Çocuğunun test sonucu komşusundan olduğunu öğrenince yayın sırasında sevinç gösteren Esra Karakuş, toplumsal medyada tenkitlerin amacı olmuştu. Esra Erol, programında yapılan tenkitlere sert bir lisanla karşılık verdi. Programının 3 saniyelik imajdan ibaret olmadığının altını çizen Erol, canlı yayında Ferdi Karakuş’u da konuk ederek kendisinin programa nasıl ve neden başvurduğuna açıklık getirdi ve birinci günden itibaren yaşanan tüm süreci ve programın genel akışını tekrar ayrıntılıca anlattı.
Programa; şiddet, istismar, kayıp üzere farklı sebeplerle başvuran mağdurların, bahislerine nazaran nasıl değerlendirildiğini anlatan Erol, birinci andan itibaren devletin ilgili mercileriyle koordine bir biçimde çalıştıklarını vurgulayarak; “Programa başvuran mağdurların öykülerinin finalinin nasıl sonlanacağını ben asla bilmiyorum. Zira bu bir dizi, burada yaşananlar da senaryo ya da bizim kurguladığımız şeyler değil. Hepsi gerçek insan hikayeleri” dedi.
Programda işlenen bahislerde mağdurlara, toplanan tüm evrakları, somut kanıtlar ve evrakları belge olarak sunduklarını ve muhtaçlık durumunda ek türel ve ruhsal profesyonel takviye de verdiklerini söyleyen Erol, “Karım çocuğumla birlikte kayıplara karıştı. Meskenine dönsün karımı affedeceğim diye bize başvuran bir koca vardı. Bize başvurma sebebi ve talebi eşini bulmamızdı ve biz de bulduk. Sonrasında günlerce devam eden ve ortaya çıkan bilgiler ışığında mevzu çocuklara dna testi yaptırmaya geldi. Yaşanan bütün süreç o eleştirilen 3 saniyelik imajlardan ibaret değil. Ayrıyeten benim mağdur eşe, sadakatsizliği affetmesi durumunda yayında ya da yayın dışında hiçbir formda yorum yapıp eleştirmem yahut müdahale etmem mümkün değil. Bizim en fazla bundan sonra alacağınız kararlarda dikkatli olun üzere bir teklifimiz olabilir. Gerisi eşler ortasında alınacak karardır” diye ekledi.
“Önce aile kurumu ve çocuklar”
Programın yayından kalkması talebine kadar varan tenkitlere yanıt veren Erol, “Bizim muhafazamız gereken elbette her vakit evvel aile kurumudur. Ancak o aile kurumunun içerisinde yaşanan gerçek hadiselerin üstünü örterek, yaşanan travmaları görmezden gelerek, konuşmayarak kalıcı tahliller bulamaz ve aile birliğini koruyamayız. Benim en hassas olduğum husus çocuklar. Çocukları ebeveynlerinin ihmal etmesi konusunda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmam. Ayrıyeten, çocuklar şayet aile içinde rastgele bir biçimde istismara maruz kalıyorlarsa yahut ebeveynlerinin yaşadığı çarpık bağlara şahit olup, toplumsal kıymet yargılarından uzak bir formda büyütülüyorlarsa unutmayalım ki bu çocuklar yıllar sonra bizim gelecek jenerasyonumuz olacak. Biz gelecek kuşağımızın bugün yaşadığı hadiseleri, travmaları görmezden gelerek mi geleceği inşa edeceğiz? Geçtiğimiz hafta 15 yaşında bir kız çocuğumuzun yaşadığı dehşetli istismarı husus ettiğimizde neden toplumsal medya ayağa kalkmadı? Görmezden geldiğimiz, konuşmadığımız, halının altına süpürmeye çalıştığımız her hususun maalesef bir gün altında kalacağız. Bırakın gerçeklerle yüzleşelim, ve kalıcı tahliller bulmaya çalışalım” dedi.
Son olarak benzeri programlar yapan meslekdaşlarına da takviye veren Erol; “Ekranda muvaffakiyetle emsal programlar yapan bir çok arkadaşım var. Biz gerçeklerden kaçmayız. Biz gerçeği ortaya çıkartırız. Sorunu ortaya koyarız. Meselelerin tahlili konusunda da gerekli kurumlarla ortak hareket eder, ihbarlarımızı yaparız” sözlerini kullandı.
Memurlar
