Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sosya medya hesabından reaksiyon göstererek, yazılı basın açıklaması yaptı.
İşte Bakan Koca’nın açıklaması;
“Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye’nin aşı programını riske atarak nasıl bir yarar umuyor? Bağlantıların bozulması, tedarikin zorlaşması milletin aleyhine lakin siyaseten kendi lehine mi olacak? Bu tavrın bedelini aşı sırası bekleyenler öderse, bunu kendi vicdanına nasıl izah edecek? Sayın muhalefet başkanını, kendisi aşısını olduğu halde kendisinden sonra aşı olacak vatandaşlarımıza kullanılacak aşıların tedarikini umursamadan riske atmak yerine, bu bahiste sorumlu davranmaya davet ediyorum.
Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de global salgın ile denetimli bir gayret veriliyor. Salgının birinci gününden beri siyaseti çabamızın dışında tutmak için büyük uğraş sarf ettik. 83 milyonu ilgilendiren bir süreçte bir vatandaşımızın bile gayretin dışında kalmaması için uğraş ettik. Herkese eşit aralıkta durarak toplu bir gayret idaresi vermeye çalıştık. Bu kararlılığımızda hiç bir değişiklik yoktur. Son günlerde ise salgınla uğraşın çeşitli adımları siyasete gereç edilmeye çalışılmaktadır. Elbette politikler tenkitte bulunacaklar ve biz de bunlardan çıkaracağımız dersleri çıkararak sürece katkısını temel alarak reaksiyon vereceğiz. Lakin siyaset her türlü ithamı legal kılacak bir savaş alanı olarak ele alınmamalı ve sonuçları itibariyle salgınla çabayı sekteye uğratacak sonuçları hedeflememelidir. Gayretin selameti ve aşı programının muvaffakiyetle devam etmesi en büyük önceliğimizdir.
“KÖTÜ NİYETLİ YAKLAŞIMI LEGAL GÖRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Çin’den bir milyon doz aşı parasız mı alındı?
Ayrıyeten, vatandaşımızın başında soru işaretleri kalmaması açısından birtakım bahislere açıklık getirmek gerektiği de ortadadır. Muhalefet partisi genel liderinin küme toplantısındaki konuşmanın bir kısmı aşağıdadır:
“Dedim ki Çin’den 1 milyon doz aşı parasız alındı mı? Ücretsiz alınan bu aşı DMO’ya dozu 12 dolardan 12 milyon dolara fatura edildi mi?”
Kendilerinin birinci sorusunun karşılığı net “Hayır, 1 milyon doz aşı ücretsiz alınmadı.” Fakat devamında, parasız alındığına hükmederek “bedava alınan bu aşı” tabiri ile ikinci sorusuna başlamaktadır. Peşin hükümlü olmak tam olarak budur. Dokümanı ile açıklamamıza karşın hala parasız aşı alındığı söz edilmektedir. Bu berbat niyetli yaklaşıma alışmış olsak da legal görmemiz mümkün değil. Devamında ise bir aracı firma konusu gündemde tutularak ithamlara devam edilmektedir.
Yetkili distribütör mü aracı firma mı?
Aracı firma ile tek yetkili distribütör birbirinden farklı yetki ve sorumlulukları kapsar. Tek yetkili distribütör ana firmanın ülkemizdeki tek yetkilisidir. Aracı firma ise birden çok olabilir. Ana üretici birden çok aracı ile çalışabilir. Hatta aracı firmalar yetkili olmadan da aracılık faaliyetleri yürütebilir. Aracı firma ana firmadan mal alıp kar ile alıcıya satandır. Yetkili firma ise ana firmanın temsilcisi ve müteselsil sorumluluk paylaştığı yetkilidir. Tek yetkili distribütörü aracı olarak tanımlamak ve üzerinden yolsuzluk imasında bulunmak kamuya satış yapan tüm tek yetkili firmaları aracı pozisyona koyarak yolsuzlukla itham etmek manasına gelir. Distribütör firmanın pazarlık konusunda hiçbir tesiri olmamıştır. Bakanlığımız ve Devlet Gereç Ofisi görüşmeleri daha evvel açıkladığımız ve Sinovac’ın iki mektubunda da açıkça tabir dildiği üzere üretici firma ile direkt yapılmıştır. Üretici ile distribütörü ortasındaki muahede mı DMO’nun yaptığı alım kontratı mi?
Muhalefet partisi başkanı konuşmasında tekrar aşağıdaki sözleri kullanmaktadır:
“Coronavac aşısının Sinovac ve Keymen ortasında imzalanan mutabakatlara uygun olarak T.C. Sıhhat Bakanlığına Sinovac ismine tedarik edildiğini teyit etmekteyiz. Muahedeyi DMO ile yaptıklarından hiç kelam etmiyor. Sinovac ve Keymen ile teyit ederiz diyor. Demek ki Sayın Bakan yanıltıldı. Gerçek de ortaya çıktı kabul ettiler. 12 milyon doz aşı ücretsiz geldi ve onu 12 milyon dolara DMO’ya sattılar.”
“TARİFİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR ÇARPITMA ÖRNEĞİ”
Mektubu okuyan her vicdan sahibi açıkça anlayacaktır ki Sinovac ile distribütör firma ortasında imzalanan muahede, ortalarındaki tek yetkili distribütörlük muahedesidir. Bu muahedeye istinaden Keymen’in kendisini temsil ettiğini tabir etmektedir.
Bunu çarpıtarak “anlaşmayı DMO ile yaptıklarından hiç kelam etmemektedir” demek maalesef berbat niyettir. Bu cümlelerden 1 milyon doz aşının parasız alındığı sonucunu çıkarmak ise tanımı mümkün olmayan bir çarpıtma örneğidir. Yasal görmemekle birlikte bu duruma da alıştık.
“ANLAŞMA BEDELİ DIŞINDA HİÇBİR ÖDEME YAPILMAMIŞTIR”
Açıklanan bedelsiz faturanın manası nedir?
Bir firmaya çıkar sağlanarak devletin ziyana uğratıldığı argümanı büsbütün yanlıştır. Gerek Sinovac’ın açıklamalarında gerekse tek yetkili distribütörün açıklamasında 1 milyon doz aşının teminat karşılığı olarak kullanıldığı, bedelin Faz 3 çalışmaları ve Türkiye’de dolumu yapılacak eserler için kullanılmak üzere distribütöre gönderildiği açıklanmıştır. Sinovac tarafından teslim edilen aşıların bedelinin tahsil edildiği ortadadır. Devlet Materyal Ofisi de ücretsiz alabileceği aşıyı bir aracıdan parayla almamış, teslim alınmamış aşılar için 1 kuruş dahi ödeme yapmamıştır. Çin’le ortamızda katiyen “bedava aşı” muahedesi olmamış, Devletimiz Sinovac ile anlaşılan bedellerin dışında hiçbir ödeme yapmamıştır.
Ticari sır nedir?
Konuşma içinde tenkit konusu yapılan “ticari sır” sorunu ise epeyce kolay bir husustur. Türkiye vatandaşlarının menfaatini korumak için Sinovac firmasıyla kontrat tarihi itibarıyle aşıyı dünyada en ucuza alan ülke olmak üzere anlaşmıştır. Bunun karşılığında ilgili firma bu bedelin 3. taraflarla paylaşılmamasını ve öteki ülkelere karşı sıkıntı durumda kalmamayı talep etmiştir. Türkiye tarafı da bu bedeli bilinmeyen tutmayı taahhüt etmiştir. Ticari sır konusu yalnızca bundan ibarettir.
Bu bedellerin yazılı olduğu evrakı adapsız olarak elde ederek bedeli ifşa etmek ülkemiz ile Sinovac ortasındaki mutabakatın ihlali manasına gelmektedir. Burada amaçlananın, açı temin ettiğimiz üretici firma ile Türkiye ilgilerini bozmak olduğunu düşünmek dahi istemem.
“MİLLETİN ALEYHİNE LAKİN SİYASETEN KENDİ LEHİNE Mİ OLACAK?”
Türkiye’nin aşı programını riske atmaktan ne umuluyor?
Bundan daha tehlikeli olan ise kendilerinin aşağıdaki tabiridir:
“Ya Çin ile Uygur Türklerine yaptığı zulüm nedeniyle aranız bozulmuyor da benim aşı münasebetiyle mı sizin aranız bozuluyor?”
Aziz Vatandaşlarım, bu hiç temiz bir soru değildir. Ülkeler ortası bağlantılardaki hassas hususları vakitsiz ve sıhhat üzere her türlü uyuşmazlıktan azade bir mevzuda gündeme getirmek yalnızca ve yalnızca aşı tedarikini riske atmaktır. Bu bahsin gündeme getirilmesi için seçilen vakit akıl ve izanla bağdaşamaz. Bu konudaki niyeti milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye’nin aşı programını riske atarak nasıl bir yarar umuyor? Alakaların bozulması, tedarikin zorlaşması milletin aleyhine lakin siyaseten kendi lehine mi olacak? Bu tavrın bedelini aşı sırası bekleyenler öderse, bunu kendi vicdanına nasıl izah edecek?
Sayın muhalefet önderini, kendisi aşısını olduğu halde kendisinden sonra aşı olacak vatandaşlarımıza kullanılacak aşıların tedarikini umursamadan riske atmak yerine, bu hususta sorumlu davranmaya davet ediyorum.
Biz isterdik ki, salgının yüküne polemiklerle yeni yükler eklenmesin. Sorumsuz kelamlar halkımızı yormasın. Şayet tenkitler olacaksa sürece zindelik katsın. Türkiye salgınla çabasını bugüne 83 milyon birlikte getirdi. Ortada bir firemiz varsa da yolumuza biz birlikte devam edeceğiz.
Memurlar
