AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “Darbecilerle aynı derin devletin hükümeti noktasına geldiniz.” sözlerine cevaben, “Hayatımızın, siyasetimizin mücadelesi sizin o derin devlet dediğiniz şeye karşı olmuştur. Onları peyderpey yok ederek bugünlere geldik.” dedi.
Genel Kurulda, barolara ilişkin kanun teklifinin görüşmeleri sırasında AK Parti ve CHP’li milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
CHP’li Tanrıkulu, teklifin maddeleri üzerindeki konuşmasında, iktidarın barolara yönelik düzenleme değil, insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik çalışma yapması gerektiğini söyledi.
İktidarın, 12 Eylül darbecileri gibi barolara yönelik “darbe uygulaması” yaptığını ileri süren Tanrıkulu, buna örnek olarak çeşitli barolara ilişkin iddialarını dile getirdi.
“İktidarın derin devlet tarafından kullanıldığını” ileri süren Tanrıkulu, “Darbecilerle aynı derin devletin hükümeti noktasına geldiniz.” sözlerini sarf etti.
İktidara yakın baroların değil, kendilerinin 27 Nisan’a ilişkin suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Tanrıkulu, “Hafızası olmayan baro başkanlarını buraya çıkartıyorsunuz. Biz Barolar Birliği Genel Kurulunda konuşurken bu arkadaşlarınız masaların altına saklanıyordu, ‘Şunu da söyle.’ diyorlardı. Tek bir kelime etmiyorlardı.” dedi.
Derin devletin iktidara operasyon yaptırdığını öne süren Tanrıkulu, “Hükümet olun, iktidar olun, derin devletin oyuncağı olmayın.” ifadelerini de kullandı.
– “Derin devlet olsaydı 15 Temmuz başarılı olurdu”
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Tanrıkulu’nun “masaların altına saklanıyordu.” sözlerini, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer için sarf ettiğini belirterek, Başer’in cevap hakkını kullanacağını söyledi.
Zengin, Tanrıkulu’nun “derin devlet” iddiasını reddettiklerini vurgulayarak, “Hayatımızın, siyasetimizin mücadelesi sizin o derin devlet dediğiniz şeye karşı olmuştur. Onları peyderpey yok ederek bugünlere geldik. Türkiye’de derin devlet söz konusu olsaydı 15 Temmuz başarılı olurdu. Marazlı bir hal içerisindesiz, bir taraftan derin devletten muzdarip olduğunuzu söylüyorsunuz, diğer taraftan FETÖ’cülerin inşa etmek için gayret gösterdikleri o derin devletin argümanlarını kullanıyorsunuz.” diye konuştu.
AK Parti’li Başer de Tanrıkulu’nun sözlerini reddederek, inandığı değerler uğruna sonuna kadar mücadele ettiğini vurguladı.
Başer, “Benim kitabımda korkmak diye bir şey yoktur. Gerekirse de bu inanç ve değerlerim için canını seve seve verecek bir arkadaşınızım. 15 Temmuz hain darbe girişiminde de burada eşim ve çocuklarımla beraber Meclisin altında bulunan birisiyim. Demokrasiden özgürlükten bahsedenlerin öncelikle aynaya bakmaları gerekir.” dedi.
– “Dolmabahçe’de kol kola girdiniz”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Zengin’in “derin devletle iş birliği yaptıkları” iddiasına yönelik Tanrıkulu için söz hakkı istedi.
Kürsüden Zengin’e yanıt veren Tanrıkulu, “27 Nisan’da neredeydiniz? Dolmabahçe’de kol kola girdiniz. O zaman barolarınız yok muydu? Şu anda iktidar değilsiniz, derin devletin hükümetisiniz.” sözlerini sarf etti.
Özlem Zengin, yeniden söz alarak, Başer hakkında gıyabında “korkak” denmesinin saygısızlık olduğunu dile getirdi.
AK Parti’li Zengin, Başer’in Yozgat Baro Başkanlığı döneminde kendisinin ve başörtülü olduğu için eşi dolayısıyla yaşadıklarına tanık olduğunu belirtti. Bu sırada bir milletvekilinin “Hadi oradan” şeklinde laf atması üzerine Zengin, “Ne demek hadi oradan. Hadi buradayım, işte gel. Buradayım. Terbiyesiz adam. Söylediğim her kelime doğrudur.” şeklinde tepki gösterdi.
– “Baro, benim için çile, çile, çile…”
Meclis Başkanvekili Celal Adan, Genel Kurula yakışmayan tavırlar içerisinde bulunulmamasını isteyerek, laf atmamaları konusunda milletvekillerini uyardı.
AK Parti’li Zengin, konuşmasının devamında, “Baro demek benim için çile, çile, çile… Baroda staj yapmak için 6 yıl uğraştım. Bütün eğitim hayatını fevkalade geçirmiş, en büyük arzusu hakim olmak isteyen ben, bir staj yapmak için 6 yıl uğraştım. O yüzden bana ‘barolar, hak, hukuk’ dediğiniz zaman ben çilemi hatırlıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Zengin, Türkiye’de geçmişte derin devletin faaliyet göstermiş olabileceğini belirterek, “Sayın Tanrıkulu biliyorum, size de zulmettiler, o derin devlet. Onu savunacak bir haliniz olmamalı. Bize de zulmettiler. AK Parti’yi bugüne getiren şey, o derin devlet dediğiniz yapılara olan dirençtir. Fikirlerimiz farklı olabilir ama biz haktan, hukuktan yanayız.” şeklinde konuştu.
Zengin, AK Parti’nin, 27 Nisan’da e-muhtıraya karşı ilk kez bir duruş sergileyen parti olduğunu da vurguladı.
– “Türkiye’de hiçbir zaman derin devlet olmamıştır”
TBMM Başkanvekili Adan, Tanrıkulu’nun sözlerini anımsatarak, “Türkiye’de hiçbir zaman derin devlet olmamıştır. Ama devletin içerisinde milletin, devletin adını kirleten, hırsız, arsız, darbeci olmuştur. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bu anlamsız mücadelelere öncülük yapan hırsız, arsız, bölücü ve darbecileri karıştırmamak gerekir. Bugün Türkiye çok zor günlerden geçmektedir. Libya, Suriye, Irak’ta bir sürü sıkıntıyla uğraşırken bu tartışmayı doğru bulmuyorum.” ifadelerini kullandı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Ankara’da baro başkanlarının polisten şiddet gördüklerini ileri sürerek, “Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu gelip oturacak süs olsun diye. Sonra Ankara’da baro başkanlarını dövdüreceksiniz. Bunu kabul etmiyoruz. Bu sizin bu yasayı dayatmanızın gerçek sebebini de ifade ediyor.” dedi.
AK Parti’li Zengin’in “Baro demek benim için çile, çile, çile.” sözlerini anımsatan Beştaş, barolara yönelik kanun teklifine ilişkin “Kanunlar intikam amacıyla yapılamaz.” diye konuştu.
HDP’li Beştaş, başörtüsü yasağına karşı olduğunu vurgulayarak, “Dün başörtüsü yasağına karşıydım, bugün de başörtüsünün bir zulüm aracı olarak kullanılmasına karşıyım.” sözlerini sarf etti.
AK Parti’li Zengin, yeniden söz alarak, kendisinin ve arkadaşlarının, baş örtüsünü hayatı boyunca herhangi bir amaç için kullanmadığına dikkati çekti.
Memurlar