Ülke genelinde özellikle belediyelerde çalışan sözleşmeli personelin, sözleşmenin yenilenmesiyle alakalı Danıştay 12. Dairesi’nden müjde niteliğinde bir karar çıktı. Kararda, sözleşmenin yenilenmemesine sebep olarak gösterilen ‘norm kadro’ gerekçesinin somut delillerle ortaya konulması gerektiği vurgulandı.
Bir belediyede ekonomist olarak çalışan sözleşmeli personelin, sözleşmesi norm kadro sebebiyle sene sonunda yenilenmeyeceği bildirildi. Hayatının şokunu yaşayan mağdur ekonomist, İdare Mahkemesi’nin yolunu tuttu. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca sözleşmeli ekonomist olarak görev yapan davacı, sene sonunda tarihinde sona erecek olan hizmet sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirilmesine ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etti.
İdare Mahkemesi; davalı idarenin personel giderlerinin, bütçe gelirlerinin yüzde otuzunu aştığı ve bu durumda fedakarlığın, hizmetine en az ihtiyaç duyulan kadroda çalışan personelden başlanarak yapılabileceği, hizmetine ihtiyaç bulunmadığı bildirilen davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Mağdur davacı kararı temyiz edince devreye Bölge İdare Mahkemesi girdi.
Mahkeme; kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine hükmetti. İkinci şoku yaşayan davacı bu kez Danıştay’ın kapısını çaldı.
Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; davacının belediyede 2010 Aralık – 2013 Aralık döneminde taşeron işçi, 2014 Ocak – 2016 Aralık döneminde ise sözleşmeli ekonomist olarak görev yaptığı hatırlatıldı. Belediyenin ‘bütçe yetersiz’ gerekçesinin de yersiz olduğunun vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi: “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesinde öngörülen; belediyelerin yıllık toplam personel giderlerinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamayacağı ve yıl içerisinde aylık ve ücretlerde beklenmedik bir artışın meydana gelmesi sonucunda personel giderlerinin söz konusu oranları aşması durumunda cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri bu oranın altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamayacağına ilişkin düzenlemenin, ilgili oranlar aşıldıktan sonra idare tarafından yeni personel alımının yapılmamasına ilişkin olduğu, bu düzenlemenin mevcut personelin görevine son vermek ya da sözleşmesini yenilememek suretiyle dengenin sağlanmasını öngörmediği ortadadır. Davacının görevinde yetersiz veya başarısız olduğuna ilişkin yeterli ve somut bir tespit bulunmaması ve hizmetine ihtiyaç duyulmadığının somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamaması hususları da göz önüne alındığında, davacının hizmet sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin dava konusu işlemin haklı bir nedene dayanmadığı, bu nedenle de hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla, davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Davacının temyiz isteminin kabulüne oy çokluğuyla karar verildi.”
Memurlar