Prof. Dr. Kurugöl Hürriyet’e şunları söyledi:
YÜZDE 10-15’İ ÇOCUKLAR
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine nazaran: “Son devirde 0-9 yaş ortası olaylarda önemli artış var diye argümanlar duyulmaya başladı. Eğitime devam edilip edilmeyeceğine Vilayet Hıfzıssıhha Şuraları karar verecek.
Sıhhat Bakanlığı yaş dağılımlarını vilayetler bazında paylaşırsa daha yanlışsız fikir sahibi oluruz. Benim görüşüm, Türkiye’deki olay artışının 0-9 yaş kümesine has olmadığı formunda. Genel hadise artışının yansıması olarak çocuklarda da artış var. Evvelce hadiselerin yüzde 2’si çocukken bugün yüzde 10-15’i çocuk olarak görüyoruz. Bize başvuran ve yatan hadiseler üzerinden değerlendirdiğimizde çocuk olaylarda da bir artış var, ancak küçük çocuklara 0-9 yaş ortası çocuklara mahsus bir artış yok. Yeniden bizim yaptığımız incelemede çocukların hastalığı okuldan değil, anne babalarından ya da ailenin öbür fertlerinden aldıkları tarafında. Okulda bir çocuğun hastalığı alıp aile bireylerine bulaştırması çok az.
Dünyadaki birçok çalışma da gösterdi ki okulların açılması bulaşı arttırmıyor. Amerika’da yapılan bir çalışmada gösterilmiş, okulda yüz yüze eğitim görenlerle online eğitim görenler ortasında hastalık sıklığı ortasında bir farklılık yok.”
KAMBURLUK BAŞLADI
Prof. Dr. Zafer Kurugöl pandemi devrinde çocuklarda görülen şikayetlere şöyle dikkat çekti: “Eğitimin aksaması çocukların gelişimini hem fiziki hem de ruhsal olarak olumsuz etkiliyor. Bilhassa de ilköğretim çağında olan çocukları. Hareketsizlik sonucunda ortopedik meseleler, görme bozuklukları, obezite, kamburluk ortaya çıkıyor. Çocuklar birbirleriyle temas etmedikleri için duygusal gelişimleri, mental gelişimleri geri kalıyor. Bu nedenle kapanma olacaksa en son kapanması gereken yer anaokulu ve ilköğretim sınıfları olmalı.”
ÖĞRETMENLER VE SAĞLIKÇILARIN EŞLERİNE DE AŞI
Prof. Dr. Zafer Kurugöl, “Öğretmenlerimizin sıhhatini da korumalıyız. Bu nedenle aşılamaları kesinlikle yapılmalı” derken şöyle devam etti: “Öncelikle aşılanması gereken bir küme da sıhhat çalışanlarını eşleridir. Aşı bildiğiniz üzere taşıyıcılığı önlemiyor. Yani, COVID-19 ile ağır temasta olan, bu nedenle virüsü alma ihtimali yüksek olan sıhhat çalışanı virüsü konutuna, yakınlarına taşımaya devam ediyor. Kendileri aşılı olduğundan virüsü alınca hastalığı belirtisiz geçiriyor, bulaştırma mümkünlüğü daha da artıyor. Bizim kimi hemşirelerimizin, sıhhat çalışanı olmadığı için aşılanmayan eşleri, bu formda hastalığı aldılar.”
Memurlar
