Türkiye Arabası Teşebbüs Kümesi (TOGG) Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, orta ve uzun vadede, arabanın etrafına örülecek bir mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturabilmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Karakaş, Kocaeli Sanayi Odasının görüntü konferans yoluyla gerçekleştirilen mart ayı meclis toplantısında, yerli araba çalışmalarında gelinen kademeye ait bilgiler verdi:
Kocaeli’nin otomotiv endüstrisindeki yerini bildiğini, kurulacak yeni bir şirketin cazibe merkezlerine yakın olması gerektiğini belirten Karakaş, teknoloji geliştirme altyapısı hasebiyle Bilişim Vadisi’nde coğrafik yerlerini seçtiklerini kaydetti.
Karakaş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) devrinde maksatları ve proje planları doğrultusunda ilerlediklerini lisana getirerek, “Ufak tefek aksaklıklar yok mu? Var lakin projemizi etkileyecek boyutta değil. Grubumuzla bu ufak tefek problemlerin üstesinden gelebiliyoruz. Dünyada otomotive yönelik oyunun kuralları değişiyor. Bunun altında yatan temel neden, müşterilerin beklentilerinin değişiyor olması. Bunun sebebi de arabanın akıllı bir aygıta dönüşüyor olması. Arabanın akıllı bir aygıta dönüşüyor olmasıyla yeni bir hayat alanı ortaya çıkıyor olması. Konutumuzda, ofisimizde neler yapabiliyoruz? Onların birebirini yeni bir ömür alanına dönüşen arabada de yapabiliyor olacağız.” diye konuştu.
– “Fikri sınai mülkiyeti Türkiye’ye ilişkin global bir marka ortaya çıkarmak istiyoruz”
Dünya otomotiv endüstrisindeki değişimlere değinen Karakaş, “yeni dünya”da büyük olanın değil, daha çevik, yaratıcı ve iş birliğine açık olanların değer kazanacağını vurguladı.
Karakaş, işin içine giren yeni teknolojileri bir şirketin yönetebilmesinin mümkün olmadığına, bunların hepsini kullanıcının odağında organize edebilen şirketlerin başarılı olabileceğine dikkati çekti.
Türkiye’nin hakikat vakitte ve yanlışsız yerde yola çıktığının altını çizen Karakaş, şöyle devam etti:
“Projemize başladığımızda 15 yıllık bir devri planlayarak yola çıktık. Bu çok klasik bir halde evvel tanımla, oluştur, büyüt lakin kıymetli olan da sürdürülebilirliğin ispatı olarak ihracat. Biz bunu önemsiyoruz. 20’ye yakın şirketle yaptığımız kıyaslamalarla da kendimize bir kullanıcı kıymet yaratma süreci oluşturduk. 15 yıllık planın 2 temel taşı var; birincisi fikri sınai mülkiyeti Türkiye’ye ilişkin global bir marka ortaya çıkarmak. Teknolojiyi geliştirebilmeniz için olayın bütününe sahip olmanız lazım. Ondan sonra da ayrıntılarına inerek o teknolojiyi geliştirebiliriz. Doğuştan elektrikli olmasını önemsiyoruz. Baştan itibaren tasarlarken akıllı aygıtımızın global rekabetçi olabilmesini önemsiyoruz. Bizim Çin üzere çok büyük bir pazarımız yok. Hasebiyle biz başından itibaren yurt dışında rekabeti önemsiyoruz. Araba kâfi değil, yalnızca araba yapsaydık eriyen karlılıklarla önemli ezaya düşerdik. O nedenle gayemiz; orta ve uzun vadede arabanın etrafına örülecek olan bir mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturabilmek.”
– “Tedarikçilerimizin yüzde 26’sı Kocaeli bölgesinde faaliyet gösteren şirketler”
Türkiye’de değerli bir katma bedeli olan süreçten bahsettiklerini lisana getiren Karakaş, “Geçen sene sonu prestijiyle tedarikçilerimizin seçimini tamamladık. Bu tedarikçilerimizin yüzde 75’i Türkiye’den. Şimdi teknolojisi yoksa yahut çok stratejik ehemmiyeti olmayıp da dünyanın rastgele bir noktasında milyonlarca adet üretilip ticari rekabetçiliği ortada değilse onları muhakkak bir noktada yurt dışından tedarik ediyoruz. Tedarikçilerimizin yüzde 26’sı Kocaeli bölgesinde faaliyet gösteren şirketler.” bilgisini verdi.
Karakaş, üretilecek “Türkiye’nin Otomobili” modellerinden bahsederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bataryamızı aracımızla birlikte Türkiye’de üretiyoruz. Batarya paketinden burada kastettiğimiz; her bir şeyi gelecek, biz etrafına kasasını çakacağız diye bir sözden bahsetmiyoruz. Yaptığımız şey; derinlemesine, inceleyerek, araştırarak uzun vadede ülkemize bunu nasıl yerleştirebiliriz niyetiyle yapıyoruz. Yola çıktığımız andan itibaren modülü de burada yapacağız. Hücreleri alıp modülü yapacağız, modülden batarya paketine geçeceğiz ve üzerindeki batarya idare sistemi dahil yapılacak. Yaptığımız mutabakat da önümüzdeki devirde ortak teşebbüse dönüşecek, ortak teşebbüse dönüştüğü andan itibaren ana hususlarından biri ülkemizin hücre teknolojisine de ulaşabilmesi. Yani kurulacak ortak teşebbüs şirketi makul kapasiteden sonra bir arada geliştireceği kimyaların da fikri mülkiyetine sahip olacak boyutta olacak.”
– “Tersine beyin göçü manasında önemli bir katkımız var”
“Türkiye’nin Otomobili”nin üretimi için Bursa Gemlik’te tahsis edilen yerde geçen yıl 18 Temmuz’da inşaata başlama merasimi yapıldığını hatırlatan Karakaş, burada evvel yer güçlendirme konusuna odaklandıklarını anlattı.
Karakaş, 6 uzmanın yönlendirmesiyle evvel tabanı güçlendirme teknolojisini seçtiklerini aktararak, “Büyük bir yatırım yapıyoruz. Bunun her türlü güvenlik standartlarında yapılması lazım. Şu an şantiyemizde inşaatla uğraşan 450 çalışanımız var. Yapı merkezinin de açıklanmasıyla üst yapıya da başladık ve 1500 çalışana ulaşacak.” dedi.
Her şeyin temelinde insan olduğuna işaret eden Karakaş, iş birliği modeli ve tertip yapısının kıymetli olduğunu vurguladı.
Karakaş, insanın alanında uzman olması gerektiğinin değerine değinerek, “Toplam çalışanımız 400 civarında, sene sonunda 800’ü aşacak. Burada önemsediğimiz husus; bayan çalışan oranı. Şu an yüzde 24’lerdeyiz. Mutlu muyuz? Hiç değiliz. Bunu artırmak için uğraşıyoruz. 270 mühendisimiz önemli global yurt dışı deneyimlerle donatılmış, çalışanlarımızın yüzde 41’i master ve doktoraya sahip. Çalışanlarımızdan 22’sinin son iş yeri yurt dışındaydı. Bilakis beyin göçü manasında önemli bir katkımız var. Bunun kolay sebebi var. Bilhassa dünyada yeni trendler çerçevesinde çalışabileceğiniz bizim üzere 15 proje yok, 10 da yok. O nedenle hayalinizi gerçekleştirebileceğiniz, bilgilerinizi kullanabileceğiniz bir platform var. O nedenle de bizim önemli bir biçimde katkımız olduğunu görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Memurlar
