– İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Afet riskini azaltmak, önümüzdeki süreçte en çok yük vereceğimiz husus olacaktır. Şu anda 6 vilayette arkadaşlarımız çalışmalarını çabucak hemen tamamladılar. Kahramanmaraş’ta da Afet Riskini Azaltma Planı üzerinden, Allah nasip ederse çarşamba günü daima bir arada bir daha geçmiş olacağız.” dedi.
Bakan Soylu, Marmara Depremi’nin 21. yılı nedeniyle Afet ve Acil Durum Idaresi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen 17 Ağustos Anma Aktiflikleri İstanbul Programı’nda yaptığı konuşmada, bugüne kadar sarsıntı ve öbür afetlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek, “Bu hadiselerden en küçük de olsa bedeninde bir iz yahut gönlünde bir hüzün yaşayan tüm vatandaşlarımıza sabırlar, acil şifalar diliyorum.” tabirlerini kullandı.
İnsanların sevdiklerini kaybetmesi ya da hayatlarının bir anda değişmesinin kabullenmesi kolay bir hadise olmadığını belirten Bakan Soylu, bunun devletler için de birebir olduğunu lisana getirdi. 17 Ağustos 1999 tarihinin zihinlerde olduğu üzere Türkiye’nin geleceğinde de derin bir travmaya yol açtığını anlatan Soylu, 17 Ağustos’un afetlere bakışta “sarsıcı bir etki” yaptığını kaydetti.
Soylu, 17 Ağustos’un herkes için “bir milat” olduğunu vurgulayarak, “Özellikle 2002 sonrasında ülkemizin gerek sıhhat alanında gerekse altyapı ve etraf şuuru açısından yaşadığı büyük gelişmelerle birlikte, afet idaresi anlayışımız büsbütün değişmiştir. Türkiye bugün afet konusuna 1999’da yaşadıklarından sonra çok daha farklı bir halde bakmaktadır.” diye konuştu.
Sarsıntı sırasında ve sonrasında yaşadıklarını da anlatan Bakan Soylu, o gece periyodun DYP Genel Lideri Tansu Çiller ile Avcılar’da incelemelerde bulunduklarını lisana getirdi. Birinci kere bu türlü bir tabloyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Soylu, oradan Yalova’ya geçtiklerinde cesetlerin yerlerde olduğunu gördüklerini aktardı.
Bazılarının yardım etmeye çalıştığını, büyük bir kaosun yaşandığını kaydeden Soylu, şöyle devam etti:
“Belki de ümitsizlik anının en yüksek olduğu noktadaydık. Gölcük’e gittiğimizde karanlıktı, askeriyeyi ziyaret ettik. Çaresizdik. Sahiden çaresizlik vardı. Oradan çıktık yol istikameti boyunca gidebildiğimiz her noktaya ulaşmaya çalıştık. Sakarya’ya, Kocaeli’ye, gidebileceğimiz her yere gitmeye çalıştık. O gün zihnimizde bizim ülkemizin bu türlü bir durumla karşı karşıya kaldığında yapması gereken çok daha fazla şey olduğu daima fakat daima bir soru işareti olarak kaldı. Yalnızca benim değil demek ki yalnızca bu ülkede yaşayan bir birey olarak şahsımın da değil, demek ki o gün Türkiye’de yaşayan her vatandaşının başında kaldı.”
– “17 Ağustos’tan bu yana çok aralık alındı”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, o günden itibaren Türkiye’de yapılanlar ve yapılamayanlarla ilgili bir bilanço çıkarıldığını ve büyük etaplar kaydedildiğini vurguladı. Deneyim, imkanlar, kurumlar, atılan adımlar, eksiklerin giderilmesi, yapılabilecekler açısından çok ara alındığını söz eden Soylu, “Elbette ki eksikler olabilir lakin şunu söz edeyim: Türkiye, vatandaşıyla devletiyle sivil toplum kuruluşlarıyla tüm kurum ve kuruluşlarıyla o günden aldığı dersten sonra bu mevzuyu kendisine değerli bir yol haritası olarak koydu ve ondan sonra da devam etti.” dedi.
AFAD’ın global ölçekte önemli bir karşılığı olduğunun altını çizen Soylu, Türkiye’nin Türkiye Afet Müdahale Idare Planı ile buluştuğunu anlattı. Atılacak adımlarla yetinmediklerini ve çok daha iyi noktaya gitmek gerektiğini vurgulayan Soylu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye o günden itibaren kriz idaresinden çok risk idaresine kıymet veren bir bütünleşik afet idare sistemi uygulamaya başladı. Bu sistem tehlike ve risklerin evvelden tespitini, olabilecek ziyanları önleyecek yahut en aza indirecek tedbirlerin alınmasını, afet anında faal müdahale ve uyumun sağlanmasını ve afet sonrasında ise Sayın Etraf ve Şehircilik Bakanımız o kısmı da ayrıntılı bir biçimde tabir etti, iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir. Bugün AFAD Başkanlığı koordinesinde oluşturulmuş bu plan, afet öncesi, afet anı ve afet sonrasını kapsayan üç alt planı barındırmaktadır. Kısa ismi TARAP olan Türkiye Afet Risk Azaltma Planı ile afet öncesini, kısa ismi TAMP olan Türkiye Afet Müdahale Planı ile afet anını, kısa ismi TASİP olan Türkiye Afet Sonrası Düzgünleştirme Planı ile de afet sonrasını yönetmeye çalışıyoruz. Bunların içerisinden Türkiye Afet Müdahale Planı, burada şu noktaya vurgu yapmak isterim ki afet riskini azaltmak, önümüzdeki süreçte en çok yük vereceğimiz husus olacaktır. Şu anda 6 vilayette arkadaşlarımız çalışmalarını çabucak hemen tamamladılar. Kahramanmaraş’ta da Afet Riskini Azaltma Planı üzerinden, Allah nasip ederse çarşamba günü daima bir arada bir daha geçmiş olacağız.”
– İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “1999’da yalnızca 50 sarsıntı müşahede istasyonu olan Türkiye, bugün 1100 istasyonla Avrupa’nın ikinci büyük müşahede ağına sahiptir. Ülke genelinde 18 bin 130 acil durum toplanma alanımız var. Afete Hazır Türkiye projesiyle yalnızca 2020 yılında 1,3 milyon, projenin tamamında ise 13 milyon bireye ulaştık.” dedi.
Soylu, Marmara Depremi’nin 21. yılı nedeniyle Afet ve Acil Durum Idaresi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen 17 Ağustos Anma Aktiflikleri İstanbul Programı’nda, bir yerde afet tehlikesi yüksek olsa bile gerekli tedbirlerin alınmasıyla afetin oluşturacağı zararın azalacağını söyledi. Soylu, risk azaltma çalışmalarının içinde hem kentsel dönüşüm hem yanlışsız yapılaşma adımları hem de toplumsal farkındalığı artırmanın ve şuurlu olmanın bulunduğunu anlattı.
Türkiye Afet Risk Azaltma Planı çalışmalarının devam ettiğine değinen Soylu, “İl vilayet oluşturulmaktadır ve önümüzdeki çarşamba günü birinci olarak Kahramanmaraş vilayetimizin afet risk azaltma planı devreye alınacaktır. Bunun yanı sıra 2015 yılında Japonya’nın Sendai kentinde oluşturulan ve Sendai Çerçevesi olarak bilinen memleketler arası plan uyarınca ülkemizde Afet Azaltma Platformu’nu kurduk. Birinci toplantısını da inşallah bu hafta içerisinde gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Bakan Soylu, gerek müdahale kapasitesini artırıcı gerekse toplumsal farkındalığı ve hazırlığı artırıcı projelere imza atıldığını lisana getirerek, AFAD gönüllülük sisteminin süratle yol aldığını, sivil toplum kuruluşlarının önemli gönüllülük sistemi olduğunu belirtti. Soylu, “Nereye gidersek gidelim, hangi sel, afet ve zelzeleye gidersek gidelim, Allah’a şükürler olsun, beni bağışlayın lakin bazen devletten evvel STK’ler orada bulunuyorlar ve gerçekten daima birlikte orada vatandaşımızın yaralarını sarmaya çalışıyoruz.” tabirlerini kullandı.
Gönüllülerin 3 farklı düzeyde akredite edilip sınıflandırıldığına değinen Soylu, şu ana kadar 150 bin kişinin AFAD gönüllüsü olduğunu kaydetti.
Soylu, Türkiye’nin 1999 sonrasını boşa geçirmediğini, Zelzele Bina Yönetmeliği’nin oluşturulduğunu ve güncellendiğini, müdahale kapasitesinin oluşturulduğunu ve teknik altyapının güçlendirildiğini belirterek, 2019’dan itibaren Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında 75 vilayet seviyesinde 11 bölgesel, 1 ulusal, 12 habersiz tatbikat yapıldığını aktardı.
– “AFAD Başkanlığımız konusunda bir dünya markası olmuştur”
Türkiye’nin afet idaresinde çabucak her gün çağdaş adımlar attığını vurgulayan Soylu, şu bilgileri paylaştı:
“AFAD Başkanlığımız, daha şimdiden konusunda bir dünya markası olmuştur. 1999’da yalnızca 50 zelzele müşahede istasyonu olan Türkiye, bugün 1100 istasyonla Avrupa’nın ikinci büyük müşahede ağına sahiptir. Ülke genelinde 18 bin 130 acil durum toplanma alanımız var. Afete Hazır Türkiye projesiyle yalnızca 2020 yılında 1,3 milyon, projenin tamamında ise 13 milyon bireye ulaştık. AFAD eliyle yalnızca kendi ülkemizde değil, 5 kıtada ve 60 ülkede arama kurtarma, insani yardım, hasta transferi üzere pek çok faaliyet yürüten ülkemiz, afet idaresinde sivil toplum kuruluşlarımızla da aktif bir uyum sağlayarak, insanlara el uzatmada ve hayır duası almada çıtayı yükseltmiştir. En son Lübnan’daydık. İdlib’de, Afrika’da, Elazığ zelzelesinde, Bingöl Karlıova zelzelesinde ve başka pek çok hadisede, sivil toplum kuruluşlarımızla el ele çok hoş işler yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Artık bu alanda bir yenilik olarak, 29 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan yönetmelikle AFAD Başkanlığımız, artık arama kurtarma faaliyetlerinde bulunacak olan kuruluşların akreditasyon süreçlerinde de yetkili kılınmıştır. Niye bu türlü bir hedefi gerçekleştiriyoruz, niye bu türlü adım attık? Sebebi kolay. Tahminen de en çok koordine olmamız gereken, en çok birbirimizi anlamamız, birbirimizle irtibat kurmamız, birbirimizle tıpkı lisanı konuşmamız gereken yerlerden bir tanesi arama kurtarma alanıdır. Bunu muvaffakiyetle yaptığımızı düşünüyorum.”
– “Bizim afetlerle imtihanımız bitmiş değildir, bitmeyecektir”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin bir afet bölgesi olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim afetlerle imtihanımız bitmiş değildir, bitmeyecektir. Bu, hepimizin bildiği bilimsel bir gerçektir. Bölgemiz bir afet bölgesi, ülkemizde sel, zelzele riski hala varken hem yapısal hem de teknik olarak öncü olmak durumundayız. Her problemde olduğu üzere aziz milletimizin dayanağına ve duasına muhtacız, bunun talepkarıyız. Bunu daima birlikte yapmak zorundayız, bütün kamu kurumlarımızla, mahallî yönetimlerimizle. Bilimsel tahlillere nazaran, sarsıntıdan evvel harcayacağımız 1 ünite maliyet, sarsıntı sonrası 7 ila 12 ünite maliyetten bizi kurtaracaktır. Sevdiklerimizin canlarının değeri elbette ki ölçülemez. Münasebetiyle bu şuuru yaygınlaştırmak ve afet idaresini, tarihimize bir muvaffakiyet öyküsü olarak kaydetmek isteğindeyiz. Bugüne kadar çok şey başardık, inşallah bunu da başaracağız.”
Soylu, 26 Eylül 2019’da bir sarsıntı olduğunu, o tarihten bu yana İstanbul’da sarsıntıya hazırlık için 450 toplantı yapıldığını kaydetti.
Memurlar
