Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği’nin güçlü bir global aktör olmasının önündeki en büyük pürüzün stratejik sabır ve vizyon eksikliği olduğunu belirterek, “Başta karar alma düzeneklerinin gözden geçirilmesi olmak üzere, Avrupa Birliği’nin yeni bir kurumsal yapıya, yeni bir vizyona, kuşatıcı yeni bir söyleme gereksinimi vardır.” sözünü kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığından yapılan açıklamaya nazaran, Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü hasebiyle bildiri yayımladı.
Avrupa’nın bütünleşmesinin temellerini atan Schuman Deklarasyonu’nun ilanının, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylık statüsünün tescil edildiği 1999 yılından beri Türkiye’de de “Avrupa Günü” olarak kutlandığını hatırlatan Erdoğan, Avrupa Birliği’nin, geliştirdiği ortak siyasetlerle kıtada ve ötesinde barış, istikrar ve refahın tesis edilmesine değerli katkılarda bulunduğunu vurguladı.
Birliğin, son periyotta, mülteci krizi, İslam düşmanlığı, yabancı aksiliği, finansal ve mali kırılganlıklar, Birleşik Krallık’ın üyelikten ayrılması ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını üzere pek çok meydan okumayla karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, “Birliği ve geleceğini tehdit eden bu sorunların aşılması; dayanışmaya, iş birliğine, bahadır ve kuşatıcı bakış açısının yine hakim olmasına bağlıdır. Birliğin güçlü bir global aktör olmasının önündeki en büyük pürüz stratejik sabır ve vizyon eksikliğidir. Başta karar alma sistemlerinin gözden geçirilmesi olmak üzere, Avrupa Birliği’nin yeni bir kurumsal yapıya, yeni bir vizyona, kuşatıcı yeni bir söyleme muhtaçlığı vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu niyetle bugün başlayan “Avrupa’nın Geleceği Konferansı”nın, gerçek bir tespitle yola çıktığına, lakin aday ülkelerin davet edilmemesi nedeniyle kendisini dar kalıplara mahkum ettiğine dikkati çekerek, “Tarihi, coğrafik ve beşeri bakımdan Avrupa’nın bir kesimi olan Türkiye, Birliğin karşılaştığı sıkıntıların tahlili ve aktifliğinin artırılması konusunda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Ülkemizin katkısı ve takviyesi olmadan Birliğin güçlü bir biçimde varlığını devam ettiremeyeceği aşikardır.” görüşünü paylaştı.
Avrupa Birliği’nin, tam üyelik yolunda Türkiye’ye verdiği kelamları yerine getirmediğini ve Türkiye’nin üyelik sürecinin daima yokuşa sürüldüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bazı üye ülkelerin Türkiye’yle ikili sorunlarını Birlik koridorlarına taşıması, Avrupa Birliği-Türkiye alakalarını esir almış, Birliğin global tehditlerle çaba kapasitesini zayıflatmıştır. Temennimiz, Avrupa Birliği’nin, Türkiye’yle bağlantılarını karşılıklı hürmet ve inanç üzerine inşa edilen, sağduyulu ve stratejik bir bakış açısıyla yürütme yeteneğini sergilemesidir. Türkiye, maruz kaldığı ikili standarda ve engellemelere karşın stratejik gayesi olan Avrupa Birliği üyeliği yolunda kararlı tavrını ve çalışmalarını sürdürmektedir.
Türkiye’nin üyeliği, bölgesel ve global seviyede faal, kendi vatandaşlarının yanı sıra bölgesine ve tüm dünyaya umut aşılayan bir Avrupa’nın yükselişinin önünü açacaktır. Bu fikirlerle ‘Avrupa Günü’nün, Birliğin içine düştüğü stratejik körlükten kurtulmasına vesile olmasını diliyor, başta vatandaşlarım olmak üzere, tüm Avrupalıların 9 Mayıs ‘Avrupa Günü’nü tebrik ediyorum.”
Memurlar
