Ankara 2 Nolu Baro Kurucu Üyeleri, bir açıklama yaparak, Ankara Barosunun, Türkiye Barolar Birliğince çıkarılan yönetmeliğin iptal istemiyle Danıştay’a başvurmasına tepki gösterdi.
7249 sayılı yasanın yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davanın red edildiğine dikkat çekan Ankara 2 Nolu Baro Kurucu üyeleri, Ankara Barosunun, Türkiye Barolar Birliğince çıkarılan yönetmeliğin iptal istemiyle Danıştay’a dava açmasının hukuksuz olduğunu belirtti.
Ankara 2 Nolu Baro Kurucu üyeleri’nin yaptığı açıklamada şu hususlara yer verildi:
“Bu yönetmeliğe karşı Saygın 18.000 Avukat üyesi olan ANKARA BAROSU’nca yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açılması aşağıdaki gerekçelerle kabul edilemezdir.
1- Bu davada Ankara Barosu Tüzel Kişiliğinin Dava açma ehliyeti yoktur. ÜYELERİNE KARŞI, ÜYELERİNE RAĞMEN dava açan Ankara Barosu tüzel kişiliği, bu davada hukuken ehliyetsizdir.
2- Ankara Barosu tüzel kişiliği tarafından açılan bu dava yetkisiz olarak açılmış bir davadır. Ankara Barosu’nun yetkili organı olan Genel Kurul’dan özel yetki alınmadan bu dava açılamaz. Şu anda Ankara Barosuna üye biz avukatlar Ankara 2 No’lu Baro kurma çalışmaları içerisindeyiz. Bu nedenle kendi üyeleri aleyhine karşı açılmış olan bu davada açıkça genel kurul kararı alınması gerekmektedir.
3- Tüzel kişiler üyelerinin menfaatleri ihlal edildiğinde dava açabilirler. İdari yargıda “sübjektif dava açma ehliyeti” menfaat ihlali şartını ifade etmektedir. Burada Ankara Barosu üyelerinin ihlal edilen bir menfaati yoktur. İdari yargıdaki iptal davasında menfaat bir dava şartıdır. Nitekim Danıştay müstakar kararlarında bu konuyu aşağıdaki şekilde karara bağlanmıştır.
“…Baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak konusunda yasal olarak yetkili kılındığı konusunda duraksama bulunmamakla birlikte, Baroların hukukun üstünlüğünü savunma görevinin avukatlık mesleğinin geliştirilmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinden, Baronun avukatlık mesleğini ilgilendirmeyen ve avukatların ortak menfaatlerini koruma amacı dışında kalan işlemleri dava konusu etmesi durumunda, bu davaların subjektif ehliyet koşulunun bulunmaması nedeniyle reddedileceği tabiidir…”
4- Bu davada husumet sorunu vardır. Eğer dava açılacak ise davayı ancak Ankara Barosu üyesi gerçek kişiler açabilir.
5- Dava dilekçesi tüm içeriği ile hukuki dayanaktan yoksundur.
6- Dava dilekçesi statükocu, egemen hukuk zihniyeti anlayışı ile kaleme alınmıştır. Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku anlayışının ürünüdür.
7- Ankara Barosu’nun bu ötekileştirici, ayrımcı, çağdaş anlayışlardan uzak, hukuku bilmez, hukuka, mensubu olduğu avukatlara saygıdan uzak, mesleğe hizmet etmeyen, tam da ikinci baroyu kurma nedenlerimiz olan gerekçelerle dolu bu davada Ankara 2 No’lu Baro’nun kurucu Avukatları olarak davanın reddi talebiyle davaya müdahil olarak dilekçemizi Danıştay İlgili Dairesi Başkanlığına sunacağımızı bildiririz.”
Memurlar