Cübbeli Ahmet’in açıklamalarından dikkat çeken kısımlar şöyle:
Bana değişik vasıflar vermeye başladılar. Çok atağa uğradım. Ulusal medyada çıkan haberlerden aldığım 5 yeri emniyetteki sözümde gösterdim. Mescidin ortasında silahı çekmiş adam misal. 5 evrak ile gittim oraya çeşitli fotoğrafların haberlerin olduğunu. Ben bildiğim şeyleri anlattım.
Ben adres veremem dedim lakin biliyorum da veremem demedim. Bilmediğim için veremem dedim. Ben Adıyaman’daki adresi aklımda tutmadım. Bunlara kesin kaynak dışarıdan para geliyor. Körfez ülkelerinden kesin geliyor. Biz bu süreci başlatınca toplumsal medya hesaplarını bir bir kapatmaya başladılar.
Ben sözümde dedim ki “Falan soyadlı bireye ben güveniyorum bu arkadaşlar çok ayrıntılı araştırma yapacaklar. Benim belgeme ilişik olarak atfediyorum” dedim.
25 Eylül’de ben gittim 2 haftada onlar gitti. Bizim arkadaşlara daima telefon ettim. ‘Gittiniz mi?’ gitmediniz mi diye. 15 günde büsbütün dokümanlar hazırlandı. 13 Ekim günü bu arkadaşlar gitti. 757 sayfaya imza atıp verdiler. 13 bin 99 sayfa da doküman verdiler.
Memurlar
