Mustafa Kemal Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Tülin Dingin Yetim, birçok hastalıkta tesirli olan ve bedenin paslarını silen ozon tedavisinin Covid-19’da da tesirli olduğunu söyledi.
Mustafa Kemal Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Tülin Sakin Yetim, Hatay’da hadise sayılarında azalma olduğunu, pik yapma sebebinin yaz aylarındaki rahatlık ve seyahatler olduğunu belirterek, “Yüzde 125 artmasının nedeni bilinçsizlikten ve maske kullanımının yanlış olmasıdır. Tedavi sürecinde korona virüs akciğerin hava aldığı alanları tıkıyor, bu türlü olunca hastanın yaşama ihtimali kalmıyor. Şu devirde hadise sayılarında azalma var, ağır bakımlar azalmaya başladı. Şu anki süreç iyi gidiyor” dedi.
Prof. Dr. Tülin Dingin Yetim, ozon tedavisinin birçok hastalıkta tesirli olduğunu ve ozonun kanın sıvılaştırıp, bağışıklık sistemini güçlendirip, antikor oluşturduğunu belirterek, “Ozon tedavisinde bu süreçte ne yapılabilir diye yardımcı tedavileri düşündük. Çin ve İngiltere’de korona sürecinde hastalar hiçbir tedavi uygulanmamış entübe hastalarına da ozon tedavisi uygulanmış ve entübeden çıktıklarını gördük. Bu süreçle ilgili eğitimler aldık. Korona sonrası en büyük sorun nefes darlığı, halsizlik, güç kaybıdır. Ozon tedavisi yapılırken biz kan pıhtılaşmasını da gözlerimizle görüyoruz. Ozon kanın sıvılaşmasını sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendirip, antikor oluşturuyor. Bu istikametiyle biz ozon tedavisini kullandık. Ozon tedavisi diyabetik, beyin felci, yara iyileşmesi, yaşlanma belirtilerinin gecikmesinde ve obezite tedavisinde, KOAH üzere tüm hasta kümelerinde iyileşme sağlıyor” dedi.
Yetim, Çin aşısının mutasyonların tamamına karşı antikor üretimini sağladığını belirterek, “Covid-19’u atlatan hastaların yine antikor kazanması süreci değişkenlik gösterebiliyor. Her bireyde farklı gösterebilir antikor oluşması. Aşı olduk lakin burada antikor yanıtlarına bakılacak. Aşılanmak yetmiyor, süreç sonrası oluşan antikorlar bizim için bilgiler olacak. Ülkemiz Çin aşısını niçin tercih etti tartışması var lakin saklama şartlarına uygun bir aşı durumunda. 2-8 derecede kalabiliyor. Çalışmaları yapılmış, inançlı bulunmuştu. Bundan ötürü Sinovak aşısı tercih edildi. Almanya’da üretilen aşı mRNA aşısıydı. Bu aşı insan bedenine geçtikten sonra ona yönelik antikor üretmesi hedeflendi. Virüs mutasyona da uğruyor ancak hasta üzerinde mutasyona uğradığında kendi kendini de öldürebiliyor. Covid-19’da 17 küçük mutasyonlar var. Biz Sinovak’la bu mutasyonların tamamını verdiğimiz için bu aşılarla antikor üretimini sağlamış oluyoruz. Aşının koruyuculuğu yüzde 95 üzerinde. Çin’de aşı yapılmıyor, salgın yok üzere telaffuzlar var ancak buna benzeri komplo teorileri var. Lakin bilimsel olarak bu aşının yüzde 95 üzerinde aktifliği var” sözlerini kullandı.
Memurlar
