Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, Covid-19 pandemisi sürecinde sağlıklı bilgi vermenin çok önemli olduğunu söyledi. Doç. Dr. Kayıpmaz, “Siz ne zaman bir metronun içerisine binersiniz veya bir otobüsün içerisine binerseniz o zaman oradaki yoğunluğun ne durumda olduğunu daha iyi görebilirsiniz. Ondan dolayı masa başında yapılan değerlendirmeler her zaman sahayı yansıtmamaktadır” dedi.
Türkiye’de ilk Covid-19 vakası 11 Mart’ta görüldü. Haziran ayında 740’lı sayılara düşülmesinin ardından tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de vaka oranlarında artış başladı. Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, tüm dünyada başlayan bu vaka artışının Türkiye’de hala kontrol altında tutulduğunu ve bu artış beklendiği için önlemlerin ona göre alındığını söyledi.
“Masa başında yapılan değerlendirmeler, her zaman sahayı yansıtmaz”
Sahada Covid-19 pandemi ile aktif bir şekilde mücadele etmeyenlerin, sahayı görmeyenlerin Covid-19 hastasıyla temas etmeyenlerin veya çok kısıtlı sayıda hastayla temas edenlerin hastanelerde oluşan yoğunluk veya hastalık süreci hakkında yorumda bulunmasının doğru olmadığını belirten Doç. Dr. Kayıpmaz, “Örnek vermek gerekirse Sincan’dan Koru’ya giden bir metroya binmeden oradaki yoğunluğu tespit etmeniz çok güçtür. Siz ne zaman bir metronun içerisine binersiniz veya bir otobüsün içerisine binerseniz o zaman oradaki yoğunluğun ne durumda olduğunu daha iyi görebilirsiniz. Ondan dolayı masa başında yapılan değerlendirmeler, her zaman sahayı yansıtmamaktadır. Sahadaki durum; evet vaka sayılarının artış eğiliminde olduğu illerde bir miktar yoğunluk söz konusu olabilir. Bu da zaten beklenen bir durumdur ama bunu ‘Salgın ülke genelinde tamamen kontrol altından çıktı. Artık bu işi devlet yönetimi beceremiyor, Bilim Kurulu bu işi yönetemiyor’ gibi bir yaklaşımda bulunmak gerçekten hasta bakımına ve bu işin organizasyonuna emek veren insanları üzer. Pandemi birçok disiplinin bir arada çalışmasını gerektiren bir hadisedir. Epidemiyologlar işin bir tarafında, Halk Sağlığı Uzmanları bir tarafında, Acil Tıp Uzmanları başka bir tarafındadır. Yine Enfeksiyon Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Dahiliye, Yoğun Bakım Uzmanları, herkesin bu noktadaki yeri ayrıdır. Önemi ve değeri ayrıdır. Mikrobiyolojinin, PCR testlerini yürüten, günde 110 bin teste çıkan laboratuvar çalışanlarının ciddi bir emeği söz konusudur. O yüzden masa başında yapılan yorumlarla sahada emek veren insanların durumunu değerlendirmeniz doğru değildir. Artı yapılacak yanlış yorumlar, hele ki bilim insanlarının birbirlerini acımasızca eleştirmesi, bir arada hareket etmemiz gereken bu pandemi döneminde hiç uygun bir davranış değildir” ifadelerini kullandı.
“Tedbirlere ne kadar iyi uyarsak salgın o ölçüde kontrol altına alınır”
Covid-19 ile mücadelenin acil servislerde başladığını ve buradaki kontrolün hastalığın ve pandeminin yönetimi açısında hayati derecede önemli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Kayıpmaz, “Acil Tıp Uzmanlarımız, afet yönetimi ve kriz çözme becerisi anlamında cidden çok ustadır. Her biri eğitim almaya başladıkları andan, asistanlığın ilk günlerinden itibaren bu konuda son derece donanımlı bir biçimde yetişirler ve hastanelerde herhangi bir afeti, bir terör saldırısını, doğal afeti son derece yerinde bir biçimde yönetme becerisine sahiptir. Burada salgın hastalığı da bir afet gibi düşünebiliriz. Afet gibi düşünülen bir noktada da yine Acil Tıp çalışanlarının emeği çok büyüktür ve her biri bu işin sorunsuz biçimde idamesinde son derece önemli görevler almaktadır. Acil servis çalışanlarımızın da bu fedakar çalışmalarını destekleyecek olan da bizim birey olarak tedbirlere uyumumuzdur. Biz tedbirlere ne kadar iyi uyarsak salgın o ölçüde kontrol altına alınır” şeklinde konuştu.
Memurlar