Tüm dünyayı tesiri altına alan Kovid-19 salgınıyla tanışmamızın üzerinden 6 ay geçti. Salgın hayatımızı sil baştan değiştirirken, virüsün insan vücudunda ne üzere kalıcı tesirler bırakacağı ise şimdi bilinmiyor. Şu ana kadar ABD, Çin ve Hong Kong üzere devletlerde ortaya konan ilmî makaleler ise koronavirüsün kalıcı akciğer hasarına yol açtığını ortaya koyuyor.
30 GÜN BOYUNCA SÜRÜYOR
Kovid-19 geçirmiş hastalarda erken devirde akciğer hasarının devam edebileceğini gösteren en son makalenin detaylarını Yeni Şafak’a anlatan Acıbadem Maslak Hastanesi İç Illetleri ve Hematoloji Eksperi Prof. Dr. Mustafa Çetiner, 57 koronavirüs hastasının taburcu edildikten 30 gün sonra yine incelendiğine dikkat çekti. Çalışma sonuçlarına nazaran hastaların yarısından fazlasında teneffüs kaslarında zayıflama, teneffüs fonksiyon testlerinde anormallik ve tomografide akciğer bulguları gözlemlendiğini belirten Çetiner, iyileşmiş kabul edilen hastalarda 30 güne kadar akciğer hasarının devam ettiğinin bu çalışmayla ortaya konduğunu söyledi.
HAFİF SEYİRLİLER DE RİSK KÜMESINDE
İncelenen 57 hastanın 17’sinin önemli nispette oksijen düşüklüğü, teneffüs cihazı desteği ve ağır bakımda tedavi üzere kriterlere sahip olduğunu aktaran Çetiner, hastaların 40’ının ise hafif seyirli koronavirüs hastaları olduğunu aktardı. Çetiner, “Bu hastalar dikkate alındığında akciğer hasarının yalnızca önemli vakalarda olmadığı gözlemlenmiş oldu. Hafif seyirli hastalarda bile akciğer hasarı gözlemlenmesi mümkün olabiliyor” dedi.
RUH SIHHATIMIZI DA BOZUYOR
Koronavirüs salgınının uzun devir tesirleri sadece akciğere verdiği hasarla hudutlu değil. Yapılan araştırmalar münhasıran nörolojik olarak iyileşen hastalarda baş ağrısı, bilişsel aktivitelerde yavaşlama, hafıza sorunu ve konsantrasyon sorunu üzere durumların yaşandığına dikkat çekiyor. Ayrıyeten hastalık sonrası anksiyete ve depresyon üzere meselelerin oluştuğu da belirtiliyor.
TÜM VÜCUDU ETKİLİYOR
Marazın bu tesirlerini de anlatan Prof. Çetiner, “Kovid-19’da kalp ve böbrek başta olmak üzere gayri organ tutulumları da gözlemlenebiliyor. Kovid-19 sonrası kalpte ritim bozuklukları, kalp yetmezliği ve böbrek fonksiyon bozuklukları, diyaliz muhtaçlığı üzere vakalar duyuyoruz. Her geçen gün, Kovid-19 yalnızca bir teneffüs yolu illeti değil, sistemik tüm vücudu etkileyebilen bir hastalık olduğunu anlıyoruz. Lakin elimizdeki donelerle hala yüzde 100 olarak bu böyledir dememiz mümkün değil. Tablo korkutucu olsa da maske, toplumsal uzaklık ve paklık üzere tedbirlere yüzde 100 entegrasyon sağlarsak, virüsten korunmak mümkün” tabirlerini kullandı.
Aybike Eroğlu
Memurlar
