Artvin’in Ardanuç ilçesinde evlenmek isteyen çoban Ercan Akbulut, tanıdığı birtakım inşaat ustaları aracılığı ile Van nüfusuna kayıtlı Hülya Soyler ile tanıştırıldı. Aracılara 31 bin lira başlık parası veren çoban Akbulut, Van’dan aldığı bayanla Ardanuç’a geldi. Akbulut ve Soyler ile akrabaları seyahatleri sırasında toplumsal medyadan canlı yayın yaparak o anları da paylaştı. Canlı yayın sırasında gelin ve damat adaylarına yorum yazanlar mutluluklar diledi. Yolda bir restoranda yemek molası veren gelin ve damat adaylarının akrabaları, çekilen fotoğraf karesini de ‘Gelinimizi aldık, geliyoruz’ diye paylaştı.
Bir anda ortadan kayboldu
Ardanuç’ta 3 gün kalan Hülya Soyler, Ercan Akbulut ile alyans almak için kuyumcuya gitti. Burada kıymetli bir alyans satın aldıran Hülya Soyler, kuyumcu çıkışı bir mağazaya girdi. Bu sırada Soyler, apansız ortadan kayboldu. Gelin adayına ulaşamayan ve dolandırıldığını anlayan çoban, jandarmaya başvurdu. Soyler’in bir taksiye binerek evvel otobüs terminaline, akabinde İstanbul’a gittiği belirlendi. Ercan Akbulut’un bayana başlık parası ile birlikte yaklaşık 40 bin lira harcadığı öğrenildi.
5 vilayetten yaklaşık 300 bin liralık vurgun yaptığı tespit edildi
Artvin Vilayet Jandarma Komutanlığı takımları, Hülya Soyler’in izini sürdü. Şüphelinin Türkiye’nin farklı vilayetlerinde çok sayıda kişiyi evlilik vaadiyle dolandırdığı, altın ve başlık paraları ile kaçtığı belirlendi. Düğün davetiyeleri de bastıran Hülya Soyler’in son 4 ayda, 5 vilayetten yaklaşık 300 bin liralık vurgun yaptığı tespit edildi. ‘Nehir Naz’ lakaplı Soyler, evvelki gün katıldığı bir televizyonda canlı yayınlanan programda, jandarma gruplarınca gözaltına alındı. Soyler ile aileler ortasında aracılık yapan Y.B. ve K.T. de yakalandı. Artvin’e getirilen şüpheliler, tabirlerinin akabinde adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Hülya Soyler tutuklandı, öbür 2 kuşkulu ise isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldı.
”Kız için 23 yaşında dendi fakat 29 yaşında olduğunu öğrendik”
Yaşadığı olayı anlatan Ercan Akbulut, “Amcamın meskenini yapan bir usta vardı, amcam ustaya, ‘Benim bir yeğenim var, bunu baş göz edelim’ demiş. O da, ‘Ben bulurum lakin 40-50 bin lira başlık parası var’ demiş. Amcam da babama danıştı. Babam da benle konuştu ve ‘olur’ dedim. Yavuz usta, ben, babam ve amcam Van Erciş’e gittik. Orada da aracı bir kişi vardı, onla birlikte kızın meskenine gittik. Konuta girdik, oturduk çay falan içtik. Kızla beni konuşturdular ve olumlu gördüler. Daha sonra mevzu başlık parasına geldi. 40 bin lira para istediler, 31 bin liraya anlaştılar. Parayı hesaptan vermek istedik ancak kabul etmediler. O an biraz şüphelendik, parayı vermeden Artvin’e geri geldik. Usta ‘Ayıp oldu’ dedi. Bizi bir daha onların meskenine götürdü. Çektiğimiz parayı nakit olarak verdik, kızı aldık ve Artvin’e geri geldik. Kız için 23 yaşında dendi ancak 29 yaşında olduğunu öğrendik. Cuma günü akşam dışarı çıkıp gezdik. Pazartesi sabahı da nişan yüzüğü almak için Ardanuç’a gittik. Yüzüğü aldık elbise almak için öteki bir mağazaya girdik. Bir anda mağazadan kayboldu, kaçtığını anladık” dedi.
”Artık evlilikten soğudum daha evlenmek istemiyorum”
İnsanların birbirini çok iyi tanıması gerektiğini tabir eden Akbulut, “Görücü adabını kimseyle tavsiye etmiyorum daha evvel hiç kız arkadaşım olmadı. Çok üzüldüm, iyi niyetle bir yola çıktık ancak dolandırıldık. Yüzük almaya giderken, ‘uygun fiyatlı bir yüzük alalım, durumumuz iyi değil anlayış göster, aslında başlık parası verdik’ dedim ‘tamam’ dedi ancak en değerlisini seçti. Kendisinin gerçek ismini da bilmiyorum. Nikah için kimliğini istedim vermedi, aslında orada şüphelenmiştim. Kız buradan kaçmadan evvel telefonumdaki tüm fotoğraflarımızı da silmiş, hiç kanıt bırakmamış. Biz şüphelenmeyelim diye babaannemle namaz kılıyorlardı, umreye gittiğini söyledi fakat abdest aldığını hiç görmedim, daima namaz kılıyordu. Ben çiftçiyim ve koyunlarım var, 40 bin TL bizim için çok para. Ben bu parayı geri istiyorum ve şikayetçiyim. Artık evlilikten soğudum daha evlenmek istemiyorum. Yeniden kandırılmaktan korkuyorum, düzgün kısmetler karşıma çıkarsa olur lakin konuşmam lazım. Hayatı paylaşabileceğim bir eş istemiştim. Buralardan kimseyi bulamadık, kızlar çiftçiye gelin gelmek istemiyor. Bu türlü bir deva aradık ve dolandırıldık” sözlerini kullandı.
”Kızlar, buraya gelmiyor, hayvancılığı sevmiyorlar”
Olayı anlatan baba Tahsin Akbulut (57), “Bir tanıdığımız vesile oldu, çocuklar anlaştı. Ben de konuşmak istedim, hayvanlarımızın olduğunu söyledim, ‘ben bakarım, benim huzurum olsun, zenginlik değerli değil, kuru ekmek yerim’ dedi. Bilezik falan alıp takacaktım, yüzük aldım. Mağazaya gittim, elbise alırken mağazadan çıkmış. Sağa sola baktık, yok. ‘Ercan, gelin gitti’ dedim. Sonra muhtar geldi, karakola haber verildi. Akabinde da yakalandı. Oğlum yanımızda kalıyor, ona yardımcı olsun diye getirmek istedik. Mal satılır insan satılmaz fakat çaresiz kaldım. Kızlar, buraya gelmiyor, hayvancılığı sevmiyorlar” diye konuştu.
”Paramızı helal kazanmıştık lakin yanlış yollara başvurduk”
Adaletin yerini bulmasını isteyen anne Fikri Naz Akbulut (59), “Allah’ım ona fırsat vermesin. Cezasını alsın istiyorum. Paramızı helal kazanmıştık fakat yanlış yollara başvurduk. Yaşlı olduğumuz için düşünemedik. ‘Ben umreye gittim, 200 kişinin sorumluluğunu aldım’ diyordu. Kendisinden, hiç şüphelenmedik” dedi.
”Nasıl bir tuzağa düştük anlamadık”
Ercan Akbulut’un babaannesi Sultan Akbulut (86) ise, “Ben hiç anlamadım, tespih çekiyordu, namaz kılıyordu. Ne iyi biri geldi dedim. Torunu evlendirip, memnun olduk dedim lakin üzüldük. Paramızı da aldı, gitti. Ben bu türlü bir şey hayatımda görmedim. Nasıl bir tuzağa düştük anlamadık” sözlerini kullandı.
Memurlar
