Kaza, 2016 yılının Aralık ayında, Bornova ilçesine bağlı Evka 3 Mahallesi’nde meydana geldi. Yaya geçidinden sahibi Eda Yılmaz’ın komşularıyla yolun karşısına geçmeye çalışan ‘Murphy’ isimli, 2 yaşındaki ‘Beagle’ cinsi köpeğe, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. S.Ö. idaresindeki araba çarptı. S.Ö., durmayarak, arabasıyla uzaklaştı. Kazadan sonra 3 ameliyat geçiren köpek, hayatını yalnız idame ettiremeyecek duruma geldiği için uyutuldu. Köpeğin sahibi Eda Yılmaz, avukat ablası Eylül Yılmaz ile savcılığa kabahat duyurusunda bulundu. İzmir 12’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde de maddi ve manevi tazminat davası açtı. Geçen 18 Şubat’ta görülen 20’nci duruşmada açıklanan kararla S.Ö.’nün 2 bin TL manevi, 5 bin 782 TL ise maddi tazminat ödemesine hükmedildi.
‘MURPHY’DEN SONRA KÖPEK SAHİPLENEMEDİM’
Eda Yılmaz, köpeği 2014 yılında sahiplendiğini belirterek, “Çok sevecen bir hayvandı. Yaşı itibariyle gençti. Bu yüzden enerjikti. Komşularım Murphy’i gezdirmek için yanlarına almışlardı. Yaya geçidinde karşıya geçerken kaza olmuş. Rastgele bir kasis ya da trafik ışığı yoktu. Ayrıyeten bu olay, bir okulun çabucak yanında oldu. Ben orada değildim, telefonla haberini aldım ve çok üzüldüm. Ne olacağını bilememek de beni çok üzdü. Uyutulacak mıydı, yoksa iyileşecek miydi aşikâr değildi. Kazadan sonra iç kanama geçirdi, ondan sonra ameliyata alındı. Ameliyattan kısa bir müddet sonra da İstanbul’da bir kaç ay fizik tedavi gördü. En azından 3 ayakla yaşayabilmesi için art ayaklarından birini kaldırmaya çalıştık. Yıllarca köpeğımız oldu. Kazadan sonra artık bir köpeğe bakmaya korkar olduk. Bir köpek sahiplenmeyi düşünmeye başladık. Son köpeğimiz de Murphy oldu” dedi. Eda Yılmaz, hayvanlara çarpan şoförlerin kaçmamalarını ve yolda dikkatli olmalarını kelamlarına ekledi.
‘HAYVANLARA ZİYAN VERENLER İÇİN KIYMETLİ BİR KARAR’
Eda Yılmaz’ın ablası, tıpkı vakitte avukatı Eylül Yılmaz, hukukta hayvanlarla ilgili bahislerin ‘Mala ziyan verme’ hatası kapsamında değerlendirildiğini belirterek, “Bu sebeple bizim yaptığımız savcılıktaki hata duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Bundan sonra karşı tarafla araç sahibiyle görüştük. Lakin genelde, ‘Benim aracımda da bir ziyan var, evvel bunu halledelim’ üzere bir tutumla karşılaşıyorsunuz. Biz de bunun üzerine dava yoluna gittik. Maddi ve manevi tazminat davaları açtık. Burada farklı olan, maddi tazminatın yanında manevi tazminat kararına da hükmedilmesi. Zira bugüne kadar lokal mahkeme kararlarında ve Yargıtay’da içtihat olarak benimsenmiş olan durum; bir maldan ötürü keder duyulamayacağı nedeniyle manevi tazminata hükmedilemeyeceği istikametindeydi. Burada 2 bin TL’lik manevi tazminat çıktı ki zati bizim için ölçü hiç değerli değil. Bedel aslında tarafları zenginleştirici nitelikte olmadan, kedere karşılık verilebilecek bir bedel olması lazım. Bizim için bir adım atılması bile memnunluk verici. Kazanın hiçbir vakit kasıtlı olduğunu zati düşünmüyoruz. Fakat beşerler, bir hayvana çarptığında en azından ‘Neyse çarptım, haydi gideyim’ diyemeyecek, bunun gerisinden bir dava gelebileceğini, bunun için bir tazminat ödemesi gerektiğini bilecek. Bunun bile bir caydırıcılığı olabilir” dedi.
Memurlar
