Pandemi ve dondurucu soğuklar nedeniyle hasta olmak istemeyen Muşlular, aktarlara yöneldi. Kışın bilhassa bitkisel eserler tüketmeyi tercih ettiklerini belirten şahıslar, koronavirüs salgınına karşı da tedbir almaya çalıştıklarını söyledi. İşlerinde tarihlerinin en ağır günlerini yaşadıklarını belirten aktarlar ise talebe sıkıntı yetiştiklerini kaydetti. İstanbul’un Mısır Çarşısı’nda 1988 yılında başladığı aktarlığı Muş’ta sürdüren, 2 çocuk babası Melih Bingöl (55), kent merkezindeki alışveriş merkezinin içinde yer alan dükkanında, 2010’dan bölge halkına hizmet sunuyor. Koronavirüs salgını öncesinde mevsim geçişlerinde olağan ilgi gördüklerini anlatan Bingöl, pandemiyle en ağır günleri geçirdiklerini söyledi. Bingöl, “Pandemi öncesi mevsimsel geçişlerde bizlere ilgi vardı. O periyotta giden eserlerimiz; zencefil, ada çayı, zerdeçal, ıhlamur, hatmi çiçeği ve havlıcan formundaydı. Koronavirüs salgını ile birlikte ön plana çıkan eserlerimiz ekinezya, ebegümeci, propolis, kekik yağı, papatya ve yeşil çay oldu. Eserlerin 1 yılı geçmemiş olması lazım. Ayrıyeten aktarların tavsiye ettiği biçimde tüketilmeli” diye konuştu.
Kış mevsimi ve koronavirüs devrinde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için bitkisel eserleri daha çok tercih ettiklerini anlatan Ergün Gündoğan ise “Genellikle ıhlamur ve ada çayı kullanıyorduk. Kış mevsimi ve bu koronavirüs devrinde bağışıklığımızın güçlenmesi ismine bitkisel eserleri daha çok tercih etmeye başladık. Bitkisel eserlere, aktarlara daha çok ilgi göstermeye başladık. Bitkisel bizim için daha ülkü. Bundan ötürü tercih ediyoruz” dedi.
Memurlar