Bursa’da yaşayan ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hastanede tedavi gören imam İsmail Kisha, başına gelmeyenlerin marazı iyi anlamadığını, hastane ortamını gördükten sonra dışarıda maske takmayanları hayretle karşıladığını söyledi.
Pandemi nedeniyle kısıtlamaların olduğu devirde Vefa Toplumsal Destek Kümesi’nde vazifeli 30 yaşındaki imam İsmail Kisha, yaşadığı kavi süreci AA muhabirine anlattı.
Hastaneden yeni taburcu olduğunu ve 14 günlük konut karantinasından sonra tekrar test olacağını belirten Kisha, testinin negatif çıkmasını umduğunu lisana getirdi.
Virüse yakalandığı birinci vakitlerde yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı üzere şikayetlerinin olmadığını tabir eden Kisha, “İlk evvel 37 radde civarında ateşim vardı. İlerleyen günlerde çok şiddetli bir baş ağrısı ve halsizlik olmaya başladı. Eklem ağrılarım artmaya başladı. Belim, dizim ağrıyordu, kemiklerimin ağrısını hissediyordum. Sonra hastaneye gittim. Testim yapıldı. İki gün sonra da müspet olduğu haberini aldım.” dedi.
Hastanede yattığı devirde baş ağrısı ve halsizlik üzere şikayetlerinin azaldığını aktaran Kisha, “Hastalığımın seviyesine nazaran haplar verildi, antibiyotik içeren iğneler yapıldı. Tomografide ciğerlerim berrak çıktı. Lakin, kanımdaki enfeksiyon çok yüksek çıktı.” açıklamasını yaptı.
Kisha, pandemi sürecinde Vefa Toplumsal Destek Kümeleri bünyesinde masa başında çalıştığına işaret ederek, laflarını şöyle sürdürdü:
“Çok iyi korunuyordum. Vazifem bittikten iki hafta sonra semptomlar belirmeye başladı. Bir öğretmen arkadaşla birlikte oturduğumuz mekanda bulaştı herhalde. Zira, o arkadaşın testi de müspet çıktı. Onun ailesine de bulaşmış. Benim illetim daha hafif geçiyordu. Lakin, benim odada kalanların biri ağır bakıma alındı. Geldiğinde sapasağlamdı. Nefes darlığı çekiyordu, artık nefes alamaz hale geldi. Virüsün her bünyede farklı tesir yaptığını orada gördüm.”
Virüsün ruhsal mealde kişisi etkilediğini vurgulayan Kisha, şöyle devam etti:
“Hastanede olmak, örtülü bir ortamda bulunmak ve dışarısıyla rastgele bir kontağa sahip olmamak çok berbat bir şey. Tabipler yanımıza geldiğinde maskeyle, tulumla geliyorlardı ve mümkün olduğunca az kalıyorlardı. Kişilerin yanında durmak istememesi çok berbat hissettiriyor. Saf ki herkes sıhhatini düşünüyor. İnsan başına gelmeden pek anlamıyor. Hastane ortamını görünce dışarıda maske takmayan kişilere hayret ediyorum. En az 14 gün yatıyorsun orada. Bunu bildikleri halde kişilerin hala maskesiz olmasına meal veremiyorum.”
“Kimse ‘virüs bana bulaşamaz’ dememeli”
Kisha, kişilerin koronavirüs salgınını ciddiye almaları gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“İnsanlar kendi canlarını düşünmüyorlarsa oburlarının canını düşünsünler. Ikazların dikkate alınması gerekiyor. Maske tasarrufu, toplumsal uzaklık, ellerin sık sık yıkanması çok değerli. Kimse ‘virüs bana bulaşamaz’ dememeli. Zira, kimse nasıl bulaştığını tam olarak bilmiyor. Ben de çok dikkat ediyordum, maskesiz dışarıya çıkmıyordum ancak bir formda bulaşıyor bu hastalık. Hastalık bulaştığında bile önlemi elden bırakmamak lazım. Ben virüse yakalandığım vakit acilen odamı ayırdım, kendimi eşimden ve evlatlarımdan izole ettim. Bu yüzden onlara bulaşmadı. Şayet dikkat etmeseydim onlara da bulaştıracaktım.”
Memurlar
