Türk Kızılay’ın 8 şube başkanlığı ve 750 gönüllüsünün vazife aldığı hijyen paketi dağıtımı etkinliğinde sarsıntıdan hasar gören afetzedelere pandemi devrinin sürdüğü hatırlatılarak önlemleri bırakmamaları istendi. Kızılay Genel Lideri Kerem Kınık, afetin 9’uncu gününde olduklarını hatırlatarak, “Türk Kızılay olarak Türkiye Afet Müdahale planı çerçevesindeki ana görevimiz olan beslenme temelli çalışmalarımızla alandaydık. Hem beslenmedeki tahlil ortaklarımız sivil toplum kuruluşları hem de Kızılay olarak yaklaşık yarım milyon öğün vatandaşlarımıza besin takviyesi sağladık. Psikososyal takviye hizmetlerine dayanak olduk. Barınma ısınma üzere temel gereksinimlerin giderilmesini amaçladık” dedi.
Bir taraftan da pandemi sürecinin devam ettiğini hatırlatan Kınık şöyle devam etti:
“Olağanüstü devirde Covidin vatandaşlara olumsuz tesir getirmemesi için ferdî hami ekipman dağıtımı düzenlendi. Bugün İzmir’in 140 noktasında İzmir şubelerimiz ve 750 gönüllümüz yaklaşık 10 bin aileye yarım milyonu aşkın ferdî esirgeyici gereç, maske, dezenfektan, ıslak mendil üzere materyallerin bulunduğu poşetlerden dağıtacak. Hem bu muhtaçlık sahibi vatandaşlara bu poşetleri dağıtırken hem de farkındalık oluşturup sarsıntısı yaşayan İzmir’de bu biyolojik afetin de devam ettiğini hatırlatmak istiyoruz. Acılara acı katılmasın istiyoruz. İnsanlarımız bu harikulâde süreci yaşarken de önlemlerini alsın istiyoruz.”
ENKAZDA BULUNAN EŞYALARIN ARADILAR
Kızılay Genel Lideri Kerem Kınık, Kızılay Bölge Müdürlüğü’nde eşyalarını teslim almaya gelen afetzedelerin yanında olduklarını söyleyerek, Emrah Apartmanı’nda yaşayan ve yakınlarını kaybeden afetzedelere eşyalarını teslim etti. Eşyalar ortasında fotoğraf albümleri giysiler, kitaplar, ayakkabılar nevresim ekipleri ve çeşitli konut eşyaları yer aldı.
Annesi Gülizar Özgür ile birlikte çadıra gelen Gültekin Özgür, enkazdan çıkan eşyaları titizlikle inceleyerek ölen babasından kalan kitapları aradığını söyledi. Özgür, “Annemin oturduğu apartman Emrah Apartmanı, 32 komşusunu kaybetti. Şu an biz anılarımızı toplamaya geldik buraya. Kitaplar babamın hatırasıydı onları almaya geldik buraya. Babamın okuyup bize bıraktığı kitaplardı. Annem sarsıntıdan 2 saat evvel beni aradı, içinin sıkıldığını söylemişti. Gelip onu konuttan aldım, 2 saat sonra da sarsıntı oldu” dedi.
Sarsıntıya talih yapıtı yakalanmayan Gülizar Özgür ise çadırdaki eşyaları bakarken duygusal anlar yaşadı. Gözleri dolan Özgür hislerini tabir edemeyecek kadar hüzünlü olduğunu belirtti.
Tıpkı apartmanda ikamet eden depremzedelerden Ahmet Aykara da zelzele anında konutta olmamalarının büyük bir tesadüf olduğunu belirterek, şunları anlattı:
“Seferihisar’da yazlığımız vardı. Bir gün evvel eşim ısrarla oraya gitmek istediğini söyledi. Kızım onu yazlık meskene bıraktı, şu anda hala orada. Kendim yaşıyorum, eşim çocuklarım hayatta. Bundan daha değerli bir şey olamaz. Ben çadırda kendime ilişkin bir şey bulamadım, yalnızca bir tencere gördüm. Bizimkine benziyordu. İki tane ekip elbisem vardı, onları arayacağım. Zira üzerimdekilerden öbür bir şeyim kalmadı. Şu an boşluktayım. Allah kimseye bu türlü bir şey vermesin.”
Memurlar
