiştir.” tabirini kullanan Soylu, ayrıyeten bomba imha robotları başta olmak üzere inceleme ve imhada kullanılan donanımın yüzde 95’inin de yeniden Kriminal Başkanlığı tarafından üretildiğini lisana getirdi.
Bir taraftan işin fiili kısmını yürütürken kurumsal hafızayı da oluşturduklarına dikkati çeken Soylu, “Halihazırda, 1979 yılından beri meydana gelen 23 bin 535 bomba hadisesinin tüm bilgilerinin bulunduğu bomba hadiseleri hafıza merkezimiz de faaliyete girmiştir ve bu ünite, dünya genelinde 37 ülkenin üye olduğu milletlerarası bomba bilgi merkezinin üyesidir.” diye konuştu.
– “68 bin 629 şahıs tespiti yapıldı”
Hadise yeri inceleme şube müdürlüklerinin çalışmalarına ait de bilgi veren Soylu, şunları söyledi:
“Otomatik avuç izi ve parmak izi tanımlama sistemini barındıran, 53 parmak izi geliştirme laboratuvarına sahip Vaka Yeri İnceleme Şube Müdürlüğümüzün de aydınlatma faaliyetlerinde kilit bir rolü olduğunu burada söz etmek isterim. Bu şube müdürlüğümüzde yalnızca yılın birinci altı ayında 91 bin 747 vaka incelenmiş, bunların 27 bin 966’sı aydınlatılmış, bu vakalara ait 32 bin 9 şahıs tespiti yapılmıştır.
Bilhassa son 10 ayda, sistemde mukayese ve denetim bekleyen 2,5 milyon parmak iziyle ilgili özel bir çalışma başlatılmış, bunların 2,2 milyonunun denetimi sağlanmış, terör hadiselerinde 1918, uyuşturucu hadiselerinde 2 bin 415, taammüden adam öldürme hadiselerinde 628 kişi olmak üzere öbür başlıklarla birlikte toplam 68 bin 629 şahıs tespiti yapılmıştır.”
– Afet ile çaba
Kriminal alanı, farklı bir alanındaki yetkinliklerini arttıracak bir adım daha attıklarını belirten Soylu, doğal afetlerin ve kazaların da ortaya koyduğu kayıplar, bunlara ilişkin yeni sorumluluklar, yeni türel ve isimli durumlarla karşılaştıklarını lisana getirdi.
Bakan Soylu, bütün kurum ve kuruluşlarla bir bütün halinde hareket ederek afet sonrası ziyanı en aza indirmek için çalıştıklarını bildirdi. Bilhassa AFAD Başkanlığı eliyle, Türkiye’nin bu alanda çok büyük bir kabiliyet ve kapasite kazandığına işaret eden Süleyman Soylu, şunları kaydetti:
“Türkiye bugün yalnızca afet anını değil, afet sürecinin tamamını yönetmektedir. Bu süreci afet öncesi hazırlık, afet anı kurtarma ve afet sonrası olağanlaşma olarak ele alıyoruz ve gerek kurumsal yapımızı gerekse afet idare planlamamızı bu biçimde yapıyoruz. Fakat tekrar de kaybedilen canlarımız oluyor. İşte tam da bu noktada, afet idaresinin kriminal incelemeyle kesiştiği bir alana giriyoruz. Maalesef sarsıntı ve öbür afetlerde kimlik tespiti başlı başına bir sorun halini almaktadır. Allah göstermesin, insan sevdiğini, bir yakınını kaybedince, en azından ona son vazifesini ifa edebilmek, onu defnedebilmek, başına gidip fatiha okuyacağı bir mezarının olduğunu bilmek ister. Keza bir kişinin sahiden hayatını kaybettiğinin tespit edilip edilmemesi, bunun resmen duyurusu, mevt anının gerçek tespiti, bunun kanıtlara dayanması da çok farklı hukuksal sonuçlar üretebiliyor. Bazen miras hukukunda, bazen ceza davalarında sonuçları olabiliyor. Münasebetiyle devlet olarak bu sahayı da çözümlememiz ve buradaki muhtaçlığı gidermemiz gerekiyor.”
Kursa katılan eğitmenlere teşekkür dokümanlarının verilmesinin akabinde merasim sona erdi.
Memurlar
