Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son 3 ayda yapılan pandemi kontrollerinde ceza yazılan kişi sayısının 254 bin olduğunu belirterek, iktidara gelmeleri halinde bu cezanın tamamını iade edeceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Fox TV’de katıldığı canlı yayında, İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Problemleri vatandaşlarla birlikte, demokrasi kuralları içinde çözme konusunda kararlı ve inançlı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Taşkınlıklara yol açmadan, herkesi kucaklayarak, doğruları anlatarak ve sıkıntıların nasıl çözüleceğini de anlatarak vatandaşla kucaklaşacağız.” dedi.
Gelecekten umutlu olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Vatandaş burnundan soluyor aslında, bilhassa esnaf. Gerçekte perişan vaziyette lakin onlara söylüyoruz, ‘Biraz sabırlı olun. Nasıl olsa bu sandık gelecek, hasebiyle kararı sandıkta vereceksiniz.’ Var olan şikayetleri ben biliyorum, onlar da biliyorlar. Kaygılarını anlatıyorlar, büyük zahmetler var onu anlatıyorlar. İntihar eden beşerler var, o insanları örnek veriyorlar. Fakat diyoruz ‘Biraz sabır biz bu işi çözeceğiz.” diye konuştu.
AK Parti kongrelerine yönelik tenkitlerin hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Sokaktaki beşere ceza kestiler, kahvedeki beşere ceza kestiler, otomobildeki beşere ceza kestiler. Son 3 ayda kesilen ceza ölçüsünü çıkardım 254 bin 317 bireye ceza kesilmiş pandemi kurallarına uymadı diye. Pekala bu insanlara ne yapacaksınız? Şu tabloya bakın. Bir iktidar, şayet halka söylediğiyle kendi yaptığı ortasında 180 derece fark yaratırsa o iktidar dünyanın her tarafında itimat vermeyen iktidardır. Bu iktidar da itimat vermeyen iktidardır. Ben bunun nesine güveneceğim? Halka söylediğine bakın, kendi yaptığına bakın. Orada ‘Siyah’ söylüyor, buraya gelip ‘Beyaz’ diyor. Burada ‘Beyaz’ diyor, dönüp orada ‘Siyah’ diyor. Ya bu iktidar nasıl bir iktidardır, neyin nesidir? Türkiye’yi nasıl yönetiyorlar bunlar? Vatandaş görüyor olağan bunu. Görmemesi mümkün değil, görüyor, şikayet ediyor ‘Bunlar olmaz.’ diyor. Bu 254 bin şahsa kesilen cezanın tamamını iade edeceğiz, tamamını birinci bir hafta içinde. Halkın dayanağıyla geleceğiz iktidara, bundan en ufak bir kaygım yok. Bu 254 bin bireye kesilen cezanın tamamını faiziyle bir arada iade edeceğiz.”
Kongrede kameraların “yatay çekim yaptığı” istikametindeki açıklamaların hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Yok efendim neresi yatay çekim, bildiğimiz çekim işte. Üstteki ile aşağıdaki tıpkı fotoğraf. Birebir makineyle çekilen değil mi? Haydi orası yatay, burası da mı yatay. Beşere kıymet vermiyorlar. Haydi bana paha vermiyorsun, kendi seçmenine, kendi delegene kıymet ver kardeşim. Bari Sıhhat Bakanıyla konuş ‘Böyle bir toplantı yapılabilir mi?’ diye. İnşallah bunların tamamı aşı olmuştur. Sahiden çocuklar var mesela. Yazıktık günahtır. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetiyorlar. Asıl şaşırtan olan o yani.”
Kılıçdaroğlu, kendi yaptıkları kurultayı da örnek göstererek, kurultay öncesinde Sıhhat Bakanlığı’na danıştıklarını, salon içinde toplumsal arayı artırabilmek için gereken tüm tedbirleri aldıklarını anlattı.
CHP Önderi Kılıçdaroğlu, soru üzerine Türkiye’de kimi mahallelerin nüfusunun bir vilayetten bile büyük olduğuna değindi. Kılıçdaroğlu, vilayetten daha fazla nüfusa sahip mahalledeki tüm işin yalnızca tek bir muhtar tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Muhtarların yardımcı elemanı olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde muhtarların tamamına birer üniversite mezunu yardımcı eleman vereceklerini söyledi. Bu sayede hem muhtarlıkların daima açık kalmasını sağlayacaklarını hem de istihdam yaratacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, yardımcı elemanın da muhtarlık takımından işe alınmasını sağlayacaklarını lisana getirdi.
Birtakım CHP’li belediyelerin muhtarlara yardımcı eleman verdiğini lakin kendilerinin bu takımın muhtarlıklara ilişkin olmasını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarlara kendi mahallelerinin problemlerini çözmeleri için bütçe de vereceklerini bildirdi. Bu bütçenin kontrole tabi olacağını belirten Kılıçdaroğlu, muhtarların kendi mahallesinde nitekim kelam ve karar sahibi olacağını lisana getirdi.
– CHP’nin sağa kaydığı tenkitleri
Kılıçdaroğlu, CHP’nin sağa kaymaya başlandığı istikametindeki tenkitlerin hatırlatılması üzerine de CHP’nin halkın partisi olduğunu söyledi.
“Halkın partisi” demenin halkın her kısmıyla diyalog kurmak manasına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeron personellerin meselelerini birinci kendilerinin gündeme getirdiklerini, artık de apartman vazifelilerinin sıkıntılarıyla ilgilendiklerini anlattı.
Toplumun her kesitine ulaşıp problemleriyle ilgili tahlil teklifleri üretmeyi hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Yok sağa kaydı, yok sola kaydı, yok ortaya kaydı… Bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi geniş kitlelere açılıp, bütün toplumsal kimliklerle bağ kurduğu andan itibaren rahatsızlıklarını lisana getiriyorlar.” dedi.
“21. yüzyılın Türkiye’si 18. yüzyılın kavramlarıyla yönetilemez.” diyen Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Aradan geçti kaç yüzyıl. Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim ve bu ülkenin aydınları, 21. yüzyılın meselelerini çözmek için yeni kavramlar üretmek zorundalar. Yeni bir bakış açısıyla bütün dünyaya bakmak zorundalar. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir. Zira dünya şu anda demokrasiyle otoriter rejimler ortasında gidip gelen ikili bir yapıya büründü. Sağ-sol kavramları yok burada bakın. Zira sağcı için de demokrasi geçerli, solcu için de demokrasi geçerli. Ben insansam, niyetim varsa aklım varsa Allah’ın verdiği en kıymetli organ beyinse o vakit ben fikirlerimi özgürce tabir edebilmeliyim. Bunun sağla solla ilgisi yok. Münasebetiyle demokrasi ve otoriter rejimler ortasında bir ayrışma var bütün dünyada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter rejimi.”
Kemal Kılıçdaroğlu, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığından alınması sonrasında dolarda yaşanan yükselişin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
“Naci Ağbal vazifeden alındı. Dolar nereden nereye çıktı? 450 milyon dolar para el değiştirdi. Ortadaki milyonları kim vurdu? Açıklıyorlar mı? Açıklamıyorlar. Niçin açıklamıyorlar? Bu para kimin parası? Manipülasyondur. Daha evvel 128 milyar dolar da tıpkı formda satıldı. Merkez Bankası parayı satarken ihale açıyor, ‘Ben doları satacağım.’ diyor. Kuruluşlar, bankalar ihaleye giriyorlar ve Merkez Bankası da alıyor bunu yayınlıyor. Kendi internet sitesinde, kendi sayfasında yayınlıyor. ‘Şu kadar doları sattım.’ diyor. 128 milyar doları kime sattın? Yayınlamıyorlar, niçin yayınlamıyorlar? Kaçtan sattın? Kimin parasıydı 128 milyar dolar? O manipülasyon değil, direkt doğruya birilerine kaynak aktarılıyor. Burada da cuma günü bir günde 450 milyon doları kim aldı açıklasınlar. Ben tahminen yanlış biliyorum. Açıklarlar biz de öğreniriz.”
– “Pandemi periyodunda alınan kredilerin faizlerini sileceğim”
Seyahatlerinde çiftçi ve esnafı ziyaretlerinde meseleleri dinlediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, kira üzerindeki stopaj vergisinin kaldırılmasını istediklerini belirterek ayrıyeten zincir mağazalardan büyük şikayet geldiğini aktardı.
Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçilerin bankalardan aldıkları borcu ödeyemediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Esnaflar, ister Halk Bankasından ister diğer bankadan isterse Esnaf Kefalet Kooperatifinden kredi alsınlar, bütün faizlerini sileceğim. Çiftçiler ister Ziraat Bankasından ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç alsınlar bütün faizlerini sileceğim. Hiç kimse telaş etmesin. Şayet birisi ödemişse faizi o faizini de onlara iade edeceğim. Pandemi münasebetiyle zati adam perişan vaziyette, zati sorunlu vaziyette.”
Esnafın eşyalarını satmak zorunda olduğunu, çok sayıda çek mağduru bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Böyle devlet yönetilmez. Bunların dünyadan haberi yok. Gezdiğim yerlere bir tek AK Parti milletvekili gidemiyor. Nasıl gidecek? Çiftçinin sıkıntısını mi dinleyecek, esnafın kaygısını mi dinleyecek, endüstricinin sıkıntısını mi dinleyecek? Dinleyemiyor. Aslında biliyorlar, reaksiyon geleceğini de biliyorlar. Biz gidiyoruz, dinliyoruz. Ancak dinlerken şunu yapıyoruz, tahlil teklifini söylüyoruz. Bunaldın mı kardeşim hiç meraklanma sandık gelecek önüne hesap soracaksın, demokratik yollardan soracaksın. Ben senin pandemi periyodunda kullandığın kredilerin faizlerini sıfırlayacağım arkadaşım. Toplumsal devlet budur zati.”
Hiç kimseyi mağdur etmeyeceklerini söz eden Kılıçdaroğlu, “Toplumda mağdur yarattığınız vakit siz toplumsal devlet olmazsınız, baskıcı, otoriter devlet olursunuz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin daha evvel yaptığı kongreler nedeniyle Karadeniz’deki vilayetlerin kırmızı renge döndüğünü öne sürerek, şunları söyledi:
“Bu tabloyla Türkiye’nin tamamını kırmızıya dönüştürecekler o denli anlaşılıyor. ‘Herkes elini taşın altına koysun.’ Esnaf, çiftçi bırak elini, gövdesini taşın altına koymuş. Adamın dayanacak gücü kalmamış aslında. İntihar eden oldu iki gün evvel kahveci. Aradım ben ailesiyle konuştum. Geçinememiş, onuruna yedirememiş intihar etmiş adam. Bu adama ne diyeceksiniz artık siz. Bu tabloyu yaratan kim? Bu devleti yönetenler. Nerede toplumsal devlet? Kendileri için var, bir elleri yağda, bir elleri balda. Saraydan bunlar görünmüyor tabi. Saraydan baktığı vakit mutfak dolu, etrafındaki beşerler başka farklı maaşlar alıyorlar. Her birisi için söylüyorum 10 bin liradan fazla. 10 milyonu aşkın işsiz var.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi partilerin kapatılmasını hakikat bulmadığını, bunun demokrasiye alışılmamış olduğunu belirterek, “Biz yalnızca HDP’nin değil, başka partilerin de kapatılmasını istemeyiz.” dedi.
Fox TV’de katıldığı canlı yayında, İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, erken seçime ait bir soru üzerine, “Bu sene sonbaharda, olabilir olağan. Götüremezler. Bakın gecikilen her gün sıradan vatandaşa ağır maliyetler yüklüyor. Esnafa, çiftçiye, sanayiciye… Dolar bu kadar çıktı, indi, Allah aşkına bunun maliyetleri ne olacak. Saman alıyorsunuz dolarla, buğday alıyorsunuz dolarla, et alıyorsunuz, canlı hayvan, ilaç, doğalgaz, petrol alıyorsunuz dolarla.” dedi.
“Yani siz diyorsunuz ki bu ekonomik tabloyu taşıyamayacakları için bu sonbaharda seçim olabilir.” biçimindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Gitmek zorundalar esasen, gitmezlerse bu toplum çok daha ağır maliyetler ödeyecek. Yönetemiyorlar, yönetme kapasiteleri yok. Büsbütün dağılmış vaziyetteler. Devlet bu türlü mi yönetilir?” sözlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “seçim olması durumunda sistemi nasıl değiştireceklerinin” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik. Parlamenter sisteme nasıl geçeceğimizin takvimini milletin önüne koymamız lazım. Milletin bunu görmesi lazım ve ona nazaran gelip bize oy vermesi lazım. Bizim de o takvime uyarak, gereğini yapmamız lazım. Evvelden olduğu üzere parlamento güçlü bir parlamento olmalı. Eskiye dönelim manasında söylemiyorum, darbe hukukundan arınmış bir sistem olmalı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik yollarla yönetilmeli. Bakanlar, Meclis’ten seçilmeli yani seçimle gelmeli. Ayrıyeten her kuruşun hesabını o parayı harcayanlar milletine vermeli. Millete hürmet budur. Milletin vekilini millet seçmeli. Milletvekilini millet seçerse şayet o vakit parlamento üzerindeki vesayet kalkar.”
Türkiye’nin bütün dünyayla arbedeli hale geldiğini, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nde yeni hiçbir şey söylenmediğini savunan Kılıçdaroğlu, “Yeni bir şey söyleyeceksiniz. Ülkenin bu kadar sorunu var. Söylüyorlardı ki manifesto falan diye. Ben hiçbir şey söylemeyeceğini bilseydim vallahi ona ‘ikinci yüzyıla davet beyannamemizi’ gönderirdim. ‘Erdoğan al bakalım ‘ikinci yüzyıla davet beyannamesi.’ Bu devlet, bir yüz yılı devirdi, ikinci yüz yıla nasıl bakacağız? Biz söylüyoruz. Türkiye’nin ikinci yüzyılında ne olmalı? Güçlendirilmiş parlamenter sistem, demokrasi, herkesin karnının doyduğu, OBİT dediğimiz bir proje var Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı, saydam bir devlet, terörle gayret, yer altı dünyasıyla çabada, niyet özgürlüğü, yargı bağımsızlığı… Nerede bunlar?” tabirlerini kullandı.
– HDP’nin kapatılması istemiyle açılan dava
Kılıçdaroğlu, “(Gazeteci Abdülkadir Selvi) Selvi, Kılıçdaroğlu HDP’ye dokundurmaz.’ diyor, ne demek bu?” halindeki bir soru üzerine şöyle devam etti:
“Niye dokundurayım? Muhalefet partisi. UYGUN Parti’ye niçin dokundurayım? Muhalefet partisi. Saadet Partisi’ne niçin dokundurayım? İktidar olsalar tamam eleştiririz, hiç kimsenin telaşı olmasın. Yanlışı olursa eleştiririz. Muhalefet muhalefetle niçin uğraşsın Allah aşkına? Demokrasiden bile haberleri yok bunların. Bizim misyonumuz ülkeyi kim yönetiyorsa, kaynakları kim kullanıyorsa, harcıyorsa, kimlere imkanlar sağlanıyorsa oturur, masaya yatırırız, onun üzerinden tenkit yaparız. HDP farklı parti, biz başka partiyiz. Yanlışı olursa söyleriz. Hakikaten ben Meclis Genel Konseyinde gerekli tenkitleri yeri geldiğinde yaparım. HDP’ye de yaparım. Niçin yapmayayım? Onlar istiyorlar ki biz muhalefet birbirimize girelim, ittifakı bozalım. Güya bizim aklımız yok üzere bize akıl vermeye çalışıyorlar.”
HDP’nin ittifakta olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davaya ait de “Siyasi partilerin kapatılmasını gerçek bulmuyoruz, demokrasiye muhalif. Biz yalnızca HDP’nin değil, öteki partilerin de kapatılmasını istemeyiz. Kuralları vardır. Artık siz zorla yaptırıyorsunuz bunu, zorla partiyi kapatmak istiyorsunuz. Niçin zorla yapıyorsunuz bunu? Bahçeli’nin güzeline gitsin diye yapıyorsunuz bunu, Bahçeli teslim almış onları.” değerlendirmesini yaptı.
– İstanbul Mukavelesi
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kararına ait de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, “Bunlar bayana şiddeti savunuyorlar. Bayanı ikinci sınıf vatandaş görüyorlar. İstanbul Mukavelesinin maksadı nedir? Husus 1. Bayanları her türlü şiddete karşı korumak ve bayana karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak. Nesine karşı bunların? Bayana karşı her türlü şiddete bayanları koruyorsun, o denli diyor mukavele. Bayana karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istiyor. Niçin, bunun nesine karşı?” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “Niye kaldırdı bunu? Burada bizim göremediğimiz bir şey mi var?” formundaki bir soruya da “Acaba ben yüzde 1, yüzde yarım oy nasıl alabilirim belirli çevrelerden?’ Onun hesabı, koltuk hesabıyla yapılmış bu.” karşılığını verdi.
TBMM Lideri Mustafa Şentop’un bir televizyon programında milletlerarası mukavelelerden çekilmeye ait değerlendirmesinin sorulduğu Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının kontratlardan çıkabileceğini fakat buna yetkisi olmadığını, yetkinin TBMM’de olduğunu savundu.
İktidara geldiklerinde emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili Aile Takviyeleri Sigortasını çıkaracaklarını, bu bireyler için sağlıklı ve dengeli yine bir geçiş sağlanacağını, hakların teslim edileceğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, atama bekleyen öğretmenlerin büyük bir kısmını atayacaklarını, eğitime büyük yatırım yapacaklarını da kelamlarına ekledi.
Memurlar
