AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, Türk siyasi tarihine “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını hafızasından silemiyor.
O periyot başörtüsü baskısına maruz kalan Katırcıoğlu, AA muhabirine, ülkedeki vesayet ve darbe periyodunun, o karışıklığının eğitim planlarını ve maksatlarını farklı istikametlerde şekillendirdiğini söyledi.
Katırcıoğlu, 28 Şubat sürecinin kendilerini büsbütün farklı bir dönemece soktuğunu belirterek, “Ben de o devirleri çok derinden yaşadım, bende çok derin izler bırakan bir süreç olarak hatırlıyorum.” dedi.
Kazandığı üniversiteye kayıt yaptıramadığını, tekraren imtihana girip üniversite kapısından dönmenin hayal kırıklığını yaşadığını aktaran Katırcıoğlu, en son ülküsünde olmayan bir üniversiteye kayıt yaptırdığını kaydetti.
Katırcıoğlu, lisede başörtülü 4 öğrenciden biri olarak birtakım baskılar gördüğünü fakat “en acısı”nın üniversite hayatında olduğunu lisana getirerek, başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
“Kayıt donduruyorum, devam ediyorum, derslere giremiyorum. Bir imtihan var, hiç unutmuyorum. Eğitim süreci uzadı, kızıma gebeyim. Üniversiteyi 4 yılda bitiremedim maalesef bu sebeplerden. Sanırım 7 aylık hamileydim, büyük bir amfide imtihana girdik. Gözetmen bir hoca yanıma geldi ve başıma dikildi. ‘Başını açacaksın’ dediğini duydum. Gitti dolaştı bir daha geldi, biraz huzursuz oldum. ‘Çıkıp gideyim sınavdan’ der üzere olduğumda arttan, ‘Hayır, sen kalkmayacaksın yerinden, siz de başını açtırmayacaksınız’ diye bir genç delikanlının sesi geldi. O ses hala kulaklarımda. O vakit gözetmen bir şey demedi. O imtihandan geçtim, istatistik dersiydi.”
Katırcıoğlu, bunun üzere birçok olay yaşadıklarını lakin 28 Şubat sürecinin, yalnızca başörtüsü üzerinden konuşulduğunda, çok dar kapsamlı olarak ele alınmış olacağını söz etti.
– “Yerli bir İslamofobi uygulaması yaşadık”
Aslında o devirde yeni bir darbe modeli uygulandığına işaret eden Katırcıoğlu, “O periyotta yaşanan süreci, bugün Avrupa’da yaşadığımız, Müslümanların uğradığı ayrımcılıkla karşılaştırıyorum. Aslında 23-24 sene evvel yerli bir İslamofobi uygulaması yaşadık.” değerlendirmesinde bulundu.
Katırcıoğlu, son vakitlerde 28 Şubat zihniyetini ve o periyodu özleyen zihinlerin kimi telaffuzlarını görmeye başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Hep şöyle düşünüyordum; aslında bir olağanlaşma oldu. Başörtülü insanları kabullendiklerini düşünürken aslında bu türlü olmadığını fark ettik. Biliyorsunuz Meclis’te, genel konsey görüşmelerinde Küme Başkanvekilimiz Hasret Güçlü’nün bir söylemi üzerine CHP Küme Başkanvekili Engin Özkoç, ‘Bu bayana haddini bildirin’ dedi. Direkt Merve Kavakçı’nın yaşadığı o ana, o psikolojiye bizi götürdü. Genel heyetin art sıralarındaydım, nasıl yerimden kalkıp ön sıralara gittiğimi hatırlamıyorum. Her şey daha çok taze yüreklerimizde lakin onların da zihinlerinde hala o 28 Şubat heveslerinin çok taze olduğunu görüyoruz.”
– “Cumhurbaşkanımız bir kapıyı açtı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve kararlı duruşu sayesinde Meclis’e birinci 2013’te 5 bayan milletvekilinin başörtüleriyle girmesiyle olağanlaşma sürecinin başladığını anımsatan Katırcıoğlu, “O bir kapıyı açtı. 7 Haziran 2015’te benim üzere birçok arkadaşımıza Rabbim, kendi vilayetlerinden birinci seçilen başörtülü bayanlar olarak Meclis’e girme gururunu nasip etti. O gün yaşadığımız kederlerin, fedakarlıkların bize tahminen bir mükafatıydı. Meclis’te başörtülü bir komite lideri olarak vazife yapıyor olabilmek, birincilerden birisiydi. Bunların hepsi benim için büyük bir onur. Bizlerin önünü açarak devletimize ve aziz milletimize hizmet etme talihi tanıyan Cumhurbaşkanımız ve Genel Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bir defa daha teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Katırcıoğlu, 28 Şubat’ın çok daha büyük bir tehlikenin başlangıcı olduğuna dikkati çekerek, o süreçte alınan kararların dini bilgilerle yetişen gençliğin önünün kesilmesine yönelik bir siyaset olduğunu kaydetti.
Bu süreçte Fetullahçı Terör Örgütünün okullarının devreye girdiğini anlatan Katırcıoğlu, “Bu çok planlı bir şeydi. 28 Şubat, 15 Temmuz’a giden yolun taşlarının döşendiği bir süreç olmuştur. Gençleri devşirmeye başlayan bir süreç oldu. Dışarıda Ulusal Eğitim’in kuralları içinde eğitim veren lakin içeride saklıdan ‘altın nesil’ dedikleri zihinleri, vücutları, ruhları satılmış, ailesinden kopartılmış, ülkesine, milletine düşman edilmiş bir kuşağın inşasına maalesef bir yer hazırlamışlardı.” tabirlerini kullandı.
Memurlar
