Dünya Bankası, Türkiye’nin, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasını öteki ülkelere kıyasla daha süratli denetim altına aldığını belirterek, ülkede virüsü denetim altına almaya yönelik tedbirlerin sürdürülmesinin, kırılgan durumdaki hane halklarının desteklenmesinin ve faal bir ekonomik siyaset bileşiminin sürdürülebilir toparlanmanın sağlanmasında kilit kıymet taşıdığı bildirildi.
Dünya Bankası, Türkiye Ekonomik İzleme Raporu’nun Ağustos 2020 sayısını “Yelkenleri Ayarlamak” başlığıyla yayımladı.
Yeni ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği ve Türkiye’deki ekonomik beklentilere ait tahlillerinin sunulduğu raporda, “Kovid-19 olaylarında başlangıçta yaşanan ani yükselişe karşın Türkiye’nin, ülkeler ortasındaki karşılaştırmalar ışığında, virüsün yayılmasını ve olumsuz sıhhat tesirlerini nispeten daha süratli denetim altına aldığı görülmektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, virüsü denetim altına almaya yönelik tedbirlerin sürdürülmesinin, kırılgan durumdaki hane halklarının desteklenmesinin ve faal bir ekonomik siyaset bileşiminin sürdürülebilir toparlanmanın sağlanmasında kilit değer taşıdığı vurgulanarak, “Diğer ülkelerde de olduğu üzere, mevcut kırılgan trendin sürdürülebilirliği için ihtiyatın elden bırakılmaması gerekmektedir.” tabiri kullanıldı.
– “Kovid-19, iktisat iyileşme sürecini raydan çıkardı”
Kovid-19 krizinin ekonomik tesirlerinin hayli önemli boyutlara ulaştığına işaret edilen raporda, Türkiye’nin 2018-2019 devrinde yaşadığı ekonomik yavaşlama sonrasındaki kademeli toparlanmayı rayından çıkardığı aktarıldı.
Raporda, global büyümedeki yavaşlama sonucunda Türkiye’nin ihracat mallarına ve hizmetlerine olan dış talebin azalmasıyla birlikte cari hesaplardaki dengesizliklerin yine ortaya çıktığı belirtilerek, finansal sermayenin global seviyede inançlı limanlara akması ve Merkez Bankası rezervlerinde yaşanan düşüşün dış finansman ve piyasa baskılarını artırdığı söz edildi.
Dış baskılar ve yurt içinde Kovid-19 salgınını denetim altına almaya yönelik tedbirlerin nisan ve mayıs aylarında yurt içi üretimin ani bir biçimde durmasına yol açtığı anımsatılan raporda, bu ekonomik tesirlerin iş gücü piyasası zorluklarını daha da ağırlaştırdığı kaydedildi.
Raporda, “Kovid-19 salgınının yol açtığı şokun tesiri 3,3 milyon kişiyi yoksulluğa sürükleyebilir. Lakin, bu insanların dörtte üçü, Türk yetkililerin pandeminin birinci andaki tesirlerine karşı uygulamaya konulan gayeli toplumsal takviye programlarının genişletilmesi yoluyla yoksulluğa düşmekten kurtarılabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
– “Hızlı ve kapsamlı siyaset müdahalesi salgının en makûs tesirlerinin hafifletilmesine yardımcı oldu”
Türkiye’nin global iktisatların birçok üzere 2020 yılında şiddetli bir süreçten geçtiğine dikkat çekilen raporda, Türkiye iktisadının bu yıl yüzde 3,8 oranında daralacağının öngörüldüğü, 2021 yılında ise nasıl bir toparlanma yaşanacağının belirsizliğini koruduğu tabir edildi.
Raporda, Kovid-19 salgınını denetim altında tutma ve ihtiyatlı tavrı sürdürme muhtaçlığının tüketimi dizginlerken, şirketlerin borç yükü yatırımlarını baskılaması öngörülürken, zayıf dış talebin ihracatı yavaşlatmasının beklendiği aktarıldı.
Bankanın raporunda, yatımlardaki ve iş gücüne iştirakteki düşüşün Türkiye ile başka yükselen iktisatların verimlilikte ve potansiyel ulusal gelirde yaşadığı düşüşü daha da ağırlaştırmasının beklendiği kaydedildi.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Yöneticisi Auguste Kouame da bahse ait yaptığı açıklamada, şu tabirleri kullandı:
“Pandemiye karşı uygulanan süratli ve kapsamlı siyaset müdahalesi salgının en makûs tesirlerinin hafifletilmesine yardımcı olmuştur ve virüsün denetim altında tutulacağı ve siyaset tedbirlerinin pandeminin nasıl evrileceğine ve ulusal ve global iktisatta yaşanacak gelişmelere nazaran uyarlanacağı varsayımıyla daha erken bir toparlanmanın tabanını hazırlamıştır.”
Memurlar
